8 Temmuz 2016 Cuma

KADİFE DARBEDEN SOSYOLOJİK SAVAŞA-4: “Sivil Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” Adlı Raporun Sosyolojik Savaş Açısından Analizi

 (Milli Gazete)

ABD, operasyon yapmaya karar verdiği ülkelerde, operasyondan çok önce, ABD’deki değişik düşünce kuruluşlarına özel raporlar hazırlattırarak, hedef ülke ile ilgili yapacağı mücadelenin mahiyetini belirlemektedir. Bu anlamda Rand Cooperation Düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan “Sivil Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” adlı raporun özel bir önemi vardır (1).

Burada, bu rapor ele alınıp değerlendirilecektir. Raporu değerlendirmekteki amacımız, bu ülkede ve İslam coğrafyasında vuku bulan olayların bir arka planı olduğuna, tesadüfen hiçbir şeyin meydana gelmediğine, iyi bir hazırlık döneminden sonra icraatın başlatıldığına dikkat çekmek, gerekli dersleri almak içindir. O nedenle Türkiye’de art arda patlayan bombalara ve İsrail’le yapılmak zorunda kalınan anlaşmaya bu açıdan bakılmasında fayda vardır.

Rand Raporunun Genel Yapısı ve Amacı

Raporun amacı, önsözünde şu şekilde ifade edilmektedir: “Akıllıca bir yaklaşım tertipleyebilmek için İslam dünyasının içinde süregelen ideolojik mücadeleyi iyi harmanlayıp anlayabilmek gerekiyor. Bunu yapmaktaki maksat uygun ortakları bulup gerçekçi hedefler tayin etmek ve bu evrimin olumlu yönde ilerlemesini desteklemektir…” Bu dünyadaki aktörleri farklı kategorilere ait bireyler olarak değil de bir spektrumdan kayan objeler olarak görmek işimizi kolaylaştıracaktır…” “Eğer bunu yapabilirsek spektrumun hangi yüzünün bizim değerlerimize uyumlu hangilerinin ise tamamen bize karşı olduğunu görebiliriz…” İslam dünyasının daha geniş bir demokrasi, modernizm, uluslararası dünya düzenine uyumluluk yolunda yapacağı değişimi cesaretlendirmek için ABD’nin ve Batı dünyasının İslam’ın içindeki hangi unsurları, trendleri ve kuvvetleri güçlendireceğini; düşmanlarının ve ortaklarının gerçek hedeflerini ve bu geniş gündemin sebep olabileceği muhtemel sonuçları iyi tahlil etmeleri gerekiyor” (1)

Bu rapor İslam coğrafyasında yürütülecek bir sosyolojik savaş için bir sosyolojik analiz yapmakta ve yürütülecek savaşın stratejisinin ana iskeletini ortaya koymaya çalışmaktadır. Okuyucunun bu noktayı gözden kaçırmaması gerekmektedir.

Rand Raporunda Dört Grup İnsan

Rapor, İslam dünyasındaki Müslüman potansiyeli sosyolojik bir analize tabi tutarak Fundamentalistler/Radikaller, Gelenekçiler, Modernistler, Laikler olmak üzere dört ana gruba ayırmakta ve her bir grubu tanımlamakta, birbirleri ile örtüşen ve örtüşmeyen fikirleri analiz etmektedir:

“Fundamentalistler/Fundamentalist”

Rapora göre bu grup,

* “Demokratik değerleri ve çağdaş Batı kültürünü reddediyor”.

* “İslam hukukunu ve değerlerini uygulayabilecekleri otoriter ve baskıcı bir devlet istiyor”.

* “Şiddetten kaçınmayan agresif ve yayılmacı bir anlayışa sahip”.

* “İslam’ın dünya üzerine olabildiğince geniş bir coğrafyada tanınmasını istiyor.”

* “Referans noktaları ise herhangi bir etnik grup ya da ulus-devlet değil, “ümmet”tir.

* Fundamentalistler, kendi aralarında iki gruba ayrılır. Birinci grup, “temellerini teoloji ve dini kuruluşlardan alan Kutsal Kitap’a dayalı fundamentalistlerdir”. İkinci grup ise “İslam’ın ilmi boyutuyla fazla ilgilenmeyen radikal fundamentalistlerdir”.

“Gelenekçiler”

Rapora göre “Gelenekçiler”,

* “Modernizm, yenilik ve değişim hakkında şüpheleri vardır”.

* “Bu kesim kendi içinde iki gruba ayrılmaktadır: “Muhafazakâr gelenekçiler” ve “reformcu gelenekçiler.”

* Muhafazakâr gelenekçiler, “İslam hukuku ve geleneklerinin sıkı sıkıya takip edilmesi gerektiğini, devletin ve siyasi otoritelerin bunun sağlanmasında etkin bir rol alması gerektiğini” savunuyorlar. Buna rağmen şiddet ve terör faaliyetlerinden yana değiller.

