(Milli Gazete)
“Biz Sultan Hamid’i anlamadık…
Biz Siyonistlere alet
olduk...
Bizi Beynelmilel Masonluk istismar etti.
Elimdir, fakat biz.. biz.. Siyonizm için çalışmışız.
Bu böyle.. Maalesef böyle paşam.. Maalesef
böyle..”
Enver Paşa
Giriş
15 Temmuz 2016 ihanet hareketi askeri darbe girişiminde
dikkat çeken bir nokta, bazı kişilerin üzerinde 1 doların bulunmasıdır. Bir
doların üzerindeki P ve F serilerinin, darbeciler arasında haberleşme şifresi
ve hiyerarşi amacıyla kullanıldığı ifade edilmektedir. Acaba mesele, sadece bu
mudur; yoksa Bir Dolar üzerinde var olan “piramitte” gizli olan başka bir sır
var mıdır?
Burada, Türkiye’nin OHAL sürecinde ciddi bir hata yapmaması
için bir dolardaki piramidin anlamına, sivil ve askeri bürokrasi içerisindeki
ihanet şebekesi Masonluğun varlığına dikkat çekilmek istenmektedir.
“Dolar Darbesi”-“Darbenin Parolası: 1 Amerikan Doları”
15 Temmuz 2016 büyük ihanet hareketinde ortaya çıkan ilginç
bir nokta, darbe girişiminde yakalanan bazı subayların üzerinden 1 Amerikan
Doları çıkmış olmasıdır. Medyadaki değerlendirme şekline göre, bir dolar
üzerinde ki P (Pensilvanya), F (Fethullah) harfleri ve seri numaraları,
birbirlerini tanımayan darbecilerin, karşılaştıklarında birbirlerini
tanımalarına, aynı örgüte mensup olduklarına ve aralarında hiyerarşi olduğuna
ilişkin şifre olarak kullanıldığıdır (1). Bu mümkün olabilir. Ancak niçin 1
dolar da 5, 10 ya da 50 dolar değil. Bu sorunun bir cevabı olmalıdır.
Gene iddiaya göre “Türkiye’de 81 ilde yaklaşık 200
organizasyon lideri seçildi. Geçen ay (Ocak 2016) Londra ve Santa Monica’da
eğitimleri tamamlandı. SilentCircle mesajlaşma programı ile iletişim kuruluyor.
Bu programı, CIA bile çözemedi. Organizasyon liderleri, saat saat operasyonu
ezberlediler…15 Temmuz’u Türkiye’de çok ama çok kişi biliyordu. Paralel
işadamları, askerler, Boğaz’daki aşiret ve Beyaz Türkler... Paralel
işadamları, “Bizi ....komutanlar sattı!” diyor. Zincirde bir kopuş
gerçekleşti ve girişim başarısız oldu. İkinci adımı kimse bilmiyor. Acaba kendi
aralarında TANGO denilen programdan iletişim sürüyor mu? Bir de herkese
gönderilen şifreli dolarlar var!” (2).
Bu ifadelere göre çok önceden, çok profesyonelce hazırlanan
ve fakat acemice uygulanan, ya da o görüntü verilen bir darbe girişimi ile
karşı karşıyayız. Eğer durum gerçekte bu ise, o takdirde, darbe girişiminin
asıl amacının ne olduğunun tartışılması ve berraklaştırılması, ona göre de
tedbir alınması çok daha hayatı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
konuyu burada tartışmayacağız. Onun yerine niçin 1 doları, şifre, iletişim ve
mesaj aracı olarak kullanmışlardır konusunu ele alacağız.
1 Dolar üzerindeki ana sır ve mesaj, Rahmetli Erbakan’ın
ısrarla gündeme getirdiği, Siyonizm’in Gizli Dünya Devleti Piramidinde gizlidir
(Şekil1-2).
1 Dolardaki Ana Sır: Siyonist Ahtapotun Kolları
Siyonizm’in Gizli Dünya Devleti, piramit şeklinde
yapılanmıştır. En üstten en alta doğru, kesin itaat içeren, kademeli hiyerarşik
bir yapı vardır. Bu yapı, 1 Dolarda Piramit şeklinde gösterilmektedir. En üstte
herkesi gözleyen, kontrol eden göz ile en altta var olan insanlık arasında 3
ana düzlemde, kademeli bir yapı bulunmaktadır (3,4):
• 1- Hiç Görünmeyenler:
a. RT (3 Kabbalisten Oluşan Üst Komuta Kademesi)
b. 13’ler Meclisi
c. 33’ler meclisi
d. 300’ler Kulübü
13’ler Meclisi, 33’ler meclis ve 300’ler meclisi, SANHEDRİN,
En üst Yönetim Meclisi olarak isimlendirilmektedir.
• 2-Ucu Gözüken Büyük Kısmı Gizli Olan Kademeler (5 Kademe)
:
a. B’naiB’rıth- Bilderberg (Görünen en üst Ara Koordinasyon
ve Yönetim Kademesi)
b. Büyük Şark Locası Teşkilatı (Fransız Mason Locası)
c. Komünizm (Rusya Mason Locası)
d. İskoç Locası Teşkilatı: 1-33 Derece (İngiliz Mason Locası)
e. York Locası Teşkilatı (Alman Mason Locası)
• 3- Halkın İçine Giren Ve Yukarının Emirlerini Uygulayan
Saçaklar (Alt Kademeler; Üç Kademe):
a. Rotary-Lions-Diner-Propeller, YMCA
b. Mavi Localar
c. Önlüksüz Masonlar
Siyonist Gizli Dünya Devletinin yapılanışını ahtapota
benzetirsek, yapının hiç görülmeyenler kademesini (RT ve Sanhedrin), ahtapotun
baş ve gövdesi ile dünyaya yayılmış diğer tüm yapılarını da (2. Ve 3.
Düzlemdeki Kademeler), ahtapotun kolları ile temsil edebiliriz. Dışarıdan
bakanlar, kolların bağlantı yerleri hariç, kolları kolaylıkla
görebilmektedirler. Ancak, kolların nereye bağlı olduğu, yanı bağlantı
noktalarını görmeleri mümkün değildir. Sır dedikleri konu da budur.
1 dolar, belki darbeciler arasında bir şifre ve hiyerarşik
bir konumu göstermesi açısından önemli olmuş olabilir. Bununla beraber, bize
göre, 1 dolar üzerinden hem piramitte yer alan tüm yapıya mesaj verilmekte, hem
de darbenin muhatabı olan ülkeye, yönetime özel mesaj verilmektedir.
Karşınızdaki güç basit bir Gülen Örgütü değil biziz, ne yapacaksanız
karşılığını bulacaksınız tehdidinde bulunulmaktadır. Bu açıdan baktığımız
zaman 15 Temmuz İhanet Hareketinin dış beyni Siyonizm; iç beyni Masonluk,
taşeronu da Gülen Hareketidir. Dolayısıyla 15 Temmuz İhanet Hareketi, aynı zamanda
sivil ve askeri bürokrasi içerisindeki Masonların besleyip büyüttükleri, yön ve
şekil verdikleri bir darbe hareketidir.
Gülen Hareketinin Piramit yapısı içerisindeki konumu, rolü,
belgelere dayalı olarak ortaya konması gerekmektedir. Gülen’in ilişki ağı
ortaya çıkarılarak deşifre edilmelidir. “Aşağısı ibadet, ortası ticaret,
yukarısı ihanet” olan bir yapıdan, bu ülkeye daha az zarar gelmesi için bu üçlü
yapının çözülmesi sağlanmalıdır. Önümüzdeki günleri, daha az zayiatla atlatmak
istiyorsak, devlet tarafından bu, mutlaka yapılmalı, masumlar mağdur
edilmemelidir.
Kılcal Damarları Kangren Olmuş Bir Sistem: “Nüfuz Casusları”
1963 yılında Başbakan İsmet İnönü’nün bakanlar kurulunda,
daha şahsiyetli bir dış politika izlenememesinin nedeni olarak, Türkiye’nin
kılcal damarlarına sızmış olan yabancı bir insan unsurunu göstermiştir:
“Daha bağımsız ve şahsiyetli dış politika izlenmesini
istiyorsunuz. Nasıl yapacağım ben bunu? Karar vereceğim ve işi teknisyenlerime
havale edeceğim. Onlar etraflı çalışma yapacaklar, teklifler hazırlayacaklar.
Yapabilirler mi bunu?
Hepsinin etrafında uzman denilen yabancılar dolu, iğfal
etmeye çalışıyorlar, muvaffak olamazlarsa işi sürüncemede bıraktırmaya
çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbir alıyorlar… Bir tek uzman vermek için
büyük tavizler vermeye hazırdılar... Bir görev veriyorum. Neticesi bana
gelmeden Washington’un haberi oluyor. Sonucu memurumdan önce sefirimden
öğreniyorum… Böyledir bu işler; Peygamber edası ile size dünyaları vaat
ederler, imzayı attınız mı ertesi gün gelmişlerdir. Personeli gelmiştir, üsleri
gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök, gitmezler. Ancak bu meselenin üzerine
vakit geçirmeden eğilmek lazım. Yoksa bağımsız dış politika güdemeyiz. Fakat
zannetmeyiniz ki kolay bir iştir. Savuşturulan iki üç badire bunun yanında çok
kolay kalır. Teşebbüs ettiğimiz zaman başımıza neler geleceğini kestiremem.”
(5)
Eski bakan ve senatörlerden Kamuran İnan 1995 yılında,
“Küresel güçlere ‘Hayır Diyenlerin’ başlarına gelen olaylara” ve “ülke içindeki
gizli kuvvetlerin gücüne” (6) ısrarla dikkat çekmiştir. Keza eski dış işleri
bakanı SadettinTantan, “Bu ülkede nüfuz casusları var” derken böyle bir gücün
varlığına dikkat çekmeye çalışmıştır. Kim bu nüfuz casusları?
Türkiye’nin Kimyasını Bozan, Darbe Hazırlayan Gizli Güç:
Masonluk
27 Mayıs darbesini organize eden, başlatıp yürüten güçlü
ekip (14’ler), ani bir operasyonla (13 Kasım operasyonu), daha “başka bir güç
tarafından” yurt dışına gönderilerek tasfiye edilmiştir (7). 27 Mayıs darbe
sürecinde ‘6 Haziran olayı’ diye adlandırılan olayla ilgili Albay Talat
Aydemir, arkadaşına yazdığı mektupta, ordu içerisinde gittikçe kuvvetlenen
“Masonik bir hâkimiyetten” şikâyet etmektedir:
“Hava Kuvvetleri komutanının, emir subayının (Gürsel’in emir
subayı Agasi Şen) marifetiyle tayininden sonra iş patlak verdi. Emir subayı
Agasi Şen, Mason cemiyetine girmişti, diğerleri de onun izinden yürüyorlar,
tesir altında kalıyorlardı. Bugün devletin beş bakanı da Masondur, sen hükmünü
ver…” (7)
İttihat terakkinin kurucuları ve üyeleri içerisinde çok
sayıda ve etkin olan masonlar vardı. İttihat terakki ile masonlar, ordunun
içerisine sızarak imparatorluğun tasfiye dilmesinde çok etkin rol
oynamışlardır. Osmanlı’da Emanuel Karasu ile başlayan hareketin, Cumhuriyet
döneminde nasıl seyrettiği hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Gülen
Hareketinin çalışma şekli, şantaj ve darbe mantığı, yeni bir ittihat terakki
vakasıyla karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir. O nedenle Gülen
Hareketindeki Emanuel Karasu mutlaka deşifre edilmelidir.
Masonlar, arka planda birbirlerinden haberli, ön planda
birbirleri ile mücadele, çatışma halinde görülme becerisine sahiptirler.
Masonları tehlikeli kılan, birbirlerine zıt, karşıt olan cemiyetler, yapılar
içerisinde kolaylıkla faaliyet gösterebilmede ki yetenekleri ve her rengi
alabilmeleridir (8). Gülen Hareketindeki garip bir “takiyye” yeteneği masonik
bir davranış ve refleks olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’de ordu ile halkı en keskin bir şekilde karşı
karşıya getiren ve halkın temel değerlerine doğrudan cephe alan bir darbe
özelliğinde ki 28 Şubat postmodern darbesi, Atilla İlhan’a göre Sabetayist -
Masonik bir kadronun eseridir:
“28 Şubat Sabetayist bir darbedir; ekonomiyi batırmak ve
halkı devletten soğutmak için yapılmıştır. Bakın Çevik Bir, Amerika’nın adamı,
tasfiye edildi, onu tasfiye ettiler. Çevik Bir, Doğan Güreş olacaktı, onun için
yetiştirilmişti. Bilmediğiniz bir şey de söyleyeyim; Sabatayisttir, dönmedir.
Son zamanlarda dönmelere çok cesaret verdiler...”(8)
15 Temmuz İhanet Hareketi, 28 Şubat Postmodern darbesinin
çok daha hain ve kanlı bir şekli olarak sivil halka kurşun sıkmıştır. Bunu ve 1
dolar şifresini göz önüne aldığımızda, Gülen Hareketi ile Türkiye’deki Masonik
Kadronun ittifak içerisinde olduğunu söyleyebiliriz.
Sonuç: Masonlar, Öncelikli Olarak Sivil ve Askeri
Bürokrasiden Tasfiye edilmelidir.
Türkiye’deki kilit noktalarda masonların bulunmuş olması ve
Türkiye’deki Sabatayist- Masonik Kadronun, ABD-İsrail-İngiltere ile iç içe
olması, Türkiye’nin ana sorunudur:
“Atilla İlhan: Bakın ben 28 Şubat sürecinde de yazdım,
Türkiye’de hiç lafı edilmeyen bir takım başka tarikatlar da vardır, Silahlı
Kuvvetler bunları görmüyor mu? Soru buydu. Ve isimlerini sıralamıştım;
masonlar, rotaryenler, lionslar, bunların hepsi tarikat, bu tarikatların aynı
şekilde ilişkileri servetleri, aynı şekilde fırıldakları vardır… O zaman ses
çıkarılmıyordu bunun da iki sebebi vardı; birincisi yüksek kumanda kademesinde
masonlar vardı. Öyle olunca tabii dokunulmaz oluyorlar. Demek ki biraz ondan
oluyor… Bana sorarsanız, 12 Eylül yani Turgut Özal’dan İsmail Hakkı
Karadayı’nın Genelkurmay Başkanlığına kadar olan dönem içerisinde yönetim
tamamıyla dış merkezliydi.” (9)
Türkiye’nin ana sorunlarından birisi de budur. Masonik yapı,
Türkiye’den tasfiye edilmedikçe, Türkiye’deki kaos değişik adlar ve görüntüler
adı altında ve değişik örgüt yapıları ile devam edecektir. Türkiye 1 dolardaki
P ve F harflerine değil, Piramide, Piramitte yer alan masonik yapıya dikkatini
vermeli ve yoğunlaştırmalıdır.
15 Temmuz 2016 İhanet Hareketine karşı başlatılmış olan
temizlik harekâtında hazırlanan listelerde masonların etkili olup olmadığına
bakılmalıdır. Tüm dikkatlerin Gülen Şebekesine yoğunlaştığı ve
yoğunlaştırıldığı bir dönemde, mason kadronun arkadaki faaliyetleri gözden ırak
tutulmamalıdır.
Masonik medyada, İslami cemaatlerin tümü, Gülen Hareketi
bahane edilerek, aynı havuza konup yok edilmek istendiğine dikkat edilmelidir. Bu
kampanya, önümüzdeki günlerde yoğunluğunu artıracak ve ülke bir kaosa doğru
sürüklenmek istenecektir.
O nedenle gönüllü kuruluşlar, masonluğun ve yan
kuruluşlarının kapatılması ve faaliyetlerinin yasaklanması için büyük bir
kampanya açmalıdırlar.
Henüz Vakit Varken, Yarın Çok Geç Olabilir.
Kaynaklar
1- Uğuroğlu, O., Darbenin Parolası: 1 Amerikan Doları,
Yeniçağ, 25.07.2016
2- Diler, E., Dolar Darbesi, Takvim, 26.07.2016
3- Allen, G., Gizli Dünya Devleti, Milli Gazete, İstanbul,
1996.
4- Mars, T.,İllüminatı, Entrika Çemberi, Timaş Yayınları,
İstanbul, 2002.
5- Eymür, M., Analiz, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1991, S:
120-121.
6- İnan K., Hayır Diyebilen Türkiye, Timaş, İst. (1995), s
28-35
7- Yavi, E., İhtilalci Subaylar, yazıcı
yayınevi, İzmir, 2003, S:385
8- İlhan, A., 28 Şubat da, Son Operasyonlar da
Cumhuriyet’in Savunma Refleksi, Yeni Şafak, 24.04.2001
9- Coşkun, M, Çakmak, N.,Attilâ İlhan’la Çeşitli
Konulardan..., Röportaj, Milli Gazete 22-23-24.03.2003.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder