(Milli Gazete)
GİRİŞ
Mehmet Görmez, Nurettin Yıldız, İhsan Şenocak hocalardan
sonra şimdi de, bir başka hoca Ahmet Ağırakça aynı metotla linç edilmek
isteniyor.
Unutulmaması gereken ana gerçek şudur: Tahrifat üzerine inşa
edilen bu tür saldırılarda hedef, bir Mehmet Görmez, Nurettin Yıldız, İhsan
Şenocak veya Ahmet Ağırakça değildir; hedef, İslam’dır, topyekûn Müslümanlardır
ve özellikle dindarlardır.
Bu yazıda, Ahmet Ağırakça Hocaya kurulan kumpası ele alıp
değerlendireceğiz.
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ DR. ALİ ŞEKER’İN, MARDİN ARTUKLU
ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AĞIRAKÇA İLE İLGİLİ VERDİĞİ SORU ÖNERGESİ
İstanbul milletvekili Dr. Ali Şeker, Artuklu Üniversitesi
Rektörü, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ile ilgili medyada değişik zamanlarda yer
alan iddia ve suçlamaları esas alarak Başbakan Binali Yıldırım’a Meclis’te şu
soru önergesini (medyada yer aldığı şekliyle) yöneltmiştir:
“Prof. Dr. Ahmet Ağırakça›nın genel yönetim ve ilmi
redaksiyonunu yaparak yayına hazırladığı Şamil Yayıncılık tarafından yayınlanan
6 ciltlik Şamil İslâm Ansiklopedisi’nde yer alan “mürted” maddesinde,
“Kâfirleri tekfir etmemek, kâfirler hakkında şüpheye düşmek ve uydukları İslâm
dışı ideolojilerinin doğru olduğuna inanmak; anıt mezar ve ölülere tapınmak;
Yahudilik, Hıristiyanlık, komünizm, kapitalizm, demokrasi, sosyal demokrasi vb.
şirk düzenlerini doğrulamak” olarak ifade edilmekte, maddenin devamında ise
“Mürted’in cezası, eğer tevbe etmezse öldürülmektedir” denilmektedir.
Şamil İslâm Ansiklopedisi’nin nüşûz maddesinde erkeğin
cinsel isteklerine itaat etmeme durumu ile Allah›a isyan etme aynı kefeye
konularak «erkeğin isteğini yerine getirmeyen kadın Allah›a isyan etmiş
sayılır» denmektedir.
“Sayın Başbakan’a soruyorum sizce de öyle midir?”
“Komünizm, kapitalizm, demokrasi, sosyal demokrasi vb.
düzenleri savunmak kâfirlik olarak tanımlanmakta ve tıpkı IŞİD zihniyeti gibi
cezaları ölümdür denmektedir. Hem bu ifadelerin, hem de kadına bakışın IŞİD
zihniyetinden bir farkı yoktur. Bu zihniyete gençlerimizi ve üniversiteleri
neden teslim ediyorsunuz?”
“Sarıkla kılınan namaz, sarıksız kılınan 25 namaza, sarıklı
Cuma da sarıksız 70 cumaya bedeldir. Melekler sarıklı olarak Cuma namazını
müşahade eder ve güneş batıncaya kadar, sarıkla namaz kılınarak dua ederler” ve
“Sarıklı kılınan iki rekât, sarıksız 70 rekâttan daha hayırlıdır. Sarıkla
kılınan namaza on bin sevap vardır.”
“İktidarınız döneminde laik, demokratik, bilimsel eğitim
yuvaları olması gereken üniversitelerde tüzel kişiliğin temsilcisi olarak görev
yaparken hem bir din âlimi hem de bir siyasi temsilci gibi davranan rektörler
hakkında yapılmış herhangi bir idari işlem var mıdır? Bir bilim insanına
yakışmayacak tarzda açıklamalarıyla açıkça tarafsızlığını yitirdiğini gösteren
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça hakkında herhangi bir idari işlem yapılmış mıdır?
Rektör Ağırakça’nın ifade ettiği şekliyle sarıklı kılınan namazın sarıksız
kılınan namaza göre oransal olarak daha yukarıda olması durumu hangi ilmi
çalışmalar neticesinde tespit edilmiştir?”
“Ben (Artuklu Üniversitesi Rektörü) genel başkanımızın Mardin temsilcisiyim.
Yeni dönemde Sayın Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız bunların hepsini atacak.
Zaten kendisi de açıkladı. Metal yorgunluğu var” demiştir.
“Laik, bilimsel ve çağdaş eğitimle adını duyurması gereken
Artuklu Üniversitesi’nin tüzel kişiliğini temsil eden ve tarafsız bir eğitimci
olması gereken Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça yapmış
olduğu siyasi paylaşımları ile sıklıkla ulusal basının ve kamuoyunun gündemine
gelmektedir. Söz konusu şahıs rektörden ziyade il başkanı gibi hareket
etmektedir. Niyeyse iktidarı eleştiren sivil toplum kuruluşları ve meslek
örgütleri her sesini çıkardıklarında siyaset yapacaklarsa siyasete doğrudan
girmekle itham edilip, gözaltı ve KHK sopasıyla susturulurken bilim adamı değil
de iktidarın emir eri gibi çalışan bu kişilere karşı iktidarın gözleri görmez,
kulakları duymaz oluyor. Üniversitenin gelişimi ve ilerlemesi için zaman
harcaması gereken kişiler de üstlerine vazife olmayan her konuda açıklamaya
yapmayı bu yüzden kendilerine hak görüyor.”
- … Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça,
Sayın Erdoğan’ın tarif ettiği kapsamda bir rektör müdür? Öyleyse görevden
almayı düşünüyor musunuz?”(1,2)
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ile ilgili iddialar
Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ile
ilgili değişik zamanlarda medyada ve/veya “soru önergesinde”, yer alan iddia ve
suçlamaları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
1-Şamil Ansiklopedisi’nin Mürted maddesinden dolayı Ahmet
Ağırakça suç işlemiştir.
2- Şamil Ansiklopedisi’nin Nüşûz maddesinde Ahmet Ağırakça
kadınlara hakaret etmekte, ayırımcılık yapmaktadır.
3- Ağırakça, sarıkla kılınan namazla ilgili söylediklerinin
ilmi dayanağı nedir?
4- Ağırakça: “Rektör ve akademisyenler için kep değil, sarık
daha uygundur, sayın rektör arkadaşlarıma arz ederim.” “Akademisyenlere kep
değil sarık yakışır.”(3)
5- Ağırakça, AK Parti Genel Başkanı’nın “Mardin temsilcisi”
olduğunu söylemekle siyasallaşmıştır. Bu denli siyasallaşan biri, rektörlük
yapamaz(4,5).
Ağırakça ile ilgili yukarıda verilen iddia ve
suçlamalarından konumuz itibarıyla bizi ilgilendiren 1’den 3’e kadar olan
maddelerdir. 4. maddede yer alan “kep yerine sarık” meselesi, Batı’dan,
kiliseden alınan kep yerine kendi kültür ve medeniyetimizin bir ürünü olan
sarığı tercih edip dayatması değil, önermesi en doğal hakkıdır.
Beşinci madde siyasi boyut olup hocalar üzerinden yürütülen
sosyo-psikolojik savaşla ilgili çerçevenin kapsamı dışındadır. Bununla beraber
siyasi olan bu ve benzeri ifadeler, rektörlük dönemindeki Ahmet Ağırakça Hocaya
aitse çok yanlış yapmıştır. Rektörlerin bu denli, particilik anlamında,
siyasete bulaşması tehlikelidir. Yıllarca üniversitelerin ve bürokrasinin
siyasallaşmasına, yöneticilerin bir parti mensubu gibi davranmasının yanlış
olduğuna vurgu yaptık ve bu anlayışa karşı mücadele ettik. Kendisi de böyle bir
yaklaşımın mağdurları arasındadır. Ayrıca bu tür yaklaşımların, “genel başkanım
dediği” (eğer demiş ise) Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıprattığını da
unutmamalıdır. Bunlar, Ahmet Hocanın rektörlük dönemine ilişkin sözler ise
yanlış yaptığını beyan edip özür dilemesi yararlı olur ve gerekir. Hatalar
karşısında özür dilemek, yanlış yaptığını söylemek, bir erdemdir.
Dolayısıyla bizim üzerinde durmamız gereken, Ağırakça
tarafından yazıldığı iddia edilen murted, nüşûz ve sarıkla ilgili maddeler ve
söylediği iddia edilen sözlerdir.
Bu noktada sorgulamamız gereken noktalar şunlardır:
1-Medya tarafından sunulan ve iddia edilen bu maddeler
gerçekten Ahmet Ağırakça tarafından mı yazılmıştır?
2-Bu maddeler, ansiklopedideki aslına uygun olarak verilmiş
midir?
3-Bu maddeler aslına uygun bir şekilde verilmemiş ise bu
maddelerin Şamil İslâm Ansiklopedisi’ndeki asılları nasıldır?
Bu üç maddenin ele alınıp tartışılması, bu yazının amaçları
kapsamındadır. Ancak, CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker’in Meclis’te
verdiği soru önergesi üzerine Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça’nın
yaptığı kamuoyu açıklaması ve mahkemeye başvuracağını beyan etmesi, ele almak
istediğimiz tartışmayı, ayrı bir boyuta taşımıştır. Çünkü Ahmet Hoca,
ansiklopedideki mürted, nüşuz ve sarıkla ilgili maddeleri, kendisinin
yazmadığını ifade etmektedir.
PROF. DR. AHMET AĞIRAKÇA’NIN KAMUOYU AÇIKLAMASI
Ahmet Hoca yaptığı kamuoyu açıklamasında kendisine atfedilen
bilgilerin hiçbirisinin kendisi ile alâkası olmadığını söylemektedir. Ahmet
Hocanın yaptığı kamuoyu açıklamasının tam metni aşağıda verilmektedir:
“Son günlerde şahsımla ilgili basın ve sosyal medyada çıkan
gerçek dışı, karalama amaçlı, suçlayıcı, kurgusal haber ve yorumları büyük bir
şaşkınlık ve ibret ile izliyorum.
28 Şubat zihniyetinin refleksleriyle yaklaşım gösterenlerin
her hâlükârda mahcup ve mağlup olmaları kaçınılmazdır. Buna rağmen, özellikle
siyasal iktidara talip bir ana muhalefet partisi mensubu milletvekilleri ve
Genel Başkanlarının araştırma ve inceleme zahmetinde bulunmadan bu
saptırmaların maşalığına soyunmalarını hayretler içinde müşahede etmekteyim.
Yazımı 30 yıllık evveliyata dayanan bir ansiklopedide yer alan bazı maddelere
ait bilgilerin kırpılarak gündeme getirilmesi ve adeta cımbızlanarak kamuoyuna
ahlaksızca sunulması vicdani sorumluluktan fersah fersah uzak kalmaktadır.
Yüzlerce yazar tarafından kaleme alınmış ve binlerce maddeden oluşan bu yayında
“Çamur at izi kalsın” yaklaşımından hareketle aslı astarı olmayan çirkin
savlarla şahsıma isnat edilerek servis edilen demokrasi, kadın ve sarığa dair
bilgilerin hiçbirisi bana ait değildir.
Basın etik ilkelerini çiğneyerek kirli odaklara kalemşörlük
yapan şahısların iyi niyetten uzak kalemleriyle yazdıkları bu asılsız
iftiraları bilerek sosyal medyada dolaşıma koyup sahiplenmeleri vicdan ve ahlâk
açığının aleni bir göstergesidir.
Akademik temellendirmeden tamamen uzak bir üslupla şahsımı
hedefleyerek, yıllar önce yayınlanmış bir ansiklopedide yer alan ve kesinlikle
bana ait olmayan bilgileri manipülatif çerçeveye oturtarak yıllardır
ulaşamadıkları iktidar hırslarını kara çalarak beslemeye çalışanları şiddetle
kınıyor ve vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.”(6,7)
SONUÇ: SOSYO-PSİKOLOJİK SAVAŞIN AMACI
Ahmet Ağırakça’nın yaptığı bu açıklamadan sonra,
tarafımızdan tahkik edilmesi gereken, gerek medyada ve gerekse Ali Şeker’in
soru önergesinde yer verilen suçlamaların, orijinal metinlere uygun olup
olmadığı değil; Hocanın iddia ettiği gibi suçlamaya konu olan mürted, nüşuz ve
sarık gibi ansiklopedideki maddelerin kendisine ait olup olmadığıdır.
Şamil İslâm Ansiklopedisi’nin giriş kısmında önsöz başlıklı
yazının altında “yazım ve maddelerle ilgili açıklamalar” kısmında; “Her
maddenin sonunda müellif ismini özellikle belirtmeyi tercih ettik.”
denmektedir.
Bu kısmın altında projede görev alanların konumları belirtilmektedir:
Genel Yönetim ve İlmî Redaksiyon: Doç. Dr. Ahmet AĞIRAKÇA, Editör: Duran
KÖMÜRCÜ, İlmî Danışman: M. Beşir ERYARSOY, İlmî Redaksiyon ve İnceleme Kurulu:
Doç. Dr. Ahmet AĞIRAKÇA, Doç. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, Ömer TELLİOĞLU, Dil ve İmlâ
Danışmanı - Teknik Redaksiyon: Dr. Muhammed Nur DOĞAN, Yazar Kadrosu: 84
kişinin ismi verilmektedir.
Şamil İslâm Ansiklopedisi’ne ulaşma imkânı olmadığını
varsaysak, internet ortamında, “Şamil İslâm Ansiklopedisi” dediğinizde birçok
sitede bu bilgilere ulaşma imkânı vardır(8).
Ansiklopedi elinizde varsa, Mürted maddesinin, Ömer
TELLİOĞLU tarafından, Nüşuz maddesinin, Hamdi DÖNDÜREN tarafından, Sarık
maddesinin ise Akif KÖTEN tarafından yazılmış olduğunu hemen görebilirsiniz.
Ansiklopedi elinizde yoksa internet ortamında bu maddelerin kapsamını ve kimler
tarafından yazıldığını hemen bulabilirsiniz(9-11).
Böyle geniş bir heyet tarafından yazılan kitap ya da
ansiklopedilerde yazılanların sorumluluğu, kural olarak maddeleri yazanlara
aittir.
Ahmet Ağırakça’yı suçlayanların özellikle soru önergesi
veren CHP Milletvekili Dr. Ali Şeker’in ciddi bir araştırma yapması, Şamil
İslâm Ansiklopedisi’ne bir şekilde ulaşıp medyada yer alan iddiaların doğru
olup olmadığını araştırması gerekmez miydi?
Ciddi bir araştırma yapmadan soru önergesi vermesinde, eğer
kendisi birileri tarafından tuzağa düşürülmek istenmedi ise, amaç nedir?
Bir insanı, yapmadığı bir işten dolayı yapmış gibi gösterip
linç etmeye kalkmanın anlamı nedir?
CHP Milletvekili Ali Şeker’in bu tavrı, Genel Başkanı’nın
Ankara’dan İstanbul’a yapmış olduğu “Adalet yürüyüşündeki” amaca uygun mudur?
Yoksa adalet anlayışı kişiye bağlı olarak mı değişmektedir?
Medya ve sosyal medyada yazıp çizenler, birbirinden alıntı
yapıp yalan ve yanlışları yaygınlaştıranlar, o çok karşı çıkıp eleştirdikleri
sosyolojik savaş amaçlı 15 Temmuz Askeri Darbe Girişimi’ni yapanlara hizmet
etmiş olmuyorlar mı? Onların satranç tahtasında, hangi taş olarak yer
almaktadırlar? Farkındalar mı?
Bugün yürütülen ve her geçen gün yoğunlaştırılan
sosyo-psikolojik savaşta, şimdilik, öne çıkan dört amaç vardır:
Birinci amaç, dini ve dindarı, genel olarak halkın, özel
olarak gençlerin, daha da özel olarak kadınların gözünde itibarsızlaştırmaktır.
Kadın ve çocuklar, bu psikolojik harekâtın, hem malzemesi hem de hedefidir.
İkinci amaç, genelde toplumun tüm katmanları arasında,
özelde dini cemaat ve gruplar arasında güvensizliği yaymak, fitne ve fesat
tohumlarını ekmek, her türlü dayanışmayı yıkmak ve gayrimemnun sayısını
artırmaktır.
Üçüncü amaç, laik, seküler ve kavmiyetçiliği ağır basan bir
milliyetçiliği referans almış olan kapitalist bir sistemi, Müslümanlara
benimsetmektir.
Dördüncü amaç, Türk ve Kürt kavmiyetçiliğini
yaygınlaştırmak, derinleştirmek ve Türk-Kürt Fay Hattında yüksek gerilim
meydana getirip çatıştırmaktır.
Hocalar üzerinden yürütülen sosyo-psikolojik savaş,
sosyolojik savaş amaçlı 15 Temmuz Askeri Darbe Girişiminden bağımsız olarak
düşünülmemeli ve de değerlendirilmemelidir. Sürecin devamı vardır ve
gelecektir.
Bu nedenle başta cemaatler, gönüllü kuruluşlar, kanaat
önderleri, akademisyenler, özellikle ilahiyatçı akademisyenler, siyasiler olmak
üzere milletimizin bu oyuna gelmemesi tarihi bir zorunluluktur.
Henüz Vakit Varken! Yarın Çok Geç Olabilir!
KAYNAKLAR
1-28 Mart 2018;
www.gercekgundem.com/siyaset/7193/chpden-o-rektor-hakkinda-soru-onerges
2- ODA TV 27 Mart 2018;
https://odatv.com/demokrasi-isteyen-kâfirdir-tevbe-etmezse-oldurulmelidir-27031856.html
3- ODA TV 20.03.2018;
https://odatv.com/bize-kep-degil-sarik-uygun-20031801.html
4- ODA TV 10.08.2017;
https://odatv.com/bir-rektor-digeri-vakif-baskani-akp-icin-kavga-etti-1008171200.html
5-9.08.2017, https://www.birgun.net
6-28.03.2018 Rektör Ağırakça’dan açıklama geldi: Demokrasi,
kadın ve sarığa dair ...
https://www.cnnturk.com › Türkiye
7-28.03.2018 -Rektör Ağırakça: Demokrasi, kadın ve sarığa
dair bilgilerin hiçbirisi ...
www.hurriyet.com.tr › Yerel Haberler › Mardin
8-http://www.goncakitap.com.tr/samil-İslâm-ansiklopedisi-6-cilt-pmu321;
www.samilyayincilik.com.tr/yazar_samil-İslâm-ansiklopedisi-yazar-heyeti_24.html;
9-https://www.muhabbetullah.com/ansiklopedi/53-6.htm
10-https://www.muhabbetullah.com/ansiklopedi/65.htm
11-https://www.muhabbetullah.com/ansiklopedi/40-5.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder