(Milli Gazete)
Mısır’da ABD-AB-Siyonist-İngiltere-Suud-Katar-BAE(şer
ekseni) ittifakı ile fiili bir askeri darbe gerçekleşmiştir. Müslüman Kardeşler
hareketi, sivil itaatsizliği öngören, şiddete bulaşmayan bir strateji
uygulayarak tüm Mısır halkını şer ekseninin karşısına bir güç olarak dikmek istemektedir.
Mısır’da çok ciddi bir hesaplaşma yaşanacaktır. Cuntanın14.08.2013 gecesi ve
sonrasında yaptığı katliamlar, bundan sonra yaşanacak olanların göstergesi olup
İslami hareket, şiddet ortamına çekilerek tuzağa düşürülmek istenmektedir. Bu
tuzağa düşülmemeli, önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz taktikler, uygulanarak
süreç kontrol altına alınmalıdır. Sivil itaatsizlik eylemleri tüm Mısır sathına
yayılmalıdır.
Şiddete bulaşmadan yürütülecek uzun vadeli ve yüksek
stratejili bir cihad, Allah’ın izniyle Büyük İslam Devrimini gerçekleştirecek
ve “21. Yüzyıl Haçlı Seferleri” Mısır’da perişan edilecektir. Mısır’da Büyük
İslam Devrimi gerçekleştiği an, domino etkisi yaparak İslam coğrafyasında ki
tüm işbirlikçi yönetimler, diktatörler yıkılacaktır. Böyle bir etkinin var
olabileceğini, tüm bölgesel, küresel ve iç aktörlerin gördüğünü ve ona göre
hesap yaptıklarını ve Mısır’daki sürece müdahil olabileceklerini, İslam
coğrafyasındaki tüm Müslümanlar ve İslami Hareketler, göz önüne almak
zorundadırlar.
Bu yazı serisinde, Mısır’da ard arda vuku bulan olayların
analizi yapılacak ve buradan Dünya İslam Birliği ve Büyük İslam Devrimi için
yapılabileceklere ve alınabilecek derslere yer verilecektir. Konu ile ilgili;
1- Tükürün, 2- Mısır’da Bir Devrim Daha Var, 3- Mısır Büyük İslam
Devriminin İç Dinamikleri-3: Ekonomi, 4- Mısır Büyük İslam Devriminin İç
Dinamikleri-4: Ordu, 5- Mısır Büyük İslam Devriminin İç Dinamikleri-5: Siyasi
Aktörler, 6-Mısır Büyük İslam Devriminin Dış Dinamikleri-1: “Büyük İsrail
Projesi(BİP)” başlıklı makaleler yazılmıştır.
Burada, Mısır Büyük İslam Devriminin Dış Dinamiklerinden
“Büyük Ortadoğu Projesi” ele alınacaktır.
Mısır’ın Stratejik Konumu
Tunus- Mısır hattında olanları ve olabilecekleri daha iyi
anlayabilmek için bu ülkelerin sahip olduğu jeostratejik, jeoekonomik,
jeopolitik ve jeokültürel konumlarını ve bunların küresel güçlerin
mücadelesinde ki etkilerini göz önüne almak gerekmektedir. Mısır, İslam
coğrafyasının en stratejik ülkelerinden biridir. Akdeniz’den Hint Okyanusu’na
su yolu ile geçiş, en hızlı, en kısa ve en ekonomik olarak Süveyş Kanalı
üzerinden olabilmektedir. Nil nehri bu coğrafyanın bereket kaynağıdır.
Mısır’daki her siyasi olaydan, Mısır’ın komşuları olan Libya, Sudan, Ürdün,
İsrail, Filistin, Suudi Arabistan, bölgesel güç olan Türkiye, Iran, Rusya, AB
ve küresel güç olan ABD, Siyonizm, Vatikan ve Çin etkilenecektir.
Mısır’ın Sünni yapısı, tarihi birikimi, İran’ın Şii
jeopolitiği önünde en ciddi engellerden biridir. Ayrıca AB ülkeleri, hem
Mısır’daki enerji kaynaklarına hem de Basra körfezi enerji kaynaklarına
bağımlılıklarından dolayı Mısır’daki olaylarla ve oluşumlarla çok yakından
ilgilenmek zorundadırlar. Genel olarak ulaşım özel olarak da enerji geçiş
yollarını kontrol etmek ve böylelikle rakiplerini baskı altında tutmak isteyen
ABD, Mısır’la çok yakından ilgilenmek durumundadır.
Müslüman Kardeşler Hareketi’nin Mısır’da iktidar olması ve
iktidarda başarısı, sadece komşularını veya bölgesel güçleri etkilemeyecek;
aynı zamanda, küresel güçler denklemini ciddi bir şekilde etkileyecektir.
Mısır’da Müslüman Kardeşler’in İslami bir sistem inşa etmesi durumunda,
bölgedeki tüm diktatör ve kraliyet sistemleri domino etkisiyle yıkılıp
giderken; Dünyadaki küresel güçler denklemi, kökünden sarsılacaktır. O nedenle,
ABD’nin 2001 yılında ikiz kulelerin vurulması ile yürürlüğe soktuğu “Büyük
Ortadoğu Projesi”, Mısır’daki olaylarla ve gelişmelerle yakından ilgili bir dış
dinamik olarak göz önüne alınmak zorundadır.
Bir taraftan İslam coğrafyasının başına küresel zalimler
tarafından musallat edilmiş zalim, işbirlikçi diktatörlerden kurtulmak için
mücadele ederken; diğer taraftan iç zalimlerin efendisi olan küresel zalimlerin
tuzağına da düşülmemelidir.
Büyük Ortadoğu Projesi’
Büyük Ortadoğu diye anılan İslam coğrafyası, tarih boyu
dünyayı kontrol etmek isteyen güçlerin hep ilgisini çekmiş ve bütün büyük
güçlerin çatışma alanı haline gelmiştir. Sovyetlerin çöküşü ile ABD’nin
buraları kontrol edebilmek için gelip yerleşmeye ve buralarda üsler kurmaya
çalışması, daima stratejik hedefleri arasında olmuştur. Büyük Ortadoğu
Projesi’, NNSS 02’ olarak kodlanan Ortadoğu’da ABD’nin Yeni Ulusal
Güvenlik Stratejisi: Bir 11 Eylül Sonrası Analizi’ (New National Security
Strategy of The USA in the Middle East Apost September 11 Analysis) adlı
belgenin üzerine oturtulmuştur (1). ABD, 21. Yüzyılı bir “Amerikan
Yüzyılı” olarak düşünmekte ve stratejilerini buna göre şekillendirmektedir. O
nedenle bütün projeler, Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi (PNAC)’ ana projesinin
alt projeleri olarak ele alınmaktadır. BOP da, ABD’nin Avrasya hâkimiyeti için
geliştirdiği bir alt projedir. Başlangıcı, 1990’lı yıllara uzanmaktadır.
Kamuoyuna ilk kez Joint Forces Quarterly dergisinin (ABD Silahlı Kuvvetler
dergisi) Sonbahar 1995 sayısında The Greater Middle East’ ismi ile duyurulmuştur.
26 Şubat 2003’te Amerikan Girişim Enstitüsü’nde ABD Başkanı
Bush tarafından Ortadoğu’da Demokratik Değerlerin Yayılmasını Öngören Plan’
açıklanırken Büyük Ortadoğu Projesi’nden bahsedilmiştir. Bush ayrıca 9 Mayıs
2003’de yaptığı bir konuşmada 10 yıl içerisinde ABD- Ortadoğu Serbest Ticaret
Bölgesinin’ kurulacağını açıklayarak projenin hedeflerinden birini dile
getirmiştir. Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice, 7 Ağustos
2003’te The Washington Post gazetesindeki yazısında, BOP kapsamında “22 ülkenin
hedef tahtasına konulup yeniden yapılandırılacaklarını” ifade etmiştir. Ulusal
Demokrasi Vakfında 6 Kasım 2003’te Bush, Ortadoğu’yu Özgürleştirme
Stratejisini’; Başkan yardımcısı Dick Cheney ise, Davos’ta Dünya Ekonomik
Forumunda Büyük Ortadoğu’ya Reform’ projesini açıklamıştır. Dışişleri Bakanı
Colin Powell, değişik zamanlarda yaptığı konuşmalarda İslam coğrafyasının
siyasal olarak değiştirileceğini belirtmiştir (1).
ABD NATO Konseyi Daimi üyesi Nicholas Burns, 24 Ekim
2003’te, NATO ve Büyük Ortadoğu’ adlı bir toplantıdaki konuşmasında, NATO’ya
yeni bir misyon biçilip Büyük Ortadoğu’da konuşlanmasını istemiştir.(2)
Londra’da yayınlanan El Hayat gazetesi 13 Şubat 2004’te, ABD’nin G-8 zirvesi
için hazırlatıp üye ülkelere dağıttığı taslak metni yayınlamıştır. (3)
Bütün bunlar incelendiğinde BOP’un, birbiri ile iç içe
geçmiş biri görünür, diğeri gizli olan iki amacı olduğu anlaşılmaktadır.
Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP’un) Görünür Amaçları
ABD yönetiminin kamuoyuna dönük yaptığı yazılı ve sözlü
açıklamalardan BOP’un görünür amaçları, aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Bölgedeki Kitle İmha Silahlarının(KİS) kontrol edilmesi,
üretiminin ve yaygınlaştırılmasının engellenmesi,
• Bölgedeki terör odaklarının kurutulması, terörle
mücadelenin sürekli hale getirilmesi,
• Totaliter rejimlerin demokratikleştirilmesi,
• Serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaştırılması ve gerekli
mekanizmaların kurulması,
• Bölgenin modernleştirilmesi,
• İnsan haklarının ve özgürlüklerin geliştirilmesi,
yaygınlaştırılması,
• Kadınlara eşit haklar tanınması,
• Radikal İslami unsurların temizlenmesi,
• Dini eğitimde reform yapılması.
ABD’nin demokrasi, kadın hakları, insan hakları ve
özgürlükleri gibi kavramları kullanmadaki niyeti, yerli işbirlikçi
diktatörlüklerden çok çekmiş bir halka şirin görünüp bu kavramların meydana
getirdiği cazibeden yararlanarak halkın direnişini mecrasından saptırmak ve
yeni işbirlikçiler bulup sömürüye devam edebilmektir. Radikal İslami unsur
dediği şuurlu İslami hareketler olup; bunları, tasfiye edebilmek için yeni iç
müttefikler bulmak istemektedir.
Bugün Mısır’da yaşanan darbeye ABD’nin açık destek vermesi,
BOP’ un görünür amaçlarının bir aldatmaca olduğu; ABD’nin bu coğrafyaya özgürlük,
İnsan hakları getirmek gibi bir derdinin olmadığı anlamına gelmektedir.
Müslüman Kardeşler Hareketi, Anti Amerikancı kesimlere bu gerçeği anlatarak
Birleşik Cephe Hareketini genişletmelidir.
Büyük Ortadoğu Projesinin Gizli Amaçları
BOP’un gizli amaçları 4 başlık altında toplanabilir:
1- Müslümanlardan ABD’ye karşı meydana gelebilecek olan bir
meydan okumayı kırmak:
Ilımlı İslam’(!) adında yeni bir din inşa ederek Devrimci
İslami Hareketlerin önünü kesmek.
Bununla eş zamanlı olarak etnik ve mezhebi temele dayalı
yeni uluslar inşa edip bölgedeki karışıklığı, çatışmayı sürekli kılarak kaos
meydana getirmek.
2- Devletlerin Uluslararası Sermayeye göre
yapılandırılmasını sağlamak.
3- Bölgedeki enerji kaynaklarını ve ulaşım yollarını kontrol
ederek enerji nedeniyle buralara bağımlı olan ve gelecekte ABD’ye rakip
olabilecek güçleri frenlemek. Bölgede var olan stratejik madenlere el koymak.
4- İsrail’in güvenliğini sağlamak ve Büyük İsrail’i kurmak.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin gizli amaçlarından en önemlisi,
bölgeyi etnik, mezhebi ve dini eksenli olarak paramparça edecek tarzda
yeni uluslar ve yeni dinler ortaya çıkarmaktır. ABD imparatorluğunu
genişletebilmek için hedef aldığı ülkeleri, alt etnik ve mezhebi gruplara bölüp
yeni uluslar oluşturmayı bir strateji olarak benimsemiştir. Afganistan’ın
geleceğinde Amerikan Politikası Koordinatörlüğü görevini üstlenen Richard
Haass, Karışıklık’ adlı kitabında “yeni bir ulus inşa etmeyi”, ABD’nin işgal
edeceği bölgelerde hakimiyet kurabilmesi için şart olarak ön görmektedir:
“…Güç politik değişiklik olayı ise, fazla bir zekâ
gerektirmeden ve biraz da iyi şansla işe yarayabilir. Aksi halde tek başına güç
kullanımı politik değişikler için yeterli değildir. Bu şekilde bir değişiklik
için en etkili yol değişik şekillerde karışıklık yaratmaktır. Ulus inşa etmek’
bu yollardan biridir. İlk önce tüm karşı çıkanları yok edeceksin ve daha sonra
başka bir topluluk yaratma işiyle meşgul olacaksın.”(4).
2003 yılında RAND Corperation tarafından hazırlanan Sivil
Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler’ adlı raporda, Türk
İslami’, Alman İslami’, Arap İslami’, Mısır İslami’, Köktendinciler’,
Gelenekçiler’, Modernist Müslümanlar’ ve Ilımlı İslam’ gibi kavramlaştırmalara
gidilmesi, Büyük Ortadoğu coğrafyasında yeni ulus inşasının yanı sıra yeni
dinler inşa edilmek istendiğini de göstermektedir(5). Bu rapora göre,
“Köktendinciler” (!) hayatın İslam ahkâmına göre tanzim edilmesini istemekte ve
bu yolla batılı değerlere karşı alternatif değerler insanlığa sunmaktadırlar.
Bunlar, azınlık olmalarına karşılık teşkilatlı olup belli bir stratejiye göre
hareket etmektedirler. Bu nedenle “Köktendincilerin” (Şuurlu Müslümanlar),
çoğunluk olan “Gelenekçilerle” kuracağı her türlü ittifak, engellenmeli ve
mümkünse “Köktendinciler”, yok edilmelidir. “Modernist Müslümanlar”,
ibadetlerini yapan ve fakat İslam’ın hayatı tanzim etmesine karşı olanlardır.
Bunlara her türlü destek verilmeli ve bunların başarıları abartılarak kamuoyuna
sunulmalı, liderlikleri pekiştirilmelidir.
Sonuç
Mısır’daki Anti Siyonist ve Anti Amerikancı Kesimler
Birleşik Cephe Hareketine Dâhil Edilmelidir
Bugün için dünya ABD-AB-İngiltere-Siyonizm-Küresel Sermaye
ile Rusya-Iran-Çin eksenli yeni bir kutuplaşmaya doğru sürüklenmektedir. Ayrıca
ABD’de Neocon - Siyonist ittifakı ile Amerikan Milliyetçileri WASP’çılar
arasında ciddi bir kavga vardır. Bu kavga, dünyanın her tarafına yansıdığı gibi
Mısır’a da yansımaktadır. Mısır’lı Müslümanlar, bu kutuplaşmadan yararlanacak
politikalar geliştirmelidir.
BOP’ un gizli amaçlarından biri, İsrail’in güvenliğinin
sağlanması ve Siyonizm’in Büyük İsrail Projesinin’ hayata geçirilmesidir. ABD
yönetimlerinde her zaman Siyonistlerin büyük bir etkinliği olmuştur. Yönetimlerin
şahinler kanadını Siyonistler oluşturmaktadır(6-8). Bu gerçek, unutulmamalıdır.
Mısır’da Mursi yönetiminin ABD’nin tekliflerine karşı
mesafeli durması, onları yerine getirmemesi, Mısır’da Müslüman Kardeşler
Hareketi ile “Ilımlı İslam Projesinin” hayata geçirilemeyeceği, dolayısıyla
Müslüman Kardeşler Hareketinin dönüştürülemeyeceği kanaati, ABD yönetiminin
şahinler kanadında (WASP’çılara karşı olan Neocon-Siyonist İttifakı) hâsıl
olmuştur. Diğer taraftan Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketinin iktidarını
pekiştirmesi demek, Filistin mücadelesinin güçlenmesi, Suriye yönetiminin
düşmesi, dolayısıyla İsrail’in kuşatılması demektir. Bu iki olgu birleşince
ABD’nin yönetiminin Şahinler kanadı, Mısır’daki darbeye yol vermiş ve hatta
darbeyi yönetmiştir.
Bu noktada mesele, sadece Müslüman Kardeşler Hareketi’nin
iktidardan düşürülmesi olmayıp; aynı zamanda, Mısır’ın, bölünme amaçlı çok
ciddi bir karışıklığın içerisine de çekilmek istenmesidir. Çünkü Büyük İsrail
Projesi’nde yer alan Mısır’ın bölünmesi, BOP kapsamında da hedeflenmektedir. Bu
nedenle Müslüman Kardeşler Hareketi, Şiddete bulaşmayan sivil itaatsizlik
eylemleri ile şer ittifakının bu oyununu bozmak zorundadır. Bu amaçla Anti
Siyonist ve Anti Amerikancı tüm kesimlerin, Birleşik Cephe Hareketine dâhil olabilmesi
için özel bir gayret sarf edilmeli, Cunta yalnızlaştırılmalıdır.
Mısır’lı Müslümanların bunu yapabilecek güçleri vardır.
Yeter ki bir ve beraber olsunlar:
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın.
Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz.
O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler
olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi
kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini işte böyle
açıklar.”(3 Al-ı Imran 103).
Bu noktada unutulmasın ki; “Gerçek şu ki, onlar
hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak
da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış bir tuzak, bir düzen vardır.” (14/46)
Kaynaklar
1.Buze Ö., Büyük Ortadoğu Projesi ve Yeni NATO’, Teori,
İstanbul, Mayıs 2004, S:3-19
2. R. Nicholas Burns (NATO Konseyi Daimi Üyesi) Yeni Nato Ve
Büyük Ortadoğu 24 Ekim, 2003
3.’Büyük Ortadoğu Girişimi’ Taslak Metni, Kudüs Dergisi, El
Hayat Gazetesinden Çeviri, Kış 2004, Sayı 4 S: 112-121
4. Foster J.B. Emperyal Amerika ve Savaş’, Cosmo Politik,
Sayı:6, Sonbahar 2003, S: 39-45
5. Canoğlu, y., 21. Yüzyıl Haçlı Savaşlarında yeni Bir
Tuzak: Ilımlı İslam Cumhuriyeti, Umran Dergisi, Sayı: 117, 2004, S:15-25
6. Doğru N. , Sabah Gazetesi, 2.2.2003
7. Yavuz K., Büyük Ortadoğu ve ABD, Akşam Gazetesi,
10.03.2004
8. Findley P., ABD’de İsrail Lobisi, Pınar Yayınları,
İstanbul, 1994
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder