28 Mayıs 2015 Perşembe

'İman edenler içerisinde çirkin hayasızlıkların yaygınlaştırılmasından hoşlananlar' ? 2

 (Milli Gazete)

Kadınların namusu, şerefi, iffeti ve can güvenliği devleti yönetenlere aittir. Bundan sonrası bu ülkeyi yönetenlerin işidir, görevidir.

Meral Akşener

Giriş

2010 da, CHP kongresinden hemen önce, Deniz Baykal ile ilgili bir seks kaseti yayınlanarak Baykal CHP genel başkanlığından tasfiye edilmiştir. 2011 seçimleri öncesi bazı MHP milletvekilleri ile ilgili seks kasetleri yayınlanarak seçimler etkilenmek istenmiştir. 2014 seçimlerinde AKP ile ilgili yolsuzluk kasetleri ve Numan Kurtulmuşla ilgili bir seks kaseti medyaya servis edilmiştir. Şimdi de, Haziran 2015 Genel Seçimlerine giderken MHP milletvekili Meral Akşener ile ilgili bir kasetin var olduğu kamuoyuna duyurulmuştur. 

Meral Akşener le ilgili kurulan tuzağı siyasi ve dini olmak üzere iki boyutta ele alıp değerlendirmekteyiz. Geçen makalede birinci boyutu inceledik; burada ise meselenin ikinci boyutunu yanı İslami yönünü inceleyeceğiz.

Fahşâ: Çirkin Hayasızlık

Meselenin İslami boyutunu açıklığa kavuşturabilmek için İslam da anahtar bir kavram olan fahşâ kelimesinin tanımını hatırlamakta fayda vardır. Fahşâ, fuhş, aşırı derecede çirkin ve iğrenç fiil ve söz , anlamında kullanılmaktadır. Elmalılı ya göre fahşâ, haddi aşmış, çok çirkin edepsizlik iken Cürcânî ye göre, temiz yaratılışın tiksindiği, saf-temiz aklın reddettiği şey anlamındadır. Fahişe, çirkin, tiksindirici iş yapan, ölçüyü taşıran anlamındadır(1,2). 

Kur an ı Kerim in fahşa diye nitelendirdiği davranışları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Zina (17 İsra 32).

Eşcinsellik (Livata) (7 Arafa 80; 21 Enbiya 74; 27 Neml 54; 29 Ankebut 28-29)

Kadınlarına Ziharda Bulunmak (58 Mücadele 2).

Babalarının Karılarını Nikâhlamak (4 Nisa 22).

Kur an-ı Kerim de fahşa diye açıkça nitelendirilen zinanın, değil yapılması, ona yaklaşılmaması ve ona götüren tüm yolların kapatılması emredilmektedir:

Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, bir fahşa (iğrenç bir davranış) ve kötü (sâ e) bir yoldur (17 İsra 32) Fahşa kavramı, kötülük, çirkinlik ve iğrençlik anlamında kullanılması nedeniyle sû (seyyie) kavramı ile arasında bir ilişki vardır. Her ikisinin anlamları ve kullanıldığı alanlar incelendiğinde; fahşanın, sû nun aşırı şekli, haddi aşmış şekli olduğu görülmektedir. Bu açıdan her fahşâ, sû dur; fakat her sû fahşâ değildir diyebiliriz. Fahşa ile sû kavramları 2 Bakara 168-169, 4 Nisa 22, 12 Yusuf 24, 17 İsra 32 de beraber geçerler. Fahşa, mutedi ve mufsid kelimeleri ise 7 Araf 80-82 de birlikte yer alır. Fahşa ve Münker, 24 Nur 21 de birlikte bulunmaktadırlar.

Fahşa, Kur an-ı Kerim de hemen hemen şeytanla yan yana zikredilmektedir. Fahşâ nın menşei olarak şeytan gösterilmektedir (2 Bakara 168-169). Bu nedenle Allah, Kur an-ı Kerim de sık sık, şeytanın adımlarını izlemeyin buyurmakta; şeytanların, inanmayanların dostları olduğunu belirtmektedir (7 Araf Suresi 27-28)

Meral Akşener Olayının İslam ı Boyutu ve İfk Olayı

Meral Akşener ile ilgili iddia edilen olayda bir mümin nasıl davranmalı, nasıl tepki vermeli ve nasıl bir yol izlemelidir Allah ve Resulü, bu konuda bir şey söylemekte, yol göstermekte midir Bu konu ile ilgili en aydınlatıcı ve yol gösterici olay, Hz. Peygamberin Hanımı, Hz. Ebubekir in kızı olan Hz. Ayşe ye yapılan ve İfk hadisesi olarak tarihe geçen iftira olayıdır. Olayla ilgili genel bir açıklama, Kur an-ı Kerim de 24 Nur Süresi 10- 25. ayetlerinde yapılmakta ve Müslümanların bu tür olaylarla ilgili takınmaları gereken davranışın ne olması gerektiği noktasında yol gösterilmektedir. 

Bu sürede Eğer Allah ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ifadesi, Nur 10, 14, 20, 21. ayetlerde dört kez tekrarlanmaktadır. Bu ibare, hem tehdidi, hem de Allah ın affediciliği, bağışlayıcılığı ile ilgili müjdeyi ihtiva etmektedir. Aynı zamanda da, ele alınan, söz konusu edilen konu ya da konuların çok önemli olduğuna ve fakat iman edenlerin bu noktalarda zaafları bulunduğuna işaret edilmektedir. Burada dikkat çekilen zaaf, mahiyeti bilinmeyen bir konu hakkında söz söylemek, çirkin hayâsızlıkların yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, tecessüs etmek, dedikodu, gıybet ve laf taşıyıcılıktır.

11. ayette, Hz. Ayşe ye yapılan zina iftirasının, müminler içerisinde birlikte davranan, münafık bir ekip tarafından yapıldığı ifade edilmektedir.

Meral Akşener ile ilgili kaset olayında ise, Latif Erdoğan ın iddiasına göre, kaseti kendisine getirenin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil olup ve Gülen Hareketi içerisinde Mustafa Özcan, Ahmet Kara, Soner, Sadık Kesmeci den oluşmuş müstakil bir şantaj bölümü tarafından üretilmiştir. Bu, ispatlanmalı, konu mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır. Eğer iddia doğruysa, ayet kapsamındaki münafık ekip , bu yapıdır. Hareket içerisinde bu tür operasyonlardan haberi olup da mani olmayanların, ses çıkarmayanların tümü, ayette bahsedilen münafık taifesine dâhildir.

12. ayette ise zina haberi duyulduğunda hayırlı zanda bulunup bunun iftira olduğu; 13. ayette zina iddiasında bulunanların dört şahit getirmeleri gerektiği; getirmedikleri takdirde yalancı oldukları; 14. ayette dedikodunun büyük bir azabı getirebileceği; 15. ayette ise müminlerin hakkında bilgi sahibi olunmayan konularda fikir serdedip, yaygınlaştırılmasının çok büyük bir suç olduğu, böyle yapmakla iftirayı atan münafık ekibin değirmenine su taşıyarak hizmet ettiği ortaya konmaktadır. 16. ayette çirkin hayâsızlıkların yaygınlaştırılmaması konusunda gene uyarı yapılmakta, 17. Ayette benzer hatalara düşülmemesi için Allah ın öğüt verdiği hatırlatılmaktadır.

19. ayette ise iman edenler içerisinde çirkin hayâsızlıkların yaygınlaşmasından hoşlananlar tehdit edilirken; buna bilerek ya da bilmeyerek yardımcı olanlar da, hem dünyada hem de ahrette azap görecekleri hatırlatılarak tehdit edilmektedir. Burada tehdit edilenler, sürece katkıda bulunan kâfirler, müminler ve münafıklardır. İman etmiş olmaları, onlara ayrıcalık sağlamamaktadır. Ancak 11. ayete göre azabın şiddetlisi, iftirayı organize bir şekilde ortaya atan münafıklar içindir. Meral Akşener olayında, erkek ve kadın müminler, olayı ilk duyduklarında, ilk yapmaları gereken şey, hayırlı bir zanda bulunup bu iftiradır demeleri; ardında da dört şahit istemeleri gerekirdi. Şahit getirilmediği takdirde olayı gündeme taşıyanları yalancılıkla itham edip susturmalı, dinlememeli, olayı başkalarına aktararak taşıyıcı olmamalı ve böylelikle münafık ekibin amacına hizmet etmemelidir. Latif Erdoğan böyle yapmamış, dört yıl saklı tuttuğu bir olayı, medya üzerinden kamuoyuna duyurarak, tezgâhı kuranların satranç tahtasında en iyimser ifade ile bir piyon olarak yer alıp onlara hizmet etmiş, sürece katkıda bulunmuştur. 19. ayet kapsamında dile getirilen çirkin hayâsızlıkların, iman edenler içerisinde yaygınlaşmasını isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştür.

21. ayette doğrudan doğruya iman edenlere hitap edilerek fahşayı insanlara emreden şeytanın adımlarına uyulmaması istenmekte ve müminlerin temiz kalabilmelerinin şeytanı izlememekle mümkün olacağı belirtilmektedir. Meral Akşener olayında bilerek ya da bilmeyerek taşıyıcı rolü görmüş olan herkes, şeytanın adımlarını izleyerek şeytana hizmet etmiştir. 22. ayette Hz. Ayşe ye zina iftirası atanların amaçlarına, şuursuzca hizmet edenlerin affedilmesi istenmektedir. Bu olayda da şuursuzca sürece katkıda bulunanları, tezgâhın asıl kurucuları olan ekibi değil, affetmek, onları bağışlamak, Meral Hanımın vereceği bir karara bağlıdır. Ancak Münafık Ekibin ortaya çıkarılması için hem şahıs hem de parti olarak gerekeni yapmalıdırlar. 23. ayette Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü min kadınlara (zina suçu) atanların hem dünyada ve hem de ahirette lanetlendiği ve onlar için büyük bir azabın var olduğu haberi verilerek müminler uyarılmaktadır.

24. ayette ise iftirayı atıp, yaygınlaştırıp da masum olduklarını, kendilerinin bir şey yapmadıklarını söyleyenlerin, ahrette kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlik yapacakları uyarısında bulunulmaktadır. Meral Akşener olayında, yüksek teknolojiyi kullanarak insanların özel hayatlarına girenler, onlara komplo kuranlar, olmamış şeyleri olmuş gibi gösterenler ve bu taifeye yardımcı olanlar, namuslu, şerefli haysiyetli müminlere iftira atanlar, iftirayı yaygınlaştıranlar, hem dünyada hem de ahrette lanetlenmişlerdir . Yüksek teknolojinin sağladığı montaj yeteneğini kullanarak insanları aldatmış ve inandırmış olabilirler. Unutulmasın ki ahiret hayatında kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlik yapacaktır . Eğer kalplerinde imandan bir zerre varsa, bir an önce tevbe etmeli, bu kumpası kuranları deşifre etmeli ve Meral Hanımdan özür, Allah tan af dilemelidirler.

Sonuç: Siyasetin ve Toplumun Arınmaya İhtiyacı Vardır

Siyasi mücadeledeki Kasetler Savaşı, sadece bir siyasi partiyi yıpratmamakta; aynı zamanda toplumun kalbini, nefsini, gönlünü ve zihnini de kirletmektedir. Kaset savaşının sürekliliği, ahlaksızlığın, çirkin hayâsızlığın toplumsal zeminde meşruiyet kazanmasına ve toplumda duyarsızlığın oluşmasına imkân vermektedir. Bu nedenle cemaatlerin/hareketlerin ve gönüllü kuruluşların, hangi partiyle ilgili olursa olsun, bu noktada ortak tepki vermesi, toplumun kirlenmesine/kirletilmesine karşı çıkması ve bu konuda gerekli uyarıları yapması tarihi bir sorumluluktur.

Onun için çağrımız; Ey iman edenler, hepiniz topluca İslam a girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (2 Bakara 208)

Onun için çağrımız; Ey iman edenler, Allah a, Resulüne, Resulüne indirdiği Kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, kuşkusuz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır. (4 Nisa 136)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...