29 Ağustos 2013 Perşembe

Mısır büyük İslam devriminin dış dinamikleri - 2: Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)

(Milli Gazete)

Mısır’da ABD-AB-Siyonist-İngiltere-Suud-Katar-BAE(şer ekseni) ittifakı ile fiili bir askeri darbe gerçekleşmiştir. Müslüman Kardeşler hareketi, sivil itaatsizliği öngören, şiddete bulaşmayan bir strateji uygulayarak tüm Mısır halkını şer ekseninin karşısına bir güç olarak dikmek istemektedir. Mısır’da çok ciddi bir hesaplaşma yaşanacaktır. Cuntanın14.08.2013 gecesi ve sonrasında yaptığı katliamlar, bundan sonra yaşanacak olanların göstergesi olup İslami hareket, şiddet ortamına çekilerek tuzağa düşürülmek istenmektedir. Bu tuzağa düşülmemeli, önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz taktikler, uygulanarak süreç kontrol altına alınmalıdır. Sivil itaatsizlik eylemleri tüm Mısır sathına yayılmalıdır.

Şiddete bulaşmadan yürütülecek uzun vadeli ve yüksek stratejili bir cihad, Allah’ın izniyle Büyük İslam Devrimini gerçekleştirecek ve “21. Yüzyıl Haçlı Seferleri” Mısır’da perişan edilecektir. Mısır’da Büyük İslam Devrimi gerçekleştiği an, domino etkisi yaparak İslam coğrafyasında ki tüm işbirlikçi yönetimler, diktatörler yıkılacaktır. Böyle bir etkinin var olabileceğini, tüm bölgesel, küresel ve iç aktörlerin gördüğünü ve ona göre hesap yaptıklarını ve Mısır’daki sürece müdahil olabileceklerini, İslam coğrafyasındaki tüm Müslümanlar ve İslami Hareketler, göz önüne almak zorundadırlar.

Bu yazı serisinde, Mısır’da ard arda vuku bulan olayların analizi yapılacak ve buradan Dünya İslam Birliği ve Büyük İslam Devrimi için yapılabileceklere ve alınabilecek derslere yer verilecektir. Konu ile ilgili; 1- Tükürün, 2- Mısır’da Bir Devrim Daha Var,  3- Mısır Büyük İslam Devriminin İç Dinamikleri-3: Ekonomi, 4- Mısır Büyük İslam Devriminin İç Dinamikleri-4: Ordu, 5- Mısır Büyük İslam Devriminin İç Dinamikleri-5: Siyasi Aktörler, 6-Mısır Büyük İslam Devriminin Dış Dinamikleri-1: “Büyük İsrail Projesi(BİP)” başlıklı makaleler yazılmıştır.

Burada, Mısır Büyük İslam Devriminin Dış Dinamiklerinden “Büyük Ortadoğu Projesi” ele alınacaktır.

Mısır’ın Stratejik Konumu

Tunus- Mısır hattında olanları ve olabilecekleri daha iyi anlayabilmek için bu ülkelerin sahip olduğu jeostratejik, jeoekonomik, jeopolitik ve jeokültürel konumlarını ve bunların küresel güçlerin mücadelesinde ki etkilerini göz önüne almak gerekmektedir. Mısır, İslam coğrafyasının en stratejik ülkelerinden biridir. Akdeniz’den Hint Okyanusu’na su yolu ile geçiş, en hızlı, en kısa ve en ekonomik olarak Süveyş Kanalı üzerinden olabilmektedir. Nil nehri bu coğrafyanın bereket kaynağıdır. Mısır’daki her siyasi olaydan, Mısır’ın komşuları olan Libya, Sudan, Ürdün, İsrail, Filistin, Suudi Arabistan, bölgesel güç olan Türkiye, Iran, Rusya, AB ve küresel güç olan ABD, Siyonizm, Vatikan ve Çin etkilenecektir.

Mısır’ın Sünni yapısı, tarihi birikimi, İran’ın Şii jeopolitiği önünde en ciddi engellerden biridir. Ayrıca AB ülkeleri, hem Mısır’daki enerji kaynaklarına hem de Basra körfezi enerji kaynaklarına bağımlılıklarından dolayı Mısır’daki olaylarla ve oluşumlarla çok yakından ilgilenmek zorundadırlar. Genel olarak ulaşım özel olarak da enerji geçiş yollarını kontrol etmek ve böylelikle rakiplerini baskı altında tutmak isteyen ABD, Mısır’la çok yakından ilgilenmek durumundadır.

Müslüman Kardeşler Hareketi’nin Mısır’da iktidar olması ve iktidarda başarısı, sadece komşularını veya bölgesel güçleri etkilemeyecek; aynı zamanda, küresel güçler denklemini ciddi bir şekilde etkileyecektir. Mısır’da Müslüman Kardeşler’in İslami bir sistem inşa etmesi durumunda, bölgedeki tüm diktatör ve kraliyet sistemleri domino etkisiyle yıkılıp giderken; Dünyadaki küresel güçler denklemi, kökünden sarsılacaktır. O nedenle, ABD’nin 2001 yılında ikiz kulelerin vurulması ile yürürlüğe soktuğu “Büyük Ortadoğu Projesi”, Mısır’daki olaylarla ve gelişmelerle yakından ilgili bir dış dinamik olarak göz önüne alınmak zorundadır.

Bir taraftan İslam coğrafyasının başına küresel zalimler tarafından musallat edilmiş zalim, işbirlikçi diktatörlerden kurtulmak için mücadele ederken; diğer taraftan iç zalimlerin efendisi olan küresel zalimlerin tuzağına da düşülmemelidir.

Büyük Ortadoğu Projesi’

Büyük Ortadoğu diye anılan İslam coğrafyası, tarih boyu dünyayı kontrol etmek isteyen güçlerin hep ilgisini çekmiş ve bütün büyük güçlerin çatışma alanı haline gelmiştir. Sovyetlerin çöküşü ile ABD’nin buraları kontrol edebilmek için gelip yerleşmeye ve buralarda üsler kurmaya çalışması, daima stratejik hedefleri arasında olmuştur. Büyük Ortadoğu Projesi’,  NNSS 02’ olarak kodlanan Ortadoğu’da ABD’nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi: Bir 11 Eylül Sonrası Analizi’ (New National Security Strategy of The USA in the Middle East Apost September 11 Analysis) adlı belgenin üzerine oturtulmuştur (1).  ABD, 21. Yüzyılı bir “Amerikan Yüzyılı” olarak düşünmekte ve stratejilerini buna göre şekillendirmektedir. O nedenle bütün projeler, Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi (PNAC)’ ana projesinin alt projeleri olarak ele alınmaktadır. BOP da, ABD’nin Avrasya hâkimiyeti için geliştirdiği bir alt projedir. Başlangıcı, 1990’lı yıllara uzanmaktadır. Kamuoyuna ilk kez Joint Forces Quarterly dergisinin (ABD Silahlı Kuvvetler dergisi) Sonbahar 1995 sayısında The Greater Middle East’ ismi ile duyurulmuştur.

26 Şubat 2003’te Amerikan Girişim Enstitüsü’nde ABD Başkanı Bush tarafından Ortadoğu’da Demokratik Değerlerin Yayılmasını Öngören Plan’ açıklanırken Büyük Ortadoğu Projesi’nden bahsedilmiştir. Bush ayrıca 9 Mayıs 2003’de yaptığı bir konuşmada 10 yıl içerisinde ABD- Ortadoğu Serbest Ticaret Bölgesinin’ kurulacağını açıklayarak projenin hedeflerinden birini dile getirmiştir. Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice, 7 Ağustos 2003’te The Washington Post gazetesindeki yazısında, BOP kapsamında “22 ülkenin hedef tahtasına konulup yeniden yapılandırılacaklarını” ifade etmiştir. Ulusal Demokrasi Vakfında 6 Kasım 2003’te Bush, Ortadoğu’yu Özgürleştirme Stratejisini’; Başkan yardımcısı Dick Cheney ise, Davos’ta Dünya Ekonomik Forumunda Büyük Ortadoğu’ya Reform’ projesini açıklamıştır. Dışişleri Bakanı Colin Powell, değişik zamanlarda yaptığı konuşmalarda İslam coğrafyasının siyasal olarak değiştirileceğini belirtmiştir (1).

ABD NATO Konseyi Daimi üyesi Nicholas Burns, 24 Ekim 2003’te, NATO ve Büyük Ortadoğu’ adlı bir toplantıdaki konuşmasında, NATO’ya yeni bir misyon biçilip Büyük Ortadoğu’da konuşlanmasını istemiştir.(2) Londra’da yayınlanan El Hayat gazetesi 13 Şubat 2004’te, ABD’nin G-8 zirvesi için hazırlatıp üye ülkelere dağıttığı taslak metni yayınlamıştır. (3)

Bütün bunlar incelendiğinde BOP’un, birbiri ile iç içe geçmiş biri görünür, diğeri gizli olan iki amacı olduğu anlaşılmaktadır.

Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP’un) Görünür Amaçları

ABD yönetiminin kamuoyuna dönük yaptığı yazılı ve sözlü açıklamalardan BOP’un görünür amaçları, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

• Bölgedeki Kitle İmha Silahlarının(KİS) kontrol edilmesi, üretiminin ve yaygınlaştırılmasının engellenmesi,

• Bölgedeki terör odaklarının kurutulması, terörle mücadelenin sürekli hale getirilmesi,

• Totaliter rejimlerin demokratikleştirilmesi,

• Serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaştırılması ve gerekli mekanizmaların kurulması,

• Bölgenin modernleştirilmesi,

• İnsan haklarının ve özgürlüklerin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması,

• Kadınlara eşit haklar tanınması,

• Radikal İslami unsurların temizlenmesi,

• Dini eğitimde reform yapılması.

ABD’nin demokrasi, kadın hakları, insan hakları ve özgürlükleri gibi kavramları kullanmadaki niyeti, yerli işbirlikçi diktatörlüklerden çok çekmiş bir halka şirin görünüp bu kavramların meydana getirdiği cazibeden yararlanarak halkın direnişini mecrasından saptırmak ve yeni işbirlikçiler bulup sömürüye devam edebilmektir. Radikal İslami unsur dediği şuurlu İslami hareketler olup; bunları, tasfiye edebilmek için yeni iç müttefikler bulmak istemektedir.

Bugün Mısır’da yaşanan darbeye ABD’nin açık destek vermesi, BOP’ un görünür amaçlarının bir aldatmaca olduğu; ABD’nin bu coğrafyaya özgürlük, İnsan hakları getirmek gibi bir derdinin olmadığı anlamına gelmektedir. Müslüman Kardeşler Hareketi, Anti Amerikancı kesimlere bu gerçeği anlatarak Birleşik Cephe Hareketini genişletmelidir.

Büyük Ortadoğu Projesinin Gizli Amaçları

BOP’un gizli amaçları 4 başlık altında toplanabilir:

1- Müslümanlardan ABD’ye karşı meydana gelebilecek olan bir meydan okumayı kırmak:

Ilımlı İslam’(!) adında yeni bir din inşa ederek Devrimci İslami Hareketlerin önünü kesmek.

Bununla eş zamanlı olarak etnik ve mezhebi temele dayalı yeni uluslar inşa edip bölgedeki karışıklığı, çatışmayı sürekli kılarak kaos meydana getirmek.

2- Devletlerin Uluslararası Sermayeye göre yapılandırılmasını sağlamak.

3- Bölgedeki enerji kaynaklarını ve ulaşım yollarını kontrol ederek enerji nedeniyle buralara bağımlı olan ve gelecekte ABD’ye rakip olabilecek güçleri frenlemek. Bölgede var olan stratejik madenlere el koymak.

4- İsrail’in güvenliğini sağlamak ve Büyük İsrail’i kurmak.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin gizli amaçlarından en önemlisi, bölgeyi etnik, mezhebi  ve dini eksenli olarak paramparça edecek tarzda yeni uluslar ve yeni dinler ortaya çıkarmaktır. ABD imparatorluğunu genişletebilmek için hedef aldığı ülkeleri, alt etnik ve mezhebi gruplara bölüp yeni uluslar oluşturmayı bir strateji olarak benimsemiştir. Afganistan’ın geleceğinde Amerikan Politikası Koordinatörlüğü görevini üstlenen Richard Haass, Karışıklık’ adlı kitabında “yeni bir ulus inşa etmeyi”, ABD’nin işgal edeceği bölgelerde hakimiyet kurabilmesi için şart olarak ön görmektedir:

“…Güç politik değişiklik olayı ise, fazla bir zekâ gerektirmeden ve biraz da iyi şansla işe yarayabilir. Aksi halde tek başına güç kullanımı politik değişikler için yeterli değildir. Bu şekilde bir değişiklik için en etkili yol değişik şekillerde karışıklık yaratmaktır. Ulus inşa etmek’ bu yollardan biridir. İlk önce tüm karşı çıkanları yok edeceksin ve daha sonra başka bir topluluk yaratma işiyle meşgul olacaksın.”(4).

2003 yılında RAND Corperation tarafından hazırlanan Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler’ adlı raporda, Türk İslami’, Alman İslami’, Arap İslami’, Mısır İslami’, Köktendinciler’, Gelenekçiler’, Modernist Müslümanlar’ ve Ilımlı İslam’ gibi kavramlaştırmalara gidilmesi, Büyük Ortadoğu coğrafyasında yeni ulus inşasının yanı sıra yeni dinler inşa edilmek istendiğini de göstermektedir(5). Bu rapora göre, “Köktendinciler” (!) hayatın İslam ahkâmına göre tanzim edilmesini istemekte ve bu yolla batılı değerlere karşı alternatif değerler insanlığa sunmaktadırlar. Bunlar, azınlık olmalarına karşılık teşkilatlı olup belli bir stratejiye göre hareket etmektedirler. Bu nedenle “Köktendincilerin” (Şuurlu Müslümanlar), çoğunluk olan “Gelenekçilerle” kuracağı her türlü ittifak, engellenmeli ve mümkünse “Köktendinciler”, yok edilmelidir. “Modernist Müslümanlar”, ibadetlerini yapan ve fakat İslam’ın hayatı tanzim etmesine karşı olanlardır. Bunlara her türlü destek verilmeli ve bunların başarıları abartılarak kamuoyuna sunulmalı, liderlikleri pekiştirilmelidir.

Sonuç

Mısır’daki Anti Siyonist ve Anti Amerikancı Kesimler Birleşik Cephe Hareketine Dâhil Edilmelidir

Bugün için dünya ABD-AB-İngiltere-Siyonizm-Küresel Sermaye ile Rusya-Iran-Çin eksenli yeni bir kutuplaşmaya doğru sürüklenmektedir. Ayrıca ABD’de Neocon - Siyonist ittifakı ile Amerikan Milliyetçileri WASP’çılar arasında ciddi bir kavga vardır. Bu kavga, dünyanın her tarafına yansıdığı gibi Mısır’a da yansımaktadır. Mısır’lı Müslümanlar, bu kutuplaşmadan yararlanacak politikalar geliştirmelidir.

BOP’ un gizli amaçlarından biri, İsrail’in güvenliğinin sağlanması ve Siyonizm’in Büyük İsrail Projesinin’ hayata geçirilmesidir. ABD yönetimlerinde her zaman Siyonistlerin büyük bir etkinliği olmuştur. Yönetimlerin şahinler kanadını Siyonistler oluşturmaktadır(6-8). Bu gerçek, unutulmamalıdır.

Mısır’da Mursi yönetiminin ABD’nin tekliflerine karşı mesafeli durması, onları yerine getirmemesi, Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketi ile “Ilımlı İslam Projesinin” hayata geçirilemeyeceği, dolayısıyla Müslüman Kardeşler Hareketinin dönüştürülemeyeceği kanaati, ABD yönetiminin şahinler kanadında (WASP’çılara karşı olan Neocon-Siyonist İttifakı) hâsıl olmuştur. Diğer taraftan Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketinin iktidarını pekiştirmesi demek, Filistin mücadelesinin güçlenmesi, Suriye yönetiminin düşmesi, dolayısıyla İsrail’in kuşatılması demektir. Bu iki olgu birleşince ABD’nin yönetiminin Şahinler kanadı, Mısır’daki darbeye yol vermiş ve hatta darbeyi yönetmiştir.

Bu noktada mesele, sadece Müslüman Kardeşler Hareketi’nin iktidardan düşürülmesi olmayıp; aynı zamanda, Mısır’ın, bölünme amaçlı çok ciddi bir karışıklığın içerisine de çekilmek istenmesidir. Çünkü Büyük İsrail Projesi’nde yer alan Mısır’ın bölünmesi, BOP kapsamında da hedeflenmektedir. Bu nedenle Müslüman Kardeşler Hareketi, Şiddete bulaşmayan sivil itaatsizlik eylemleri ile şer ittifakının bu oyununu bozmak zorundadır. Bu amaçla Anti Siyonist ve Anti Amerikancı tüm kesimlerin, Birleşik Cephe Hareketine dâhil olabilmesi için özel bir gayret sarf edilmeli, Cunta yalnızlaştırılmalıdır.

Mısır’lı Müslümanların bunu yapabilecek güçleri vardır. Yeter ki bir ve beraber olsunlar:

“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini işte böyle açıklar.”(3 Al-ı Imran 103).

Bu noktada unutulmasın ki; “Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış bir tuzak, bir düzen vardır.” (14/46)

Kaynaklar

1.Buze Ö., Büyük Ortadoğu Projesi ve Yeni NATO’, Teori, İstanbul, Mayıs 2004, S:3-19

2. R. Nicholas Burns (NATO Konseyi Daimi Üyesi) Yeni Nato Ve Büyük Ortadoğu 24 Ekim, 2003

3.’Büyük Ortadoğu Girişimi’ Taslak Metni, Kudüs Dergisi, El Hayat Gazetesinden Çeviri, Kış 2004, Sayı 4 S: 112-121

4. Foster J.B. Emperyal Amerika ve Savaş’, Cosmo Politik, Sayı:6, Sonbahar 2003, S: 39-45

5. Canoğlu, y., 21. Yüzyıl Haçlı Savaşlarında yeni Bir Tuzak: Ilımlı İslam Cumhuriyeti, Umran Dergisi, Sayı: 117, 2004, S:15-25

6. Doğru N. , Sabah Gazetesi, 2.2.2003

7. Yavuz K., Büyük Ortadoğu ve ABD, Akşam Gazetesi, 10.03.2004

8. Findley P., ABD’de İsrail Lobisi, Pınar Yayınları, İstanbul, 1994

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...