(Milli Gazete)
Geçen iki haftadaki yazılarda, 11 Eylül 2001 provokasyonu ile 7 Ocak 2015 Charlie (Çarli) provokasyonu belli boyutları ele alınıp incelenmişti. Çarli provokasyonunu yapan gücün, kimliği, bu operasyonu yapma nedenleri, amaçları ve hedeflerini daha iyi anlayabilmek için 11 Eylül İkiz Kuleler Provokasyonunu yapan gücün amaçları, nedenleri ve hedefleri üzerinde öncelikle durmakta fayda vardır. Burada, bu konu ele alınacaktır.
11 Eylül 2001 İkiz Kuleler Provokasyonuna doğru ABD yi Rahatsız Eden Gelişmeler
ABD dev tekeller, karteller ve uluslararası şirketlerin hakim olduğu bir ülkedir. Her şey bunların menfaatine göre ayarlanmıştır. Gerek ulusal ve gerekse uluslararası ilişkilerde ölçü, bunların menfaatlerinin korunmasıdır. Bu dev organizasyonların dünya hâkimiyetinin yeni adı Küreselleşme dir. Siyasi programı, Yeni Dünya Düzeni ; hâkim kılma aracı ise Özel Savaş tır (1). Başkan Clinton ın Çalışma Bakanı Robert Reich e göre Küreselleşme sürecinde; ne ulusal ürün ve teknolojiler, ne ulusal şirketler, ne ulusal sanayiler olacak , sınırlar, ekonomik açıdan iyice anlamsız hale gelecektir (1). 1981 yılında Reagan ın Dışişleri Bakanı Alexander Haig, ulusal kurtuluş savaşları ile ABD nin menfaatleri arasındaki zıt bir ilişkinin olduğunu ifade etmiştir (2).
Prof. Michael Parenti 1995 te yazdığı İmparatorluğa Karşı adlı kitabında, ABD askeri operasyonlarını asıl amacının rakip toplumsal düzenlerin ortaya çıkmasını önlemek , kapitalist bağımlı devlete karşı işleyebilir tüm alternatifleri ortadan kaldırmak ve bağımsız bir gelişme rotası izleyen hiçbir ülkenin, öteki halklar için tehlikeli bir örnek oluşturmasına izin vermemek olduğunu ifade etmektedir (3). Dolayısıyla Öteki uluslar için tehlikeli bir örnek oluşturmak , küreselleşmenin önünde en ciddi ve en tehlikeli bir engel olarak görülmektedir.
İşte 11 Eylül 2001 öncesindeki ABD ye ve dünyaya baktığımızda, kötü örnek oluşturan ve küreselleşmeye ve onun baş patronuna kafa tutan yeni bir dünyanın varlığına şahit oluyoruz:
* Birleşmiş Milletler de İsrail in ırkçı uygulamalarının protesto edilmesi sonucu ABD ve İsrail toplantıdan çekilmiştir.
* Ortadoğu da İsrail sıkışıp kalmıştır. Her geçen gün İsrail e olan düşmanlık artmaktadır. İsrail, sivilleri öldürmekten dolayı uluslararası arenada giderek yalnızlaşmaktadır.
* AB, bir Avrupa ordusu kurarak NATO dışı yeni bir güç oluşturma gayreti içindedir.
* Rusya-İran-Hindistan-Çin yeni bir cephe meydana getirmiştir ve hele Çin, ABD yi hemen hemen hiç kaale almamaktadır.
* Fransa ve Almanya, ABD politikalarına ciddi muhalefet etmektedir.
* Almanya, yeni bir güç olarak, Rusya üzerinden Türki cumhuriyetlerdeki enerji kaynaklarına ve kıymetli madenlere göz dikmektedir.
* Çin, Hindistan ve Pakistan yeni birer nükleer güç olma çabası içindedirler.
* Yapılan tüm baskılara rağmen İran rejimi yıkılmamakta ve yeni ittifaklar içine girerek Çin ve Rusya dan teknoloji transferi yaparak durumunu kuvvetlendirmektedir.
* Afganistan da Taliban yönetimi gittikçe kuvvetlenmekte, Bin Ladin i topraklarında barındırmakta ve korumaktadır. Afyon tarlaları onların kontrolündedir.
* Endonezya ve Malezya da İslâmî hareketler gittikçe kuvvetlenmektedir.
* Sudan da ABD karşıtı İslâmî bir yönetim mevcuttur.
* Somali petrol yatakları birçoğunun iştahını kabartmaktadır.
* Saddam ve Kaddafi, ABD ye rağmen iktidardadırlar
* Kıbrıs ve Ege sorunu çözülememektedir.
* 2030 yıllara doğru dünya doğalgaz ve petrol ihtiyacının %75 ini karşılayacak olan Ortadoğu ve Türki cumhuriyetler enerji ve kıymetli madenler havzası, ABD tarafından kontrol edilmek istenmektedir. Ancak Mevcut durum, buna imkân vermemekte; buralar, yeni oluşan Rusya-İran-Hindistan-Çin ittifakının nüfuz alanı içinde bulunmaktadır.
* Japonya, dünyanın her tarafında ABD firmaları ile çok ciddi rekabet halindedir.
* ABD savaş sektörünün bir krize girmemesi için dünyanın değişik yörelerinde savaşın devam ediyor olması gerekmektedir. ABD halkı ise, silahlanmaya ve çocuklarının dünyanın başka bölgelerinde ölüme gönderilmesine karşı çıkmakta, yönetimin Füze Savunma Kalkanı Projesine destek vermemekte, yeni bir soğuk savaş sürecini başlatacak her şeye karşı çıkmaktadır. Dev tekellerin istekleri ile halkın istekleri arasındaki çelişki gittikçe derinleşmektedir.
* Sanayileşmiş toplumlarda özellikle ABD de halkın toplumsal değerlerinde (toplumsal sermaye) çok ciddi çözülmeler meydana gelmekte ve insanlar bunalıma girerek yeni değerler aramaktadır. ABD içinde mevcut hâkim kültürün karşısında yeni bir kültür ( karşı kültür ) oluşmaktadır. İnsanlar, başta İslam olmak üzere diğer doğu dinlerini tercih etmektedirler.
Yukarıdaki maddelere dikkat edilirse Küreselleşmeye, ABD nin patronluğuna ve İsrail in politikalarına en ciddi muhalefet, İslam dünyasından ve Rusya-İran-Hindistan-Çin ittifakından gelmektedir. İslam dünyası sadece ABD nin hegemonyasına başkaldırmıyor, aynı zamanda insanlara ayrı bir yaşam tarzı ve ayrı bir dünya görüşü de sunmaktadır. Müslümanlar; tüketime, lüks ve israfa, sınıfsal ayırıma karşı olan bir düşünce ve yaşama tarzını bir alternatif olarak dünya insanlığına sunmaktadırlar. Batı toplumlarında insanlar, Batı türü yaşam tarzına karşı ciddi bir tepki göstererek İslam ı benimsemeye başlamışlardır.
Batı yönetimleri için en kötü ve en tehlikeli örnek, İslam ın bir yaşam tarzı olarak 21. asırda ilgi görmüş olmasıdır. 1990 lı yıllarda Avrupa da on üçüncü ulus olarak kabul edilen Müslümanların tasfiye edilmesi bir hesaplaşmanın yapılması öngörülmektedir (4).
11 Eylül gününün hemen ertesinde, tüm İslam coğrafyasını suçlu konumuna sokacak, hiçbir delile dayanmayan bir suçlular listesinin kamuoyuna sunulması, bir rastlantı değildi. İslami terör , yeni bir kavram olarak üretilip kamuoyuna servis edilmiş ve olay, İslam a mal edilerek bizzat İslam hedef alınmıştır. Amaç, Medeniyetler çatışması tezine uygun olarak İslami, büyük, tehlikeli bir düşman olarak Batı dünyasının şuur altına yerleştirmekti.
Başkan Bush un konuşmasında, 21. Yüzyıl Haçlı Seferleri başlatılmıştır ifadesinin yer almış olması, bir tesadüf değildi. İfadeler son derece dikkatlice seçilmişti ve Hıristiyan bir dünyaya verilen özel bir mesajdı. Başlatılmış olan uzun soluklu bir savaşın mahiyetini bu kavramla anlatmak istiyordu. Başlatılan bu yeni dönem savaşın ( Özel Savaş ) en temel özelliği, Yarbay Oliver North a göre, hiçbir ahlaki değerinin olmaması, tamamen yalana ve aldatma üzerine inşa ediliyor olmasıdır (5). Halkı İkna Etmek: Korku ve Terör Düşük yoğunluklu ve uzun süreli kirli bir savaşı başlatabilmek için önce ABD halkının, sonra da Batı toplumlarının ikna edilmesi gerekmekteydi. Halkı dehşete düşürecek, çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığına ikna edecek ve o panikle savaş baltalarını biletecek bir eyleme, bir olaya ihtiyaç vardı. 11 Eylül böyle bir olaydır. ABD yönetimleri; halka korku salarak halkın hükümet politikalarına reaksiyon göstermesini engellemeyi, özel savaşın bir gereği olarak görmüşlerdir. Yarbay Oliver North a göre, Amerikan vatandaşları dünyanın büyük tehlikelerle dolu olduğunu, Amerikan ulusunun bu tehlikeli dünyada risk altında olduğunu bilmek zorundadır (2).
Diğer taraftan dönemin dışişleri bakanı George Shultz; düşük yoğunluklu bir savaşın yeni dünya düzeninin güvenliği açısından kaçınılmaz olduğunu ileri sürerken, gerekçe olarak Amerikalıların büyük bir tehdit ve tehlike altında olduğunu göstermiştir (2).
11 Eylül İkiz Kuleler Provokasyonu: ABD Derin Devletinde Bir İç Hesaplaşma
ABD, ABD nin Politikalarına ters düşen ülkeleri, istenen dairenin içine almak ve dünyanın önemli enerji kaynak ve yollarını kontrol altına alabilmek için girişeceği kirli savaşın haklılığına, ABD halkını ikna etmek zorundaydı. Bunun için ABD halkının büyük bir düşman, tehdit altında olduğunu ona göstermesi gerekmekteydi. Bu olayın bir boyutu idi, diğer boyutu ise, Neocon-Siyonist ittifakı ile ABD milliyetçileri (WASP) arasında gittikçe keskinleşen ve derinleşen kavgadır.
ABD milliyetçileri (WASP) ikiz kuleleri vurarak bir taraftan Neocon-Siyonist ittifakına mesaj verirken diğer taraftan hem ABD halkını hem de dünya kamuoyunu teröre karşı mücadeleye ikna etmiştir. İkiz Kulelerin, Siyonist sermayenin merkezi olduğunu, olaydan sonra Siyonist sermayenin, Londra ya taşınarak İngiltere ile özel bir ittifak yaptığını göz önüne alırsak, ABD deki iç çatışmanın boyutunu daha açık görebiliriz.
Sonuç
11 Eylül Provokasyonu; Amerikan kamuoyunu düşük yoğunluklu bir savaşa ikna edebilmek için, Küresel ABD Derin Devleti tarafından şeytanca hazırlanmıştır. Suçlu ilan edilenlerin listesine baktığımızda; İslam coğrafyasının tümü, boy hedefi haline getirilip dolaylı olarak hem suçlu, hem de düşman konumuna sokulmuşlardır. Dolayısıyla düşük yoğunluklu savaşın ilk muhatapları Müslüman ülkeler olmuştur. Afganistan ve Irak farklı zamanlarda işgal edilmiş; Yemen, Sudan, Somalı, Pakistan iç kargaşa içine sokulmuştur. Iran iki bölgeden kuşatılmıştır. Diğer taraftan Küresel ABD Derin Devleti, bu eylemi Müslümanlara yamamakla, Batıda kesif bir Müslüman düşmanlığını başlatmış; Batı insanının İslam a bakışını olumsuz yönde etkilemiştir.
Kaynaklar
1 Akfırat, A., Özel Savaş Pentagon ve CIA Belgeleriyle, Kaynak y., İstanbul. (1997) s:111
2 Akfırat, A., age s:199-201
3 Parenti, M., İmparatorluğa Karşı, Çeviren Özcan Buze, Kaynak y., İstanbul. (1996) s:49-50
4 Kotkin, J., Dünya Ekonomisine Yön Veren Kabileler , NPQ, c.1/3, 1992, s. 50-55
5 Akfırat, A., age s: 69-71.