(Milli Gazete)
Giriş
İsrail, Gazze ye 2008-2009 yılında Dökme Kurşun , 2012 de, Bulut Sütunu ve Temmuz 2014 de Koruyucu Hat isimli saldırılar düzenlemiştir. İsrail in seçtiği bu isimler, Tevrat menşeli olup bir psikolojik savaşın temelini oluşturmaktadır. Bu psikolojik savaşta İsrail in temel ilkesi, vurup vuruldum deyip ana saldırıları için gerekli kamuoyu desteğini sağlamaktır. Ancak son saldırılarında istenen olmamış ve gerekli psikolojik destek gelmemiştir. Ayrıca kara harekâtındaki başarısızlığı, onu dokunulmaz olmaktan çıkarmıştır. Burada, İsrail in esas aldığı Psikolojik savaş stratejisini ele alıp inceleyeceğiz.
Psikolojik Savaş
Psikolojik savaş, muhatabın zihni üzerine yoğunlaşmaya, muhatabın iradesini çözmeye, felç etmeye, muhatabı suçlu olduğuna inandırmaya, muhatabı teslim almaya, teslim alıp eğitmeye ve eski sisteme kazandırmaya dönük bir savaştır. Psikolojik savaş, askeri mücadeleden önce başlar ve fakat savaş bitene, muhatap teslim alınana kadar devam eder. Psikolojik savaşı kullanan tarafın fikriyatına, felsefi yapısına, inançlarına bağlı olarak kullanılacak vasıtalar değişmektedir. Genel olarak şeytanın yolunu takip edenlerde hiçbir ahlaki ölçü yoktur; hedefe varmak için her şey meşrudur, mubahtır. Bu nedenle Siyonizm, Irkçı Emperyalizm , Kudurmuş Köpek İsrail in mücadelesinde hiçbir ahlaki ölçü bulunmamaktadır. Yalan, hile, aldatma, tuzak kurma, gerçekleri ters yüz etme, Siyonizm in Psikolojik savaş stratejisinin temellerini oluşturmaktadır. Bu gerçeğin, herkes tarafından bilinmesi, Siyonizm e karşı verilecek mücadelede çok önemli bir kilometre taşıdır.
Anlamı Tersine Çevirme ve Anlam Tahribatı Yapma Tabanlı Bir Psikolojik Savaş
Siyonistler, bu psikolojik savaş mantığını, Filistin e gelip yerleşebilmek için baştan beri Batılı devletlere karşı uygulamışlardır. Siyonist önderler, Batılı devletlerden Filistin topraklarına gelip yerleşme konusunda destek istediklerinde karşılarına çıkan soru, oralardaki yerli halkların ne olacağı sorusu olmuştur. Buna verdikleri cevap, Halkı olmayan topraklara, toprağı olmayan bir halkın yerleştirilmesi şeklindedir. Bu soru, aynı zamanda Siyonist olmayan Yahudiler tarafından da sorulmaktaydı. Onlara verilen cevap ise `göç edilecek arazının çöl olduğudur (1).
Bunlar tam bir yalandı ve fakat buna Filistin i görmeyen Siyonistler de inanmaktaydı. İlk Siyonistlerden olan Asher Guinsberg, Filistin i ziyaret ettiğinde yapılan çarpıtmayı itiraf etmiştir: Dışarıda bizler Eretz-İsrail in bugün hemen hemen çöl, ekim yapılmayan bir çöl olduğuna ve toprak almak isteyen herkesin buraya gelip canının istediği kadar arazi alabileceğine inanmaya alıştık. Fakat gerçekte burası hiç de öyle değil. Ülkenin bütün sahaları içinde, işlenmemiş tarlalar bulmak zor. Tek ekilmemiş alanlar kum tarlaları ve taşlık dağlardır. (1) Gerçekten de, Siyonistlerden önce Araplar, Filistin topraklarını ekip biçiyorlardı; döneminin en zengin tarım alanlarıydı. Son derece bakımlı, mamur topraklardı buralar (1). Fakat Siyonistler, Filistin e gelir gelmez, teröre başvurmuşlar silahlı çeteleri ile ıssız ülke efsanesine itibar kazandırmak için, Arap köylerini, evleri, çitleri, mezarlıkları ile birlikte yıkıp yok etmişlerdir (1).
Profesör İsrael Şahak, 1975 te, 1948 de mevcut olan 475 köyün buldozerlerle yıkılıp ortadan kaldırılmasındaki amacın, Filistin in bir çöl olduğuna hem batı kamuoyunu hem de göç ettirmek istedikleri Yahudileri inandırmak olduğunu açıklamıştır (1). Bu, Siyonizm in yürüttüğü psikolojik savaşın bir boyutu idi; diğer boyutu ise, kendi terörünü , düşmanlarının terörü olarak sunmasıdır. Londra da bir İsrailli diplomat saldırıya uğradığında (bizzat Bayan Thatcher in saldırganın FKÖ ile alâkası bulunmadığını ispat etmesine rağmen) olay Medyada FKO terörizmi olarak yer almıştır. Bunu bahane eden İsrail ordusu, Lübnan ı işgal edip binlerce sivili katlettiğinde, bu harekâtın adı, Galile de Barış! olarak kamuoyuna sunulmuştur. İsrail, bütün katliamlarını hep güvenlik , kendini savunma adı altında gerçekleştirmiştir. İsrail e karşı yapılan en küçük hareket, terörizm ; fakat İsrail in yaptığı katliamlar, güvenlik , kendini savunma hakkıdır.
12 Eylül 1993 de Le Monde da yayınlanan bir rapor, silahsız insanlara karşı İsrail in silahlı güçlerinin tam bir terör uygulayarak yaptığı kıyımı, gözler önüne sermektedir: Güvenlik bahanesi, İntifada terörizmi gibi bahaneler gülünçtür. Çünkü bu hususta elde bulunan rakamlar anlamlıdır: 9 Aralık 1987 de ortaya çıkan İntifada nın (taşlı isyanın) başından bu yana, asker, polis veya kolonilerde oturanların açtıkları ateş yüzünden 1116 Filistinli ölmüştür. Yani, 1988 ve 1989 da 626, 1990 da 134, 1992 de 108 ve 1 Ocak ile 11 Eylül 1993 arasında da 155 kişi. İsrail İnsan Hakları Derneği Betselem tarafından gerçekleştirilen bir incelemeye göre, öldürülenler arasında on yedi yaşından küçük 233 de çocuk bulunmaktadır. Askerî kaynaklar kurşunla yaralanan Filistinli sayısının yirmi bin civarında olduğunu belirtiyor, Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilerine Yardım Ofisi ise bu rakamı doksan bin olarak veriyor. 9 Aralık 1987 den beri otuz üç İsrail askeri ölmüştür, yani 1988 de 4, 1989 da 4, 1990 da 1, 1991 de 2, 1992 de 11 ve 1993 te 11 asker.
Ordu tarafından tespit edilen bir hesaba göre, çoğunluğu koloni sakini olmak üzere, işgal altındaki topraklarda kırk sivil öldürülmüştür. İnsanî örgütlere göre, 1993 te on beş bin Filistinli, devlet cezaevlerinde ve ordunun tutuklama merkezlerinde hapistir. İntifada nın başından bu yana, İsrail hapishanelerinde, Betselem in açıklamasına göre, bazıları henüz aydınlatılmayan şartlar altında olmak üzere, on iki Filistinli ölmüştür. Yine bu insanî örgütün belirttiğine göre, askerî tutuklama merkezlerinde her yıl sorgulama sırasında en az yirmi bin kişiye işkence edilmiştir. (1) 1 Ocak 1989 daki İntifada da Filistinliler arasında çoğunluğunu çakıl taşları atan çocukların oluşturduğu 327 kişi; İsrail tarafında ise (çoğunluğunu kurşun sıkan askerlerin oluşturduğu) 8 kişi ölmüştür. Bu durumda bile İsrailli bakan, utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan dünyanın yüzüne karşı: Filistinliler şiddet hareketlerinden vazgeçmedikleri sürece görüşmeler olmayacaktır. açıklamasını yapabilmiştir. Benzer bir durumla, felçli bir Yahudi nin, `FKÖ nün satılmış bir militanı tarafından Achille Lauro gemisinden denize atılmasında karşılaşmaktayız. Bu bir bireysel terör ve cinayet eylemi idi. Fakat İsrail in buna misillemesi çok ilginçti; İsrail hava kuvvetleri hiç alakası olmayan bir ülkeyi, Tunus u, bombalamış ve çoğunluğu çocuk olan 50 kişiyi öldürmüştü. Kudurmuş Köpek medyası bu kanlı vahşeti, Terörizme karşı mücadele, kanun ve düzeni savunma olarak sunmuştur (2).
Yakın geçmişte, İsrail in, Filistin ve Lübnan topraklarında, sivil halka dönük yaptığı katliamlar, hep meşru savunma hakkı ; Hamas ve Hizbullah ın kendilerini savunması ise, terörizm olarak adlandırılmış ve suçlanmışlardır. İsrail in son Koruyucu Hat saldırısı da, dünya kamuoyuna böyle sunulmuştur: Netanyahu, Hedef, İsrailliler için güvenlik ve sükûneti yeniden sağlamaktır. . Birçok ülkenin başkanıyla görüştüm. Obama, Merkel ve Holland ile görüştüm ve hepsine şunu söyledim; hiçbir ülke kendi vatandaşları üzerine füze atılırken öylece beklemez. Bizi vuranları çok şiddetli bir şekilde vurmaya devam edeceğiz. Hiçbir uluslararası baskı bizi durdurmayacak. Askeri operasyonlara devam edilecek... Gazze de siviller öldüğünde onları yanlışlıkla vurmuş oluyoruz. (3).
Şimon Peres: Roket saldırısı tehdidi altında vatandaşlarımız bir gece daha geçirdi. Çalacak başka bir siren korkusu nedeniyle birkaç gecedir anneler kollarında çocuklarıyla uyuyamıyorlar. Çocuklarımızı koruyacağız ve kimsenin onlara zarar vermesine izin vermeyeceğiz. (4). Kudurmuş Köpek İsrail in peşine takılan ABD ve AB yöneticileri, hep İsrail ağzı ile güvenlik , kendini savunma kavramlarını kullanarak İsrail in haklı olduğunu savunarak destek vermişlerdir/vermeye de devam etmektedirler: ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki: Hiçbir ülkenin, topraklarına bir terörist örgüt tarafından roketler atılması ve masum sivillerin bundan etkilenmesi karşısında seyirci kalması beklenmemeli. (4) ABD Başkanı Obama: HAMAS, İsrail e füze atıyor. İsrail elbette kendini savunacak. Biz destekliyoruz. (5) . Almanya Başbakanı Angela Merkel: Kendini savunma hakkı söz konusu olduğunda biz İsrail in tarafında yer alacağız. (6) İsrail in bu saldırgan tavrının arkasında dikkat çeken bir başka olgu, genellikle, her büyük operasyondan sonra savaşın maliyetini, ABD ye ödettirmesidir. Bu son savaştan sonra da ABD Kongresi, İsrail in kendini daha iyi savunması için 621 milyon dolar para desteğinde bulunacağını açıklamıştır. (7)
Batı Şeria da kimin tarafından kaçırılıp öldürüldüğü belli olmayan 3 Yahudi yerleşimci gençten Gazze deki Hamas ı sorumlu tutacaksın; sonra Yahudiler tarafından kaçırılıp yakılarak öldürülen Filistinli gencin ölümünü protesto eden Filistinlileri bahane ederek geniş bir tutuklamaya girişeceksin, sonra da Gazze den kimin tarafından atıldığı belli olmayan ve yerleşim bölgelerine düşmeyen füzeleri bahane ederek kara, hava, deniz kuvvetleri ile birlikte topyekûn katliam yapacaksın ve bunun adına da terörizmle savaş , güvenliği sağlamak diyeceksin. Bu, baştan beri Siyonist mantığın işleyiş biçimidir. Foreign Affairs dergisindeki makalesinde İsrailli akademisyen Barak Mendelsohn, kaçırılma ve öldürme olaylarının çok iyi planlanmış bir stratejinin uygulamaya sokulması için kullanıldığını ifade etmektedir: Siyasetçilerin verdiği tepki anlaşılır. Ancak bunun ötesinde bu olayı bir anlamda bahane eden İsrail siyaseti HAMAS a yönelik hesaplanmış bir tepki vermek için harekete geçti. (5) İsrailli bir kadın milletvekilinin Bütün Filistinli anneler ölmeli demesi (8), İsrail siyasetinin ana amacının, Filistinlilerden arındırılmış bir Gazze meydana getirmek olduğu anlamına gelmektedir.
Siyonist propagandada genel olarak kural: Siyonist karşıtları kendilerini savunmak için şiddete başvurduğunda bu terörizm dir; Siyonistler, şiddet kullandığında ise bu, terörizme karşı mücadele dir, barış ve güvenlik hareketidir . Siyonistlerin bu denli yalana dayalı bir anlam tahrifatı yapma yeteneği anlaşılamadan vuku bulup giden olayları analiz etmek, onları yorumlamak, anlamlandırmak ve karşı tedbirler almak mümkün değildir.
Operasyon İsimleri Üzerinden Yürütülen Psikolojik Savaş
Psikolojik savaş, hedef kitle açısından anlamı çok iyi bilinen belli kavramlar üzerinden yürütülerek etki alanı ve gücü artırılır. İsrail in son 6 yılda Hamas a karşı yürüttüğü silahlı mücadelede gerçekleştirdiği geniş kapsamlı üç büyük operasyonda, operasyonlara verdiği isimler, Tevrat tan özel olarak seçilmiş, bir boyutu ile Müslümanlara bir boyutu ile de Yahudilere hitap eden kavramlardır. Ancak Hamas da İsrail in bu psikolojik savaşına Kur an dan seçilmiş kavramlarla cevap vererek daha güçlü bir psikolojik harekât yürütmektedir. Dökme Kurşun operasyonu, İsrail in 27 Aralık 2008 de Gazze ye karşı başlattığı askeri operasyonun adıdır. Dökme Kurşun anlaşıldığı kadarıyla Tevrat ta geçen özel anlamı olan bir kavramdır. Buna Hamas, Hakla Batılın savaşı anlamında Furkan Savaşı adı altında karşı psikolojik harekâtla cevap vermiştir. Bulut Sütunu operasyonu, İsrail in 14 Kasım 2012 de Gazze ye karşı başlattığı askeri operasyonun adıdır.
Buna Hamas, Kabe yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusunun üzerine Ebabil kuşlarının attığı taşlar anlamında Siccil Taşı adını verdiği karşı psikolojik harekatla cevap vermiştir. Koruyucu Hat operasyonu, İsrail in 7 Temmuz 2014 de Gazze ye karşı başlattığı askeri operasyonunun adıdır. Buna Hamas, Kur an daki ayetlerden olan Yenmiş ekin yaprakları adını verdiği karşı psikolojik savaşla cevap vermiştir. Bu kavramsallaştırma mücahitlerin moralini yükseltmekte, mücadele azim ve kararlılıklarını artırmaktadır. Gazze deki İslami direnişin, siyasi, askeri, ekonomik ve psikolojik alanda bir mücadele yürütmüş olması, her taktiğe yeni taktiklerle cevap vermesi, İsraillileri korkuturken; Müslümanları da cesaretlendirmekte ve morallerini yükseltmektedir. İsrail de şu an panik hâkimdir ve İsrail ordusu Gazze den çekilmek zorunda kalmıştır. Bugüne kadar görmedikleri, duymadıkları bir mukavemet ve karşı saldırı ile karşı karşıyadırlar. İsrail bugüne kadar Gazze yi hep bombalamış, ciddi bir karşılık görmemiş, İsrail halkı gece rahat uyku uyuyabilmiştir. Ancak bu son operasyonda Hamas, operasyonun başladığı andan itibaren kendi yapımı olan binlerce Füzeyi İsrail semalarına göndermiş, Halid Meşal ın tabiri ile Yıllarca Filistin halkının yaşadığını şimdi İsrail halkı yaşamaya başlamış (9) ve her siren sesi ile sığınaklara koşmak zorunda kalmışlardır. Hamas, İsrail in stratejik alanlarını füzelerle vurmaktadır.
Ayrıca Hamas lı mücahitler, karşı saldırılar yaparak, İsrail askerlerini pusuya düşürerek İsrail ordusunun imajını, dokunulmazlığını ayaklar altına almıştır. O nedenle İsrail ordusu, psikolojik savaşı kaybetmiştir. Diğer taraftan İsrail saldırılarında ölen vücutları parçalanan Filistinli çocukların görüntüleri, anında sosyal medyaya verilerek İsrail in masum sivil halka yaptığı zulmün dünya kamuoyuna duyurulması sağlanmış, medya hakimiyeti kırılmış, mazlum ve mağdur milletler ayağa kalkmış ve dünyanın her yerinde İsrail in zulmü lanetlenmiştir. Bu ses, Dünyanın zalimlerinin uykularını kaçırmış ve daha da kaçıracaktır.
Sonuç: Bir gün Filistinliler, özgür ve bağımsız topraklarında yaşayacaklar
İsrail psikolojik savaşı kaybetmiş, Hamas ın hamlelerinin arkasına takılmıştır. Bu psikolojik yıkımı, bundan sonra kimse durduramayacak, Kudurmuş Köpekler mukadder akıbetlerine doğru yol almaya devam edecek ve tarihin çöplüğüne süpürülüp atılacaklardır. Bu durum, onu daha da kudurtacaktır. Kudurma vaklarında kuraldır: Kudurmuş Köpeklerin sahipleri, yakınları, bir müddet daha sabreder. Tahribatları, saldırganlıkları belli bir boyuta ulaşınca ya tecrit edilerek mahkûm edilip kendi kaderlerine terk edilirler ya da vurularak imha edilirler. Kudurmuş Köpek İsrail in akıbeti bundan farklı olmayacaktır.
Kudurmuş Köpeklerin temizliği, hem Filistin halkının hem de Yahudi halkının kurtuluşu olacaktır. Hamas liderlerinden Halid Meşal in yaptığı konuşma, hem bu gerçeğin dünya kamuoyuna ilanı hem de bir meydan okuma olmuştur: Obama, Ban Ki-Mun ve özgür dünya liderlerine sesleniyorum: Size yalvarmıyoruz, sadece diyoruz ki, bir gün Filistinliler, özgür ve bağımsız topraklarında yaşayacaklar Gazze deki kuşatmanın kalkması için İsrail in kayıplarının kaça yükselmesi gerekiyor Eğer bu yeterli değilse, Filistinli mültecilerin vatanına dönmesi için bedel nedir Kaç tane İsrail askeri kaçırılmalı, bana adedini söyleyin. İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerimizin serbest kalması için bedel nedir (9)
Kaynaklar
1- Garaudy R., İsrail Mitler ve Terör, Pınar Yayınları, İstanbul, 1996: S: 180-190
2- Garaudy R., Age. S: 217-230
3- Dünya Bülteni, 12.07.2014
4- Anadolu Ajansı, 10.07.2014
5- Bacık G., Bugün 20.07.2014
6-Demirel, S., Yeni Akit 20.07.2014
7- Haber7, 17.07.2014
8- Karakaya, H., Yeni Akit 20.07.2014
9- Anadolu Ajansı, 24.07.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder