(Milli Gazete)
ABD, operasyon yapmaya karar verdiği ülkelerde, operasyondan
çok önce, ABD’deki değişik düşünce kuruluşlarına özel raporlar hazırlattırarak,
hedef ülke ile ilgili yapacağı mücadelenin mahiyetini belirlemektedir. Bu
anlamda Rand Cooperation Düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan “Sivil
Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” adlı raporun özel bir
önemi vardır (1).
Burada, bu rapor ele alınıp değerlendirilecektir. Raporu
değerlendirmekteki amacımız, bu ülkede ve İslam coğrafyasında vuku bulan
olayların bir arka planı olduğuna, tesadüfen hiçbir şeyin meydana gelmediğine,
iyi bir hazırlık döneminden sonra icraatın başlatıldığına dikkat çekmek,
gerekli dersleri almak içindir. O nedenle Türkiye’de art arda patlayan
bombalara ve İsrail’le yapılmak zorunda kalınan anlaşmaya bu açıdan
bakılmasında fayda vardır.
Rand Raporunun Genel Yapısı ve Amacı
Raporun amacı, önsözünde şu şekilde ifade edilmektedir:
“Akıllıca bir yaklaşım tertipleyebilmek için İslam dünyasının içinde süregelen
ideolojik mücadeleyi iyi harmanlayıp anlayabilmek gerekiyor. Bunu yapmaktaki
maksat uygun ortakları bulup gerçekçi hedefler tayin etmek ve bu evrimin olumlu
yönde ilerlemesini desteklemektir…” Bu dünyadaki aktörleri farklı kategorilere
ait bireyler olarak değil de bir spektrumdan kayan objeler olarak görmek
işimizi kolaylaştıracaktır…” “Eğer bunu yapabilirsek spektrumun hangi yüzünün
bizim değerlerimize uyumlu hangilerinin ise tamamen bize karşı olduğunu
görebiliriz…” İslam dünyasının daha geniş bir demokrasi, modernizm,
uluslararası dünya düzenine uyumluluk yolunda yapacağı değişimi
cesaretlendirmek için ABD’nin ve Batı dünyasının İslam’ın içindeki hangi
unsurları, trendleri ve kuvvetleri güçlendireceğini; düşmanlarının ve
ortaklarının gerçek hedeflerini ve bu geniş gündemin sebep olabileceği muhtemel
sonuçları iyi tahlil etmeleri gerekiyor” (1)
Bu rapor İslam coğrafyasında yürütülecek bir sosyolojik
savaş için bir sosyolojik analiz yapmakta ve yürütülecek savaşın stratejisinin
ana iskeletini ortaya koymaya çalışmaktadır. Okuyucunun bu noktayı gözden
kaçırmaması gerekmektedir.
Rand Raporunda Dört Grup İnsan
Rapor, İslam dünyasındaki Müslüman potansiyeli sosyolojik
bir analize tabi tutarak Fundamentalistler/Radikaller, Gelenekçiler,
Modernistler, Laikler olmak üzere dört ana gruba ayırmakta ve her bir grubu
tanımlamakta, birbirleri ile örtüşen ve örtüşmeyen fikirleri analiz etmektedir:
“Fundamentalistler/Fundamentalist”
Rapora göre bu grup,
* “Demokratik değerleri ve çağdaş Batı kültürünü
reddediyor”.
* “İslam hukukunu ve değerlerini uygulayabilecekleri
otoriter ve baskıcı bir devlet istiyor”.
* “Şiddetten kaçınmayan agresif ve yayılmacı bir anlayışa
sahip”.
* “İslam’ın dünya üzerine olabildiğince geniş bir coğrafyada
tanınmasını istiyor.”
* “Referans noktaları ise herhangi bir etnik grup ya da
ulus-devlet değil, “ümmet”tir.
* Fundamentalistler, kendi aralarında iki gruba ayrılır.
Birinci grup, “temellerini teoloji ve dini kuruluşlardan alan Kutsal Kitap’a
dayalı fundamentalistlerdir”. İkinci grup ise “İslam’ın ilmi boyutuyla fazla
ilgilenmeyen radikal fundamentalistlerdir”.
“Gelenekçiler”
Rapora göre “Gelenekçiler”,
* “Modernizm, yenilik ve değişim hakkında şüpheleri vardır”.
* “Bu kesim kendi içinde iki gruba ayrılmaktadır:
“Muhafazakâr gelenekçiler” ve “reformcu gelenekçiler.”
* Muhafazakâr gelenekçiler, “İslam hukuku ve geleneklerinin
sıkı sıkıya takip edilmesi gerektiğini, devletin ve siyasi otoritelerin bunun
sağlanmasında etkin bir rol alması gerektiğini” savunuyorlar. Buna rağmen
şiddet ve terör faaliyetlerinden yana değiller.
* “Modern yaşamı, en büyük tehdit olarak” görüyorlar.
* “Temel karakterleri, değişmeye karşı gösterdikleri
dirençtir”.
* Reformcu gelenekçiler, İslam’ın zamanla değerini koruması
için “Reform yapılması ve yeniden yorumlanması” gerektiğini düşünüyorlar.
“Modernistler”
Rapora göre bu grup,
* “Peygamber zamanında yapılmış olan uygulamaların o zamanın
gerçekleri içinde en uygun olanlar olduğu ama günümüz şartlarında geçersiz
olduğunu” düşünüyorlar.
* Modernistler “İslam dünyasının global modernizmin bir
parçası olmasını istiyorlar”.
* “İslam’ı yeniçağa ayak uyduracak biçimde modernize etmek
amacındalar”.
“Laikler”
Rapora göre Laikler,
* “Dini tamamen kişiye özel bir mesele olarak görmekte ve
politika ve devletten ayrı tutulması gerektiğini savunmaktadırlar.”
* “Devlet bireyin dinini yaşamasına izin verirken, dini
uygulamalar da hukuk ve insan hakları gibi bazı kavramlarla uyumlu olmak
zorundadır.” Rapora göre bu dört grup, birbirlerinden kesin çizgilerle
ayrılmamaktadır/ ayrılamamaktadır. Aralarındaki sınırlar, açık ve belli
olmadığı için konulara bağlı olarak gelenekçiler ile fundamentalistler,
gelenekçilerle modernistler ve modernistlerle laiklerin düşünce, tutum ve
tavırları örtüşmektedir. Fundamentalistler ve gelenekçiler, laik Batı
değerlerinin pek çok sosyal problemin kaynağı olduğunu; İslami düzenin ise
ahlak, sağlam aile yapısı ve düşük suç oranını sağladığını ileri sürüyorlar.
Raporda Önerilen Strateji
Raporda yer alan dört grup, birbirleri ile iç içe geçmiş
durumda ve hepsinin arasında bir ortak payda, arakesit mevcuttur. Bununla
beraber ikişerli gruplar için ortak paydalar, geneldekinden daha fazladır.
Gruplar arasında, zamana, zemine ve şartlara bağlı olarak meydana gelen
etkileşim, karmaşık bir stratejinin benimsenmesini gerekli kılmaktadır. Rapor da,
ABD yönetimine bunu teklif etmektedir:
“Karma bir yaklaşımdan kastımız, belli gruplarla kesinlikle
işbirliği yapamayacağımız; ama bizim için vazgeçilmez değerleri ve normları
koruyabileceğimiz, ayrıca farklı ülke ve topluluklara karşı esnek politikalar üretebileceğimiz
bir yaklaşım olmalıdır.”
“Böyle bir yaklaşımın hedefi sivil ve demokratik İslam’ın
kalkınması ve modernleşmenin ilerletilebilmesi olmalıdır.”
Raporda bu karma yaklaşımın gerekçeleri, İslam dünyasında
var olduğu söylenen söz konusu dört grubun, güçlü ve zayıf yanları, birbirleri
ile ve ABD ile etkileşimleri, genişçe analizi edilerek ortaya konmaktadır. Yer
darlığından dolayı bu analize burada yer verilememektedir.
Aşağıda, karma yaklaşım üzerine inşa edilmesi önerilen bir
stratejinin genel yapısı verilmektedir:
“1-Öncelikli Olarak Modernistleri Destekle
* Çağdaş İslam’ın yüzü olarak modernistler görülmeli,
gelenekçiler değil.
* Eserlerini ve çalışmalarını yayınla ve dağıt
* Gençlere ve büyük kitlelere hitap etmeleri konusunda
cesaretlendir.
* Fikirlerini İslami eğitim müfredatının içine sok.
* Onlar için bir kamu platformu oluştur.
* Dinin yorumlanması konusunda temel sorular hakkındaki
fikirlerini ve yargılarını fundamentalist ve gelenekselcilerle rekabet edecek
şekilde geniş kitlelere duyurmalarına yardım et, çünkü diğer grupların kendi
web siteleri, yayınevleri, okulları kurumları ve düşüncelerin yaymak için pek
çok alternatif yolları var.
* Laikliği ve modernizmi, olumsuz etkilenmiş İslami gençliğe
karşı bir kültür olarak benimset.
* İslam öncesi tarih ve kültür hakkında bilgi ver ve bu
konuların gerek medya gerekse çeşitli müfredatlarda konuşulmasını
cesaretlendir.
* Bağımsız ve bireyci organizasyonların gelişimini destekle,
bireysel kültürü yücelt, sıradan vatandaşların kendilerini eğitebilmelerini ve
politik süreçte düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmelerini sağla.
* Fundamentalist ve gelenekçilerin İslâm’ı açıklama ve
yorumlama konusunda oluşturdukları tekelin kırılmasına yardım et.
* Modernist İslam fikirlerinin yayılması için internet
sitelerinde, radyo, televizyon ve popüler yerel medya organlarında günlük
sorunlara cevaplar yazabilecek modernist aydınlar bul.”
“2-Geleneksel Müslümanları Fundamentalistlere Karşı Destekle
* Geleneksel Müslümanların fundamentalistlerin ortaya
koyduğu şiddet ve aşırılık yanlısı tutumlarını eleştirmelerine izin ver ve bu
düşüncelerini yayımlat.
* Gelenekçiler ve fundamentalistler arasında oluşabilecek
muhtemel ittifakları boz.
* Spektrumun modernizm tarafına yakın duran geleneksel
Müslümanlarla modernistler arasındaki işbirliğini destekle.
* Gelenekçileri, fundamentalistlerle yapacakları
tartışmalarda daha başarılı olacak şekilde eğit. Gelenekçilerin fikirlerinin
arkasında daha sağlam durabilmeleri için geleneksel İslam’ın yanı sıra akademik
olarak da ciddi bir İslam birikimine sahip olmaları gerekiyor.
* Geleneksel olarak adlandırılan kurumlarda modernist
simaların sayısını arttır.
* Gelenekçiler arasında bulunan farklı gruplar arasında
ayrımcılık yap. Hanefi hukuku gibi modernizm anlayışına daha yakın olanları
diğerlerine karşı destekle. Bu grupları kendi dini düşüncelerini yayma
konusunda cesaretlendir ve bu fikirleri gerici Vahhabi anlayışını zayıflatmak
için popüler yap. Vahhabiler’in parası hayli muhafazakâr olan Hanbeli
okullarını desteklemek için kullanılıyor, bu işin finansal boyutu. İslam
dünyasının iyice geri kalmış bazı kesimleri İslam hukukunun uygulanması ve
yorumlanmasındaki gelişmelerden halen habersizler, bu da işin bilgiyle ilgili
boyutu.
* Sufizmi güçlendir.”
“3- Fundamentalistlerle Savaş
* Onların İslam yorumunu ve çelişkilerini sorgula.
* Yasal olmayan eylem ve gruplarla aralarında bağlantı kur.
* Şiddet içeren eylemlerinin sonuçlarını abart.
* Ülkeleri için gerekli olan pozitif bir kalkınmacılığı
kaldıracak seviyede yöneticilik kabiliyetlerinin olmadığını göster.
* Bu mesajlar için gençleri, dindar geleneksel toplulukları,
Batı’daki Müslüman azınlıkları ve kadınları hedef seç.
* Terör eylemlerine sempati beslenmesini,
kahramanlaşmalarını önle. Onları korkak ve düzen bozucu olarak göster.
* Bu kesimdeki liderlerin yolsuzluk ve ikiyüzlülük gibi
olumsuz durumlarını ortaya çıkarmaları için gazetecileri ve medyayı cesaretlendir.
* Bu grup içindeki bölünmeleri destekle.
* Fundamentalistlerin zayıf taraflarına hücum ederek onlarla
kesin bir mücadele içine gir.
* Yolsuzluk, vahşet, İslam’ı uygulamadaki ayrımcılık ve
hataları ve yönetimdeki becerisizlikleri gibi ne gençlerin ne de dindar
gelenekçilerin onaylamayacağı taraflarını ön plana çıkar.”
“4- Seçici Bir Şekilde Laikleri Destekle
* Fundamentalizmin ortak düşman olduğuna dair onları
cesaretlendir.
* Laiklerin ABD karşıtı güçlerle, milliyetçilerle ve
solcularla ittifak kurmalarını engelle.
* İslam’da da din ve devletin ayrı olabildiğini ve bunun
imanı tehlikeye atmadığını aksine güçlendirdiği fikrini destekle.”
Sonuç: Asıl Düşman
Görülebileceği gibi Şer ittifakı
(ABD-İngiltere-İsrail-Siyonizm-AB-Rusya-Çin) asıl düşmandır ve sinelerindeki
düşmanlık, görünenden çok daha büyüktür:
“[3.118] Ey iman edenler, kendinizden olmayanı sırdaş
edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışırlar, size zorlu bir
sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa
vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi
açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.”
Şer ittifakına sevgi yöneltmek Müslüman’ın ciddi bir
zaafıdır:
“[3.119] Sizler, işte böylesiniz: onları seversiniz, oysa
onlar sizi sevmezler.”
“[3.120] Size bir iyilik dokununca onları tasalandırır, size
bir kötülük isabet edince ise onunla sevinirler. Eğer siz sabreder ve
sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiç bir zarar veremez.”
Allah, uğrunda “gerektiği gibi cihad edenlere” yardım edecek
ve Şer ittifakının kurduğu pis tuzakları, “hileli düzenleri” başlarına
yıkacaktır:
“Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların
düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara
hazırlanmış bir düzen vardır. ” (14 İbrahim 46).
Öyleyse;
Allah’ın bu yardımına mazhar olmak için
cemaatler/hareketler/gönüllü kuruluşlar ne yapmalı, nasıl çalışmalıdırlar?
Kaynaklar
1-Benard, C., “Sivil Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar
ve Stratejiler”, ABD, Rand Cooperation, 2003.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder