31 Temmuz 2014 Perşembe

İsrail'in "Kudurmuş Köpek" Stratejisinin Temelleri

 (Milli Gazete)

Giriş

İsrail, Gazze ye 2008-2009 yılında Dökme Kurşun , 2012 de, Bulut Sütunu ve Temmuz 2014 de Koruyucu Hat isimli saldırıları ile uluslararası savaş hukukunda suç sayılan kitle imha silahlarını (Seyreltilmiş Uranyumlu Bomba, Fosfor Bombası, Misket Bombası ...) kullanarak tam bir soy kırım girişiminde bulunmuştur/bulunmaktadır. Buna karşılık BM, NATO, ABD, AB, İngiltere, Almanya, Fransa ve özgür olduğu söylenip duran uluslararası medya, İsrail in saldırılarını onaylamakta ve destek vermektedir. 

Türkiye, İran, Katar, Sudan gibi birkaç Müslüman ülke yönetimleri, tepki vermektedir. Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri susmakla kalmayıp İsrail i desteklemektedir. Mısır, Refah Kapısını kapatarak Gazze ye ambargo uygulamakta, İsrail in katliamlarına ortak olmaktadır. Büyük Ortadoğu denilen coğrafyada ve dünyada vuku bulan olayları, gerçek anlamda anlayabilmek, sonra da uygun alternatif çözüm ve politikalar geliştirebilmek, Siyonizm in yapısını, zihniyetini, hedeflerini, plan, proje, taktik ve stratejilerini, duygusallıktan uzak bir şekilde çok iyi bilmekle, anlamakla mümkündür. Burada, İsrail in esas aldığı kudurmuş köpek stratejisinin ana iskeleti ele alınıp incelenecektir.

Kudurmuş Köpek Stratejisi

Tarihi süreç içerisinde Siyonist önderlerin ana amacı, Yahudilerin birinci sınıf geri kalanların ikinci sınıf ve Yahudi nin kölesi olduğu bir dünyayı kurmak olmuştur. Asırlar boyu Siyonist önderler, bu amaca uygun bir stratejiyi uygulayıp gelmişlerdir. Yol boyu görünürde tezat teşkil eden ve fakat stratejik olarak kendi içerisinde tutarlı olan politikalar uygulamışlardır. Dünya hâkimiyeti için her ülkede faaliyet gösterirlerken öncelikli hedefleri, Filistin de bir İsrail devletinin kurulabilmesi ve de korunabilmesi olmuştur. 

Siyonizm in amentüsünde yer alan `Vaad edilmiş toprakları ele geçirmek için zamana yayılan ve kademeli bir geçişi esas alan bir Strateji belirlenmiştir. 1897 Basel Kongresi nde çizilen programa yol boyu hep sadık kalınmıştır. Bu programın uygulanabilmesi için öngörülen stratejinin temeli, korku, şiddet ve dehşet salma üzerine bina edilmiştir. Siyonist stratejide, Moşe Dayan ın, İsrail kudurmuş bir köpek gibi olmalı, kimsenin dokunamayacağı kadar tehlikeli. (1) ifadesi, ana ilke olarak benimsenmiştir. Bu Kudurmuş Köpek psikolojisini, Başbakan Yardımcısı Avigdor Lieberman, 2009 yılı Ocak ayında, Gazze olayları için kullandığı ifadelerde de görebilmekteyiz: İsrail Hamas la mücadelesinde ABD nin İkinci Dünya Savaşı nda Japonlara uyguladığı yönteme başvurmalıdır. (2) Yanı Filistin halkının üzerine Atom bombası atılarak imha edilmelidir. 

İsrail eski genelkurmay başkanı Rafael Eytan ın konuşmalarında, `Kudurmuş Köpek Stratejisinin dayandığı vahşet boyutunu daha açık okumak mümkündür: Siz iyi yürekli, yumuşak huylu insanlar, şunu iyi bilin ki Adolf Hitler in gaz odaları bile birer cennet sarayıdır Topraklara yerleşmeyi tamamladığımızda, bütün Arapların yapabilecekleri tek şey, şişenin içindeki ilaç yemiş hamam böcekleri gibi panik halinde bir oraya bir buraya koşturmak olacaktır. (3) Şubat 2010 da aşırı sağcı Reut Enstitüsü, İsrail ordusu ve hükümetine sunduğu Politik bir duvar yaratmak başlıklı özel raporda öngörülen taktikler, kullanılan ifadeler, `kudurmuş Köpek gibi olmanın ne anlama geldiğini açıklamaktadır. Rapor İsrail in düşmanlarını iki ana sınıfa ayırmaktadır:

1. Direniş şebekesi: İran, Hizbullah, Hamas...

2. Gayrimeşrulaştırma şebekesi: Batılı solcular, insan hakları grupları, Arap ve Müslümanlar. Gazze ablukasını, işgali protesto edenler, Filistinliye eşit hak isteyenler. (4)

Raporda ikinci gruptaki düşmanların (ki tümü sivillerden oluşmaktadır) askeri ve istihbarat yöntemleri ile susturulmaları öngörülmektedir:

Barışçı insan hakları savunucularına karşı gizli servisler ve silahlı kuvvetler aracılığıyla sabotaj ve saldırılar düzenlenmeli. İsrail, bunları ülke dışında da sindirmek için gizli servis kullanmalı. (4) İsrail in, Gazze ye 2008-2009 yılında `Dökme Kurşun , 2012 de, Bulut Sütünü ve Temmuz 2014 de Koruyucu Hat isimli saldırıları ile uluslararası savaş hukukunda suç sayılan kitle imha silahlarını kullanmasının ve Uluslararası sularda Mavi Marmara Yardım Gemisine saldırıp vahşice sivilleri öldürmesinin sebebi, `Kudurmuş köpek gibi olmaktır.

Kudurmuş Köpek Stratejisinin Temelleri             

Siyonizm in amentüsünü esas alan `Kudurmuş Köpek Stratejisinin dayandığı esasları, genel olarak aşağıda ki gibi özetleyebiliriz: Irkçı ve dini temellere dayalı bir iç politika Devamlı korku ve tehdit altında olmaya dayalı iç politika İki Yönlü Göç Ettirme Politikası: Yahudilerin İsrail e göç ettirilmesi, Yahudi olmayanların da Filistin topraklarından göç ettirilmesi, Büyük İsrail in gerçekleşmesine yönelik sürekli genişlemeyi esas alan bir dış politika, Savaşı ve devlet terörizmini esas alan bir politika Yalan ve aldatmaya dayalı bir Psikolojik Savaş Her ülkede legal ve illegal örgütlenme ve lobicilik ile yönetimler üzerinde baskı oluşturmak ve yönlendirmek Antisemitiz üzerinden yürütülen bir politika, Makyavelist Yaklaşım: Hedefe varmada her şey mubah, Kolektif cezalandırma: Sivil asker, suçlu suçsuz ayırımı yapmama, Şantaj ve menfaat ile satın alarak işbirlikçi ihdas etmek veya yok etmek, Zamana yayma, alıştırma ve unutturma politikası, Bölge Ülkelerini bölmeye, parçalamaya ve yok etmeye dönük Kaos Politikası. 

Siyonistler, tam bir Makyavelisttirler; politikalarına, stratejilerine uygun gelen neyse o olur ve onu savunurlar. Onlar, yeri geldiğinde komünist, yeri geldiğinde kapitalist ve yeri geldiğinde faşisttirler. Bu açıdan hiçbir ahlaki ölçüleri yoktur. Bu anlayışı, ilk olarak formüle eden Siyonizm in kurucusu olan Herzl dir: Bizler, düştüğümüz zaman, ihtilalcı partinin maiyet memurları olan `ihtilalcı Proleterya oluruz; yükseldiğimiz zaman ise, kesemizin korkunç kudreti de artar. (5) Henry Ford ise Herzl in düşüncesini daha açık bir şekilde ifade eder: Yahudi, Yahudi olmayanın her şeyine düşmandır. O, içgüdülerine uyduğu zaman kraliyete karşı cumhuriyetçi; cumhuriyete karşı sosyalist ve sosyalizme karşı Bolşevik kesilir. (5) Siyonistlerin gerek Mussolini ve gerekse Hitler eliyle anti semitizmi canlı tutarak Yahudilerin Filistin e göçünü hızlandırmış olmaları, böyle bir mantığın ürünüdür. Herzl, aynı mantıkla; Antisemitler bizim en emin dostlarımız, antisemit ülkeler müttefiklerimiz haline gelecekler (6) demiştir.

Siyonizm in Böl, Parçala, Yönet veya Yok et Politikası

Siyonist yöneticiler, Nil den Fırat a kadar olan toprakların, `Vaad edilmiş Topraklar (!), ele geçirilebilmesi için bu coğrafyadaki ülkelerin kaosa çekilerek bölünmesini ve yerlerine birbirleri ile kavgalı, İsrail e muhtaç küçük devletlerin kurulmasını, stratejilerinin çok önemli bir ilkesi olarak olarak benimsemişlerdir. Siyon önderlerinin Protokollerinden (Beşinci Protokol ve Onuncu Protokol) bunun bir metot olarak benimsendiği anlaşılmaktadır: Kamuoyunun fikrini kontrol altına almak için birbirine zıt birçok fikri ortaya atarak zihinleri karma karışık etmek lazımdır. Bu ilk sırdır. İkinci sır şudur ki, halkı adetlerinde, hırslarında, yaşama tarzlarında o derece karışık ve değişen bir hale sokmalıyız ki, halk bu keşmekeş içerisinde kendisini toparlayamazsın ve netice olarak müşterek anlayış kaybolsun. Partiler arasında anlaşmazlık çıkarmakta da, bu metod bize yardımcı olacaktır Aynı zamanda, bize teslim olmaya elan karşı koyan birleşmiş kuvvetleri de parçalayacaktır. İnsanları; tefrika, düşmanlık, kan davaları, kıtlık, hastalık, darlık ile yıpratıp o hale getirmeliyiz ki; kurtuluş için bizim para kuvvetimize başvurmaktan başka çareleri kalmasın. (7) 

Siyonistler başlangıçta tedrici bir yaklaşımı öngörmüşlerdir. Bazı ülkeleri para ve ticaret yoluyla, bazı ülkeleri de silah yoluyla almayı zamanın şartlarına bırakmışlardır. Birincil öncelikli hedef Filistin di, Filistin de tutunulması gerekmekteydi. Weizmann a göre Ürdün ikinci planda bir hedef olmalıydı. Weizmann 1926 yılında Kudüs teki bir konuşmasında; Bizi Ürdün e geçirecek olan Allenby Köprüsüne giden yolu askerler değil, Yahudi emeği ve Yahudi sabanı açacaktır (8) demekteydi. Ben Gurion a göre ise zincirin en zayıf halkası, Lübnan dır ve ilk hedef o olmalıdır: (21 Mayıs 1941 de Ben Gurion Günlüğü ne göre, Arap koalisyonundaki Aşil in topuğu Lübnan dı. Bu ülkedeki Müslüman üstünlüğü sunidir ve kolayca altüst edilebilir; bu ülkede Hıristiyan bir devletin kurulması gerekir. Onun güneydeki sınırı Litani ırmağı olacaktır. (9) Lübnan ın parçalanması ve İsrail in topraklarını Lübnan da genişletebilmesinin yolu, General Moşe Dayan a göre provokasyondur: Bize topu topu bir subay bulmak kalıyor, basit bir yüzbaşı bile yeter. Onu davamıza kazanmalı, Maruni halkın kurtarıcısı olduğunu ilân etmesi için kendisini satın almalıyız. O zaman, İsrail ordusu Lübnan a girecek, işgal ettiği topraklarda İsrail in müttefiki bir Hıristiyan rejimi kuracak ve bundan sonra her şey kendiliğinden olup bitecektir. Lübnan ın güneyindeki topraklar bütünüyle İsrail e ilhak edilecektir. (9) 

İsrail in her büyük operasyonundan önce, bilinmeyen birileri tarafından İsrail e füze atılması ya da birkaç İsraillinin öldürülmesi, tesadüf olmayıp yukarıda öngörülen taktiğe uygun olarak bizzat Siyonistler tarafından uygulanan bir provokasyonun sonucudur. Kendileri açısından kutsal kabul ettikleri bir dava için kendi vatandaşlarını, kendi elleri ile öldürüp düşman kabul ettiklerinin üzerine atmaları, Siyonist mantığın ürünüdür. Bu mantık anlaşılmadan Ortadoğu da hatta dünyada olup biten birçok olayı anlamak, aydınlatmak ve tedbir almak mümkün değildir. Nil den Fırat a kadar toprakların ele geçirilebilmesi için Sudan, Lübnan, Libya, Mısır, Suriye, Irak, İran ve Türkiye nin parçalanması, buralarda birbirine düşman kukla devletlerin kurulması, Siyonizm in değişmeyen stratejik hedefidir. Siyon Önderlerinin Yedinci protokolünde İsrail e düşman komşu devletlerin çatıştırılması öngörülmektedir: Bize muhalefet eden devletlere, komşuları tarafından harp açtırabilecek durumda olmalıyız. Eğer bu komşu devletlerde bize karşı birleşirlerse, bir dünya savaşı çıkarmalıyız. (7) 

Dünya Siyonist Örgütü tarafından Kudüs te yayınlanan Kivunim (Yönelişler) dergisinde 80 li yıllar için İsrail in stratejik plânları adlı bir makalede, bu strateji özetlenmektedir. (Aydoğan Vatandaş ın Armagedon Kitabında İsrail Genel Kurmayının Belgesi olarak geçmektedir.): Merkezde yer alan gövde olması bakımından Mısır, özellikle Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki giderek sertleşen çatışmalar gözüne alınırsa, şimdilik bir kadavradır. Bu ülkenin ayrı coğrafî eyaletlere bölünmesi, bizim Batı cephesi üzerinde, 1990 lı yıllar için siyasî hedefimiz olmalıdır. Böylece Mısır bir kere parçalandıktan ve merkezî iktidardan yoksun bırakıldıktan sonra, Libya, Sudan ve diğer uzak ülkeler aynı çözülmenin içine gireceklerdir. Yukarı Mısır da bir Kıptî devletinin kurulması ve daha az öneme sahip bölgesel kimliklerin oluşturulması, barış anlaşması yüzünden şimdilik geciktirilmiş, fakat uzun vadede kaçınılmaz olan bir gelişmenin anahtarıdır. 

Dış görünüşüne rağmen, Batı cephesi Doğu cephesinden daha az problem çıkarıyor. Lübnan ın beş eyalete bölünmesi... Arap dünyasının bütününde meydana geleceklerin müjdesini veriyor. Suriye ve Irak ın etnik veya dinî kıstaslar bazında belli bölgelere ayrılması, uzun vadede, İsrail için öncelikli gaye olmalıdır. Bunun birinci safhası ise, söz konusu devletlerin askerî güçlerinin imha edilmesidir. Suriye nin etnik yapıları, kendisini parçalanmaya hazır hâle getiriyor: Suriye nin deniz sahili boyunca bir Şiî devleti, Halep te ve Şam da birer Sünnî devleti kurulabilir. Her halükârda Huran la birlikte Ürdün ün kuzeyinde -belki de bizim Golan ımız üzerinde- kendi devletini oluşturmayı ümid eden bir Dürzi kimliği de ortaya çıkabilecektir... Böyle bir devlet, uzun vadede, bölge için bir barış ve emniyet garantisi olacaktır. Bu bizim rahatça gerçekleştirebileceğimiz bir hedeftir. Petrolce zengin ve iç mücadelelerin pençesindeki Irak, İsrail in nişan çizgisindedir. Onun dağılması bizim için Suriye ninkinden daha önemlidir, zira Irak, yakın vadede İsrail için en ciddî tehlikeyi temsil etmektedir. (10) Yukarıdaki belge, Ortadoğu nun sınırlarının değiştirilmesinin bir Siyonist politika olduğunu göstermektedir. 

Eski ABD Dışişleri Bakanı Rice in `Genişletilmiş Orta Doğu Projesi nde 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi zamanının geldiğinden bahsetmesi ile bu belge arasındaki uyuma dikkat edilmelidir. `Büyük Ortadoğu Projesi , 2. Sevr Projesi ve `Büyük İsrail Projesi , içi içe ve birlikte uygulanmaktadır. Bugün Irak ta Kuzeyde Kürtlerin, Ortada Sunilerin Güneyde de Şiilerin hâkim olduğu birer devletin kurulmasına çalışılmaktadır. IŞİD üzerinden yürütülen savaşta, enerji ve su havzası bakımından zengin Suriye-Irak orta bölgesinde, Sünni bir devlet(!) kurularak hem Irak hem de Suriye parçalanma noktasına getirilmiştir. Sudan fiilen ikiye bölünmüştür. `Arap Baharı diye tanımlanan süreçte, Libya, kaos stratejisi uygulanarak bölünmeye çalışılmaktadır. Eğer gelişmeler iyi okunamazsa yarın İran, öbür gün Türkiye nin sınırları yeniden çizilmek istenecektir.

Sonuç: Filistin Bir Turnusol Kağıdıdır

BM nin İsrail le ilgili aldığı 100 civarındaki kararın hiç birini İsrail uygulamamaktadır. İsrail i ciddi sıkıntıya sokacak kararlar, ABD, İngiltere tarafından veto edilmektedir. İsrail, Ortadoğu coğrafyasında nükleer, kimyasal, biyolojik silahlara sahip olan ve bu konuda sürekli çalışma içerisinde bulunan tek ülkedir. İsrail in kitle imha silahlarına sahip olması, bugüne kadar dünyanın gündemine girememiştir. Filistin meselesi, sadece bir İsrail i sorgulama olayı olmayıp aynı zamanda Batı dünyasını, uluslararası camia denen kuruluşları ve halkı Müslüman olan ülkelerin yönetimlerini de, sorgulama meselesidir. Filistin, herkesin ve her ülkenin samimiyetinin, değerlerinin, medeniyetinin ölçüldüğü bir turnusol kâğıdı ve bir mihenk taşıdır. Mevcut dünya düzeni, sorgulanmak ve yeni bir dünya düzeni kurulmak zorundadır. Yeni bir dünya, adil bir dünya kurulana kadar sadece Filistin ya da Ortadoğu halkları ya da dünyanın mazlum milletleri değil; başta müstekbirler, sömürgeciler dâhil olmak üzere tüm dünya, huzur yüzü göremeyecektir. Bu savaş müstekbirlerin dünyasına/coğrafyasına bir gün mutlaka girecektir. 

Unutmayın Adalet yoksa barış da olmayacaktır.

KAYNAKLAR

1- Aydın E., İsrail in Türk kanıyla ulaşmak istediği nedir Dünya Bülteni, 31.05.2010

2- Kıvanç T., Yeni Şafak 01.06.2010

3- Bayramoğlu E., Yahudilik ve Siyonizm tarihi, Pınar Yayınları, İstanbul, 2006, S: 62-67.

4- Talu U., Habertürk, 01.06.2010

5- Ford H., Beynelmilel Yahudi, Otağ Yayınları, İstanbul, 1974, S: 72-75

6- Garaudy R., İsrail Mitler ve Terör, Pınar Yayınları, İstanbul, 1996: 50-86

7- Yaman K., İhanet Planları, Belgeler, Otağ Yayınları, İstanbul, 1971

8-Taylor A.R., İsrail in Doğuşu, Pınar Yayınları, İstanbul,1992, S: S:53-65

9- Garudy R., Siyonizm dosyası, Pınar yayınları,İstanbul S: 257-258.

10- Garaudy R., Age. S: 205-208.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...