* “Modern yaşamı, en büyük tehdit olarak” görüyorlar.

* “Temel karakterleri, değişmeye karşı gösterdikleri dirençtir”.

* Reformcu gelenekçiler, İslam’ın zamanla değerini koruması için “Reform yapılması ve yeniden yorumlanması” gerektiğini düşünüyorlar.

“Modernistler”

Rapora göre bu grup,

* “Peygamber zamanında yapılmış olan uygulamaların o zamanın gerçekleri içinde en uygun olanlar olduğu ama günümüz şartlarında geçersiz olduğunu” düşünüyorlar.

* Modernistler “İslam dünyasının global modernizmin bir parçası olmasını istiyorlar”.

* “İslam’ı yeniçağa ayak uyduracak biçimde modernize etmek amacındalar”.

“Laikler”

Rapora göre Laikler,

* “Dini tamamen kişiye özel bir mesele olarak görmekte ve politika ve devletten ayrı tutulması gerektiğini savunmaktadırlar.”

* “Devlet bireyin dinini yaşamasına izin verirken, dini uygulamalar da hukuk ve insan hakları gibi bazı kavramlarla uyumlu olmak zorundadır.” Rapora göre bu dört grup, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmamaktadır/ ayrılamamaktadır. Aralarındaki sınırlar, açık ve belli olmadığı için konulara bağlı olarak gelenekçiler ile fundamentalistler, gelenekçilerle modernistler ve modernistlerle laiklerin düşünce, tutum ve tavırları örtüşmektedir. Fundamentalistler ve gelenekçiler, laik Batı değerlerinin pek çok sosyal problemin kaynağı olduğunu; İslami düzenin ise ahlak, sağlam aile yapısı ve düşük suç oranını sağladığını ileri sürüyorlar.

Raporda Önerilen Strateji

Raporda yer alan dört grup, birbirleri ile iç içe geçmiş durumda ve hepsinin arasında bir ortak payda, arakesit mevcuttur. Bununla beraber ikişerli gruplar için ortak paydalar, geneldekinden daha fazladır. Gruplar arasında, zamana, zemine ve şartlara bağlı olarak meydana gelen etkileşim, karmaşık bir stratejinin benimsenmesini gerekli kılmaktadır. Rapor da, ABD yönetimine bunu teklif etmektedir:

“Karma bir yaklaşımdan kastımız, belli gruplarla kesinlikle işbirliği yapamayacağımız; ama bizim için vazgeçilmez değerleri ve normları koruyabileceğimiz, ayrıca farklı ülke ve topluluklara karşı esnek politikalar üretebileceğimiz bir yaklaşım olmalıdır.”

“Böyle bir yaklaşımın hedefi sivil ve demokratik İslam’ın kalkınması ve modernleşmenin ilerletilebilmesi olmalıdır.”

Raporda bu karma yaklaşımın gerekçeleri, İslam dünyasında var olduğu söylenen söz konusu dört grubun, güçlü ve zayıf yanları, birbirleri ile ve ABD ile etkileşimleri, genişçe analizi edilerek ortaya konmaktadır. Yer darlığından dolayı bu analize burada yer verilememektedir.

Aşağıda, karma yaklaşım üzerine inşa edilmesi önerilen bir stratejinin genel yapısı verilmektedir:

“1-Öncelikli Olarak Modernistleri Destekle

* Çağdaş İslam’ın yüzü olarak modernistler görülmeli, gelenekçiler değil.

* Eserlerini ve çalışmalarını yayınla ve dağıt

* Gençlere ve büyük kitlelere hitap etmeleri konusunda cesaretlendir.

* Fikirlerini İslami eğitim müfredatının içine sok.

* Onlar için bir kamu platformu oluştur.

* Dinin yorumlanması konusunda temel sorular hakkındaki fikirlerini ve yargılarını fundamentalist ve gelenekselcilerle rekabet edecek şekilde geniş kitlelere duyurmalarına yardım et, çünkü diğer grupların kendi web siteleri, yayınevleri, okulları kurumları ve düşüncelerin yaymak için pek çok alternatif yolları var.

* Laikliği ve modernizmi, olumsuz etkilenmiş İslami gençliğe karşı bir kültür olarak benimset.

* İslam öncesi tarih ve kültür hakkında bilgi ver ve bu konuların gerek medya gerekse çeşitli müfredatlarda konuşulmasını cesaretlendir.

* Bağımsız ve bireyci organizasyonların gelişimini destekle, bireysel kültürü yücelt, sıradan vatandaşların kendilerini eğitebilmelerini ve politik süreçte düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmelerini sağla.

* Fundamentalist ve gelenekçilerin İslâm’ı açıklama ve yorumlama konusunda oluşturdukları tekelin kırılmasına yardım et.

* Modernist İslam fikirlerinin yayılması için internet sitelerinde, radyo, televizyon ve popüler yerel medya organlarında günlük sorunlara cevaplar yazabilecek modernist aydınlar bul.”

“2-Geleneksel Müslümanları Fundamentalistlere Karşı Destekle

* Geleneksel Müslümanların fundamentalistlerin ortaya koyduğu şiddet ve aşırılık yanlısı tutumlarını eleştirmelerine izin ver ve bu düşüncelerini yayımlat.

* Gelenekçiler ve fundamentalistler arasında oluşabilecek muhtemel ittifakları boz.

* Spektrumun modernizm tarafına yakın duran geleneksel Müslümanlarla modernistler arasındaki işbirliğini destekle.

* Gelenekçileri, fundamentalistlerle yapacakları tartışmalarda daha başarılı olacak şekilde eğit. Gelenekçilerin fikirlerinin arkasında daha sağlam durabilmeleri için geleneksel İslam’ın yanı sıra akademik olarak da ciddi bir İslam birikimine sahip olmaları gerekiyor.

* Geleneksel olarak adlandırılan kurumlarda modernist simaların sayısını arttır.

* Gelenekçiler arasında bulunan farklı gruplar arasında ayrımcılık yap. Hanefi hukuku gibi modernizm anlayışına daha yakın olanları diğerlerine karşı destekle. Bu grupları kendi dini düşüncelerini yayma konusunda cesaretlendir ve bu fikirleri gerici Vahhabi anlayışını zayıflatmak için popüler yap. Vahhabiler’in parası hayli muhafazakâr olan Hanbeli okullarını desteklemek için kullanılıyor, bu işin finansal boyutu. İslam dünyasının iyice geri kalmış bazı kesimleri İslam hukukunun uygulanması ve yorumlanmasındaki gelişmelerden halen habersizler, bu da işin bilgiyle ilgili boyutu.

* Sufizmi güçlendir.”

“3- Fundamentalistlerle Savaş

* Onların İslam yorumunu ve çelişkilerini sorgula.

* Yasal olmayan eylem ve gruplarla aralarında bağlantı kur.

* Şiddet içeren eylemlerinin sonuçlarını abart.

* Ülkeleri için gerekli olan pozitif bir kalkınmacılığı kaldıracak seviyede yöneticilik kabiliyetlerinin olmadığını göster.

* Bu mesajlar için gençleri, dindar geleneksel toplulukları, Batı’daki Müslüman azınlıkları ve kadınları hedef seç.

* Terör eylemlerine sempati beslenmesini, kahramanlaşmalarını önle. Onları korkak ve düzen bozucu olarak göster.

* Bu kesimdeki liderlerin yolsuzluk ve ikiyüzlülük gibi olumsuz durumlarını ortaya çıkarmaları için gazetecileri ve medyayı cesaretlendir.

* Bu grup içindeki bölünmeleri destekle.

* Fundamentalistlerin zayıf taraflarına hücum ederek onlarla kesin bir mücadele içine gir.

* Yolsuzluk, vahşet, İslam’ı uygulamadaki ayrımcılık ve hataları ve yönetimdeki becerisizlikleri gibi ne gençlerin ne de dindar gelenekçilerin onaylamayacağı taraflarını ön plana çıkar.”

“4- Seçici Bir Şekilde Laikleri Destekle

* Fundamentalizmin ortak düşman olduğuna dair onları cesaretlendir.

* Laiklerin ABD karşıtı güçlerle, milliyetçilerle ve solcularla ittifak kurmalarını engelle.

* İslam’da da din ve devletin ayrı olabildiğini ve bunun imanı tehlikeye atmadığını aksine güçlendirdiği fikrini destekle.”

Sonuç: Asıl Düşman

Görülebileceği gibi Şer ittifakı (ABD-İngiltere-İsrail-Siyonizm-AB-Rusya-Çin) asıl düşmandır ve sinelerindeki düşmanlık, görünenden çok daha büyüktür:

“[3.118] Ey iman edenler, kendinizden olmayanı sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışırlar, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.”

Şer ittifakına sevgi yöneltmek Müslüman’ın ciddi bir zaafıdır:

“[3.119] Sizler, işte böylesiniz: onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler.”

“[3.120] Size bir iyilik dokununca onları tasalandırır, size bir kötülük isabet edince ise onunla sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiç bir zarar veremez.”

Allah, uğrunda “gerektiği gibi cihad edenlere” yardım edecek ve Şer ittifakının kurduğu pis tuzakları, “hileli düzenleri” başlarına yıkacaktır:

“Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış bir düzen vardır. ” (14 İbrahim 46).

Öyleyse;

Allah’ın bu yardımına mazhar olmak için cemaatler/hareketler/gönüllü kuruluşlar ne yapmalı, nasıl çalışmalıdırlar?

Kaynaklar

1-Benard, C., “Sivil Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler”, ABD, Rand Cooperation, 2003.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...