17 Temmuz 2014 Perşembe

Irak Denklemine Stratejik Açıdan Bakabilmek - 4: Dünya Hâkimiyeti İçin Kaos Meydana Getirenler

 (Milli Gazete)

Giriş

El Kaide türü yapıları tek, homojen bir yapı olarak görmekten ziyade inşa edilen/olunan bir marka olarak görmek, arka planda, gerçek samimi örgüt mensuplarından farklı istihbaratlara kadar uzanabilen, farklı alt grupların var olduğunu kabullenmek gerekmektedir. Son zamanlarda IŞİD hareketinin Suriye-Irak hattında art arda yaptığı hamlelerle, kısa zamanda Kürt bölgesi ile Şii bölgesi arasında geniş bir bölgede alan hâkimiyeti kurarak devlet ve halifelik kurduğunu ilan etmesi, Irak ordusunun çatışmadan IŞİD kuvvetlerinin önünü boşaltması, hem silahlarını hem de bankadaki 450 milyon doları almadan bölgeyi terk etmesi, Türkiye nin Musul Konsolosluğunu işgal edip konsolosluktakileri rehin alması, vahşet görüntülerinin servis edilmesi, kafalarda soruların oluşmasına sebebiyet vermektedir. O nedenle IŞİD kimdir Tek bir yapımıdır Yoksa markalaştırılmak istenen yeni bir yapı mıdır Sorularının cevapları önemli olmaktadır. 

IŞİD in yol boyu ilişki kurduğu ya da ittifak yaptığı bölgesel ya da küresel güçlerin kimler olduğunu ortaya çıkarabilmek için, bir taraftan Kaostan Düzene politikasının mahiyetini; diğer taraftan, Irak-Suriye hattında çatışan projelerin (Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Büyük İsrail Projesi (BİP), 2. Sevr Projesi, Büyük Ortadoğu nun Hıristiyanlaştırılması ( Dinler Arası Diyalog ) Projesi, NATO nun Evrenselleşmesi Ve İslam Coğrafyasına Yerleşmesi Projesi , Serbest Piyasa - Özelleştirme projesi , Etnik-Mezhepsel Fay Hatları oluşturma Projesi- Kaos Projesi (Vekalet Savaşları), Sıcak Denizlere İnme- Eski Müttefikleri Kazanma Projesi, Düşmanla/Rakiple Güvenlik Alanının Dışında Hesaplaşma Projesi, İslam ın İslam la Savaştırılması Projesi, Türkiye-İran-Irak-Suriye Savaşı Projesi, Yeni Osmanlı Projesi-Bölgesel Güç Olma Projesi, Türkiye ile birlikte Büyük Ortadoğu yu Değiştirme Projesi-Türkiye nin Patronluğu (Şimdilik rafa kaldırılmıştır.), Şia Savunma Hattı Projesi, Şia Eksenini Parçalama, Yayılmasını Engelleme ve Sünni Bir Eksen Meydana Getirme Projesi, İran ı Küresel sistemi Entegrasyon Projesi, İran da Kadife Devrim Şartlarını Hazırlama Projesi, Çok Kutuplu Ortadoğu Projesi (Ayrı Dengeli Güç Odakları Oluşturma) birbiri ile etkileşimlerini göz önüne almak gerekmektedir. Burada, dünya hâkimiyeti için Kaos üzerinden Yeni Düzen kurmak isteyenler ve çıkaranlar konusu, ele alınıp incelenecektir.

Dünya Hâkimiyeti: Tek Dünya Devleti, Tek Dünya Hükümeti, Tek Dünya Güvenlik Örgütü , Tek Dünya Dini Ve Tek Merkezi Dünya Ekonomisi           

Dünya hâkimiyeti için ABD, İngiltere, Vatikan, Uluslararası Sermaye, Siyonizm ve Çin bazen birlikte bazen birbirine karşı mücadele etmektedir. Şu anda ABD de Amerikan Milliyetçileri (WASP çılar) ile Necon-Siyonist İttifakı arasında çok ciddi bir kavga vardır ve bu, dünyanın her tarafına yansımaktadır. Onun için Küresel Satranç tahtasında çok değişken bir zeminin var olduğunu göz önüne almamız gerekmektedir. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı, son derece karmaşık, karanlık ilişkiler zincirinin ortaya çıktığı, dost ve düşman tanımlamalarının anlık olarak değişebildiği/değişebileceği göz ardı edilmemelidir. 

Bir konuda dost/müttefik olanlar, bir başka konuda birbirine düşman olabilmekte/müttefik olmamaktadır. Dünya hâkimiyet mücadelesi veren güçlerin (Siyonizm, ABD, Vatikan, Küresel Sermaye, Çin) ana hedefleri, dünyanın kendi kontrollerinde, tek bir merkezden yönetilmesidir. Tek bir dünya devleti , tek bir dünya hükümeti ve tek bir dünya güvenlik örgütü , Tek bir dünya dini ve tek merkezi Dünya ekonomisi oluşturma gayretindeler (1). Böyle bir sonuca ulaşabilmek için asırlardan beri yapılan bir çalışma, yaygınlaştırılan bir örgütlenme ve geliştirilen bir stratejinin varlığı bilinmektedir. Dünyada olup biten birçok olayın arkasında, her renge bürünen böyle bir yapılanma (Siyonizm) vardır: Bu komplocular, bukalemunlar gibi; Marksist, Sosyalist, Komünist, Siyonist, Mason ve Enternasyonalist benzeri değişik isimler altında saklanırlar. Londra, Berlin, Roma ve New York gibi yerlerde yaşarlar. 

Birleşmiş Milletleri, Wall Street i ve Washington DC yi idare ederler. Silah sanayine maddi kaynak sağlarlar Üyelik nesilden nesile, İngiltere ve Avrupa nın soylu ailelerinden, uluslararası finans piyasalarını yöneten saraylardan ve Dünya Yahudiliği ile Roma Katolikliği hiyerarşisinden geçerler . (2) 27. 1. 1965 yılında Latin Kilisesi Cizvit Tarikatı Papazı Peder Pedro Arrupe, kilisenin kurultayında, bu örgütlenmenin izlediği tehlikeli stratejiye dikkat çekerek şunları söylemiştir: Bu Tanrısız cemiyet (komplo şebekesi) cemiyetin üst kademelerinde fevkalade etkili bir şekilde işlerini yürütmektedir. Bu cemiyet, elinde olan ilmi, sosyal ve ekonomik araçların hepsini kullanmaktadır. Bu cemiyet, ince dokunmuş bir strateji takip etmektedir. Bu cemiyet, uluslararası teşkilatlar, finans çevreleri üzerinde ve kitle iletişim sahasında (basın, sinema, radyo ve televizyon) neredeyse tam bir hâkimiyete sahipler. (3)

Dünya Hâkimiyeti ve Kaostan Düzene

Bu yapılanışın stratejisinin temel özelliği, Kaos Teorisine dayanmış olmasıdır. Bu teoride, her şey çatışmaya dayandırılmaktadır. İnsanların can, mal, namus güvenliği olmayacak tarzda meydana getirilecek bir çatışma ortamı, istenen kargaşayı sağlayacaktır. Komşuların, kabilelerin, aşiretlerin, etnik yapıların ve farklı inanç gruplarının birbirine düşman olduğu, çatıştığı, kimsenin önünü, çevresini, geleceğini göremediği ve iradesinin felç edilip direncinin kırıldığı ve çaresizlik içerisinde kıvrandığı bir kaos ortamı, bu şeytanı mekanizmanın ana ilkesidir. Buna `Ordo Ab Chao (`Kaostan Kaynaklanan Düzen ) adını vermektedirler: Başka bir deyişle, kaos kasıtlı olarak yaratılıyor, bu suretle düzen ve kontrol sağlanabiliyordu. Kaosun korkunç yüzüyle karşılaşan halk, bir kurtarıcıya-Parlak zırhlı Şövalye- kaosu sona erdirmesi ve yeniden düzen sağlaması için, sadece yetki vermekten çok daha fazlasını yapmaya istekli oluyordu. Devrimci Kaosun ardından İlluminatı nın planını uygulayabilmek için fırsat doğmuş oluyordu (4) 

Irak ta Maliki nin IŞİD in ilerlemesi karşısında ABD den askeri müdahale yapmasını istemesine bu açıdan bakılmalıdır. Kaos, zıtların çatışmasına dayandırılmıştır: `Tez, Anti Tez, Çatışma ve Sentez dörtgeninde meydana getirilen bir kaos, dün işçi ve işveren çatışması üzerine kurulu iken; bugün dinler, mezhepler ve etnik yapılar üzerine oturtulmuştur. Büyük Ortadoğu coğrafyasında yaygınlaştırılmaya çalışılan etnik ve mezhepsel çatışmaların kökeninde, Kaostan Düzene Geçiş yaklaşımı yatmaktadır. Kaosun müsebbibi olarak din, mezhep ve milliyetler gösterilerek bütün din, mezhep ve milliyetlerin kaldırılması istenmektedir: 

Müstebit kralımızın tanınması, anayasanın ortadan kaldırılmasından evvel de olabilir. Bu tanıma anı gelince, idarecilerinin bizim tertip ettiğimiz düzensizlik ve becerisizliklerden tamamen bıkmış olan halk gürültü ile bağıracaklar ki, `onları yok edin ve bize bütün dünya üzerinde bizi birleştirecek ve anlaşmazlık sebeplerini- hudutlar, milliyetler, dinler, devlet borçları ortadan kaldıracak, bize idarecilerimizin ve mümessillerimizin idareleri altında bulamadığımız sulh ve sükûnu verecek bir kral verin Fakat siz mükemmelen ve çok iyi bilirsiniz ki bütün milletler tarafından böyle isteklerin ifade edilmesi imkanını hâsıl etmek için; her memlekette halkın hükümetleri ile münasebetlerinde tamamen beşeriyeti tüketecek derecede çekişmeler, kin, mücadele, haset ile hatta işkence kullanarak, şiddetli açlık ile hastalık aşılayarak ve yokluk ile karışıklıklar meydana getirmek zaruridir. Şöyle ki Yahudi olmayanlar paraca ve her konuda bizim tam hâkimiyetimiz içinde sığınak bulmaktan başka kendilerine açık bir yol olmadığını görsünler. Fakat eğer biz dünya milletlerine nefes alacak bir mahal bırakırsak özlediğimiz an belki de hiç gelmeyecektir. (5) 

Kaos yaklaşımının en önemli boyutu, son derece zıt fikirlerin ve bilgilerin kamuoyuna servis edilip karar vermesine mani olmak, kafa karışıklığı meydana getirip gerçekleri görmesini, arkada kurulan tezgâhları fark etmesini engellemektir: Kamuoyunu avucumuzun içine almak gayesiyle her taraftan birbirlerine zıt fikirleri netice çıkamayacak şekilde karşı karşıya getirerek, bu karışıklık içinde Yahudi olmayanların başlarının dönmesi ve her çeşit siyası mevzularda hiçbir fikir sahibi olmamanın en iyi hal olduğu kanaatine varmaları için, yeterli bir zaman boyunca çalışarak onları şaşkın hale getirmeliyiz. Halkın siyası konuları anlamaması gerekmektedir. Çünkü o mevzular yalnız halkı idare edenler tarafından anlaşılır. İşte bu birinci sırdır. (6) 

ABD/İngiltere/Siyonizm/İsrail, küresel imparatorluk için hedef aldığı ülkeleri, alt etnik ve mezhebi gruplara bölüp yeni uluslar oluşturmayı bir strateji olarak benimsemiştir. Geçmişte İngiltere nin öncülüğünde yapılanlar, bugün ABD nin öncülüğünde yapılmak istenmektedir. Arkada Siyonizm vardır. Geçmişte Afganistan ın geleceğinde Amerikan Politikası Koordinatörlüğü görevini üstlenen Richard Haass, `Karışıklık adlı kitabında yeni bir ulus inşa etmeyi , işgal edilecek bölgelerde hâkimiyet kurabilmek için şart olarak görmektedir: Güç politik değişiklik olayı ise, fazla bir zekâ gerektirmeden ve biraz da iyi şansla işe yarayabilir. Aksi halde tek başına güç kullanımı politik değişikler için yeterli değildir. Bu şekilde bir değişiklik için en etkili yol, değişik şekillerde karışıklık yaratmaktır. `Ulus inşa etmek bu yollardan biridir. İlk önce tüm karşı çıkanları yok edeceksin ve daha sonra başka bir topluluk yaratma işiyle meşgul olacaksın. (7) 

Bu politika, Irak işgaliyle birlikte uygulamaya sokulmuş, Kuzeyde Kürtler, Ortada Sünniler ve Güneyde Şiiler şeklinde süren bir propaganda ile Irak öncelikle kafalarda bolünmüş; şimdi de IŞİD operasyonu ile gerçek hayatta fiilen bölünme noktasına getirilmiştir. 2003 yılında RAND Corperation tarafından hazırlanan `Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler adlı raporda, `Türk İslamı , `Alman İslamı , `Arap İslamı , `Mısır İslamı , `Köktendinciler , `Gelenekçiler , `Modernist Müslümanlar ve `IIımlı İslam gibi kavramlaştırmalara gidilmesi, Büyük Ortadoğu coğrafyasında yeni ulus inşasının yanı sıra yeni dinler, yeni mezhepler inşa edilmek istendiğini göstermektedir. (8) 

Raporda öngörülen Stratejinin Temel Noktaları, Modernist bir Liderlik Anlayışı Yarat , Fundamentalistlere Karşı Saldırgan Ol , Demokratik Batı Modernizminin Değerlerini Yücelt , Eğitime ve Gençlere Odaklan başlıklarında ortaya konulmaktadır. Stratejinin başarılı olabilmesi için aşağıdaki özel aktivitelerin yapılması öngörülmektedir: 

Öncelikle modernistleri ve ılımlı laikleri destekle:

Çalışmalarını yayımlat ve dağıt. Düşüncelerini İslam eğitim müfredatına sok. Onlar için bir konu platformu oluştur. Dini konulardaki yorumlarının geniş tabakalarca bilinmesini sağla, web siteleri, yayınevleri, okulları, kurumları ve pek çok yayın aracı olan gelenekçi ve fundamentalistlere karşı onlara yardım et. Modernizmi genç nesle alternatif kültür olarak tanımla. İslam öncesi tarih ve kültür hakkında medyada yayınlar yaptır. Laik, sivil ve kültürel kurum ve programları destekle.  

Fundamentalistlere karşı gelenekçileri destekle:

Gelenekçilerin fundamentalist vahşetine karşı yaptıkları eleştirileri yayınla , fundamentalist ve gelenekçiler arasındaki anlaşmazlıkları körükle. Gelenekçiler ve fundamantalistler arasındaki olası ittifakları boz. Reformcu gelenekçiler ve modernistler arasında olabilecek işbirliğini destekle, gelenekçi kurumlarda modernist simaların sayısını artır. Gelenekçiler arasındaki farklı gruplar arasında ayırımcılık yap. Modernizme yakın olan grupları destekle. Hanefi mezhebinin dini konulardaki fikirlerini populer hale getirerek gerici Vahhabi kurallarını zayıflat. Sufizmi güçlendir. 

Fundamentalistlere karşı mücadele et:

İslam yorumu konusundaki tezatlarını ortaya çıkar. Kanun dışı grup ve aktiviteler arasındaki ilişkileri su yüzüne çıkar. Vahşet içeren olayların sonuçlarını herkese göster. Bu mesajlar için özellikle gençleri, dindar gelenekçileri, Müslüman azınlıkları ve kadınları hedef seç. Fundamentalistlerin yapmış olduğu şiddet içeren terör faaliyetlerine sempati duyulmasını engelle, bu insanları kahraman olarak değil birer korkak olarak göster. Gazetecileri bu grupların yolsuzlukları ve ahlaksızlıklarını araştırmaları konusunda cesaretlendir.  

Laikleri seçici olarak destekle:

Fundamentalizmi ortak düşman olarak göster, laiklerin ABD karşıtı güçlerle solcu ideolojiler ve milliyetçilik tabanında yapacakları işbirliğini boz. İslam da din ve devletin ayrı olabileceği fikrini aşıla ve bunun imanı zedelemeyeceğini belirt. (8)

Dünya Hâkimiyeti ve Yeni Sömürgecilik

İslam coğrafyasındaki bütün ülkelere şer ittifakı tarafından özelleştirilme yapılmasının dayatılması ve bütün özelleştirmelerde yabancı ortak şartının istenmesi, yabancıların hisse edinmeleri ile ilgili limitlerin kaldırılması noktasında baskı yapılması ve halkın yönetimdeki etkisini kıracak tarzda üst kurullar denilen dokunulamaz mekanizmalar oluşturulması(9), yeni sömürgecilik anlayışının en temel karakteristiğidir: Sömürgecilik, doğrudan askeri ve politik gücün uygulanması olarak algılanır. Aslında bağımlı ülkelerin sosyal ve ekonomik kurumlarının metropolitan merkezlerin ihtiyaçlarına göre tekrar şekillendirilmesi gereklidir. Bir kez bu yeniden şekillendirme başarıya ulaşırsa, ekonomik güçler (uluslar arası fiyatlandırma, pazarlama ve finansal sistemler), devam etmek ve aslında ana ülke ve sömürü arasındaki hâkimiyet-sömürülme ilişkisini güçlendirmek için tek başlarına yeterlidirler. Bu koşullar altında sömürgeye esas olan hiçbir şey değiştirilmeden resmi politik bağımsızlığı verilecek ve sömürgeye gerçek işgal nedeni olan konularda ciddi bir biçimde karışılmayacaktır. (7) 

Kaos Yaklaşımı, bölge insanını aciz bırakarak teslim almak ve yeni sömürgecilik anlayışını kabullenmesini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Bugün, Afganistan-Pakistan hattında, Irak-Suriye-Filistin-Lübnan hattında, Yemen-Somalı-Sudan hattında ve Libya-Mali-Orta Afrika hattında yaşananlar, kaosun şuurlu bir şekilde yaygınlaştırılmaya çalışılmasından başka bir şey değildir. Tüm bölge halklarının, özellikle Müslümanların, kendi bölgelerinde olanlara, bu açıdan bakmaları, çözüm bulabilmek açısından yararlı olacaktır. Çünkü Şeytanı İttifakın bu bölgede tutunamaması için öncelikle bizim olaylara bakışımızın berraklaşması, anlık, günlük yaklaşımlardan ve çözümlerden uzak durmamız gerekmektedir.

Sonuç: Yorumsuz

Rahmetli Erbakan Hoca bütün bu konularda haklıydı ve bir kez daha haklı çıktı.

Mekânı, Cennet Olsun.

Kaynaklar

1-Texe Mars, İllüminatı, Entrika Çemberi, Timaş Yayınları, İstanbul, 2002,S:175.

2- Texe Mars, Age. S: 54.

3- Gary Allen Gizli Dünya Devleti, Milli Gazete, 1996 İstanbul, S: 8

4- Texe Mars, Age. S:100-120.

5- Varsden, V., Siyon Liderlerinin Protokolleri, Kum Saati Yayınları, İstanbul, S: 53

6- Victor Varsden, Age, S: 36

7- Foster J.B. `Emperyal Amerika ve Savaş , Cosmo Politik, Sayı:6, Sonbahar 2003, S: 39-45

8- Canoğlu, y., 21. Yüzyıl Haçlı Savaşlarında yeni Bir Tuzak: Ilımlı İslam Cumhuriyeti, Umran Dergisi, Sayı:117, 2004, S:15-25

9- Canoğlu, Y., `Sürekli Bürokratik Post Modern Darbeler Dönemi , Umran Dergisi, Sayı:102, S:31-43.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...