11 Ağustos 2017 Cuma

FETÖ İLE MÜCADELEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR-1: FETÖ İLE MÜCADELEDEN SORUMLU BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI KURULMALIDIR

 (Milli Gazete)

GİRİŞ

Oslo görüşmelerinin deşifre edilmesi ile başlayan Taksim Kadife Darbe Süreci, 7 Haziran 2016 genel seçiminde amacına ulaşmış ve siyasal iktidarın tek başına iktidar olmasını engellemiştir. Şer İttifakı (ABD-İngiltere-İsrail-Siyonizm-AB) Taksim Kadife darbe sürecini, bir siyasi iktidarı düşürmek amacıyla başlatmış olmakla birlikte Türkiye’yi Suriyeleştirmek ve zihnen bölme amacını yol boyu öne çıkarmıştır. Nitekim 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra bu gizli amaç, Güneydoğu’da PKK’nin “Kır’a Dayalı Şehir Gerillası” aşamasına geçmesi, KCK’nın dört ülkeyi hedef alan “sınırları belirsiz federasyonu” gündeme getirmesi ve bazı HDP’li belediye başkanlarının “özerklik ilan etmeleri” ve “bulundukları bölgelerdeki petrolden pay” istemeye başlamaları ile dışa vurmuştur.

O nedenle 15 Temmuz 2016 İhanet Hareketi, Gülen Hareketini bir Truva atı olarak kullanan Şer İttifakının (ABD-İsrail-İngiltere-Siyonizm-AB) Türkiye’ye karşı başlattığı sosyolojik savaş amaçlı askeri bir darbe girişimidir.

Bu yazı serisinde, 15 Temmuz 2016’dan günümüze kadar gelen süreçte yapılan hatalar ve yapılması gerekenler üzerinde durulacaktır.

Sosyolojik Savaş

“Toplumsal değişme”, toplumun yapısını meydana getiren toplumsal ilişkiler ağının ve bunları belirleyen toplumsal kurumların değişmesi olarak tanımlanabilir (1,2). Toplumsal değişmelerin biri içsel (serbest toplumsal değişmeler), diğeri de dışsal (zorlayıcı toplumsal değişmeler) olmak üzere iki boyutu vardır (1,2).

Sosyolojik Savaş, “Sosyoloji teorilerinin savaş fenomenine uygulanarak, hedef toplumun işleyişine yöneltilen sosyolojik müdahaleleri ifade eden bir kavramdır.” (3). Sosyolojik savaşın biri içe (Sosyolojik savunma) birisi de dışa dönük (Sosyolojik saldırı) olmak üzere iki boyutu/ekseni vardır.

Sosyolojik savaşın dışa dönük boyutu, rakip/düşman toplumla ilgili olup onun sosyolojik yapısını, sosyolojik savaşın amacına uygun olarak tamamen ya da kısmen değiştirme ve yeniden yapılandırma ile ilgilidir. Burada hedef toplumun dayanışma ve bütünleşme kapasitesini, zayıflatma, ortadan kaldırma, tahrif etme-dönüştürme amaçlanır. Toplumdaki farklı sosyal güçler, karşı karşıya getirilir ve farklı kesimler aktif halde kitlesel çatışmaya sokularak toplum bir kaosa sürüklenir. Ardından hedef topluma müdahale edilerek toplum, yeni ortak paydalar etrafında şekillendirilip yapılandırılır (3).

Sosyolojik savaşın içe dönük ekseni/boyutu ise, kendi toplumu ile ilgili olup amacı, var olan sosyolojik yapısını, sosyolojik saldırılara karşı korumak, olumsuz yönde değişmesine mani olmak, kendi toplumsal değerleri, kültür ve medeniyet kodları düzleminde daha iyiye, güzele doğru bir seyir takip etmesini sağlamak, toplumun dayanışma ve bütünleşme kapasitesini korumak, geliştirmek, güçlendirmek ve canlı tutmaktır.

Önümüzdeki günlerde, Şer İttifakı; 1- Bireyleri Ayrıştırma ve Çatıştırma, 2- Cemaatleri/Hareketleri Ayrıştırma ve Çatıştırma, 3- Mezhepleri Ayrıştırma-Çatıştırma, 4- Kavimleri Ayrıştırma-Çatıştırma, 5- Sınıfları Ayrıştırma-Çatıştırma, 6- Halkları Ayrıştırma-Çatıştırma, 7- İdeolojileri Ayrıştırma-Çatıştırma, 8- Dinleri Ayrıştırma-Çatıştırma amaçlı sosyolojik savaş stratejisini, Türkiye’de daha etkin bir şekilde uygulayabilmek için ilk bakışta öngörülemeyen, yeni operasyonlara başvurabilir.

Sosyolojik savaşın etkileri, anında görülmez; değişim tedricidir. Etkileri dışa vurmaya başladığı zaman iş işten geçmiş, “kurbağa haşlanmış” ve iş bitmiş olabilir

Bu nedenle çok dikkatli olunmalıdır.

İdeolojik Hareketlerde İnsan Unsuru Spektrumu

İdeolojik hareketlerin tümünde, “sempatizan”, “taraftar”, “âzâ”, “kadro”, “lider kadro” ve “lider” olmak üzere altı farklı insan unsuru mevcuttur. Sempatizanlar, harekete sempati duyar, takdir etmekle yetinir; fakat fiiliyatta yokturlar. Taraftarların, hareket ile organik bağları yoktur; fakat maddi ve manevi kısmi yardımlarda bulunabilirler; bazı faaliyetlere de iştirak edebilirler. Âzâlar, hayatını davasına adamış, vakfetmiş insanlardır. Tüm hayatlarını inandıkları davaya göre plânlarlar. Kadrolar ise azalar içinden çıkan yetenekleri farklı yönetici ekiplerdir.

Gülen Hareketi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “aşağısı ibadet, ortası ticaret, yukarısı ihanet içinde” diye yaptığı tanımlama, yukarıdaki altı grup insanı ihtiva etmektedir. Gülen şantaj ve terör örgütünün “ihanet grubu”, “azalar”, “kadrolar”, “lider kadro” ve “lider”dir. İbadet ve ticaret grubu diye tanımlanan grup ise sempatizan ve taraftarlardır.

FETÖ İle Mücadeleden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı Kurulmalıdır

15 Temmuz İhanet Hareketi, Taksim Kadife Darbe sürecinde inşa edilen sosyolojik zemin, arka plan göz önüne alınarak icra edilmiştir. 15 Temmuz İhanet Hareketinin askeri boyutu ile başarılı bir mücadele verilmiş olmasına rağmen, sosyolojik savaş boyutu ihmal edilmektedir.

FETÖ ile çok boyutlu bir mücadele verilmesi gerekmektedir:

1-Fikrî, Felsefî, Dinî boyut

2-Yabancı Devletler ve İstihbaratlar Boyutu

3- Masonluk-Siyonizm Boyutu

4- Vatikan Boyutu

5- Güvenlik Boyutu

Bu boyutlarda verilecek bir mücadele, birbiri ile organize bir şekilde yürütüldüğünde başarılı sonuçlar alınacak ve süreç hızlanacaktır. Mesele bu açıdan ele alındığında FETÖ ile mücadele, tek bir elden yürütülmeli ve Başbakan Yardımcılarından birinin sorumluluğunda olmalıdır. Bu Başbakan Yardımcısının, başka hiçbir görev ve sorumluluğu olmamalı, başka bir işle uğraşmamalı, tamamen FETÖ ile mücadeleye yoğunlaşmalıdır.

FETÖ ile mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcısının görev ve sorumluluklarını, aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:

Sonuç: Allah’a ve Ahirete İman Eden “Temiz Akıl”, “Salih Amel” ve “Fazilet” Sahibi Olanların Sorumluluğu

Gülen Hareketinin çalışma şekli, şantaj ve darbe mantığı, yeni bir “İttihat Terakki” ve “Haşhaşiler” vakasıyla karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir. O nedenle Gülen Hareketindeki Emanuel Karasu’lar mutlaka deşifre edilmelidir. Verilecek mücadelenin, çok uzun süreli bir mücadele olacağı asla unutulmamalıdır.

FETÖ ile mücadele için kurulmuş ve kurulacak komisyonların bünyesinde, Masonlar, Ergenekon-Balyozcular, partizanlar, ihtiras şehveti ile yanıp tutuşanlar, hak ve adalet duygusu zayıf olanlar, duygusal ve öfkeli davrananlar yer almamalıdır.

15 Temmuz İhanet Hareketi, sosyolojik savaş amaçlı bir askeri darbe girişimi olduğu için darbeci Şer İttifakı (Darbenin Birinci ve İkinci Beyni), darbe sonrası süreçte Türkiye’de yeni fay hatları inşa etmek ve var olan fay hatlarını enerji ile doldurup harekete geçirmek için yeni bir strateji izlemek isteyebilir. Bu konuya dikkat edilmelidir..

FETÖ ile mücadele sürecinde, iyi niyetle ortaya konan her karşı görüşü, düşmanlık ve hainlik olarak görmek, nitelendirmek ve suçlamak yanlıştır, tehlikelidir.

Bugünkü yöneticiler / liderler, hata yapabilir. Bugünkü yöneticilere / liderlere hatırlatma yaparak yardımcı olmak; Allah’a ve Ahirete iman eden, “temiz akıl”, “salih amel” ve “fazilet” sahiplerinin” sorumluluğudur (11 Hud 116).

Öyleyse; Ey Allah’a ve Ahiret’e iman eden “temiz akıl”, “salih amel” ve “fazilet” sahipleri, sorumluluğunuzu yerine getirin, sabredin ve “düşmanları sevindirecek işler yapmayın!” (3 Al-i İmran 118-120).

HENÜZ VAKİT VARKEN; YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!

Kaynaklar

1- Tezkan, M., Sosyal ve Kültürel Değişme, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No: 129, Ankara, 1984, S: 2-10.

2- Giddens A., Sosyoloji, Kırmızı Yayınları, İstanbul, 2012, S: 77-82

3- Çağlayan, Y., Osmanlıdan Ortadoğu’ya Sosyolojik Savaş, Etkileşim, İstanbul, 2013, S: 43-45.

Yabancı Devletler ve İstihbaratlar Boyutu

Gülen Hareketi, 1980 Darbesi’nden sonra çok hızlı büyüyen ve yaygınlaşan bir harekettir. Bir dönem arkasında devlet desteği vardı. Devlet ve siyaset ricali, Gülen’e ödül vermiş ve elinden ödül almıştır. Dış dünyadaki okullarını ziyaret etmiş ve okulların açılması için devlet başkanlarına mektuplar yazmıştır. Türkçe olimpiyatlarına katılıp övgüler yağdırmıştır.

Dünyanın dört bir tarafında bu kadar hızlı ve yaygın bir örgütlenmede, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Siyonizm-Masonluğun maddi ve manevi desteği ortaya çıkarılmalıdır.

Gülen Hareketinin hem iç istihbarat hem de dış istihbarat boyutunun ortaya çıkarılması, FETÖ ile mücadelenin ön şartlarından biridir. İç istihbaratların yanlış yönlendirmesi varsa, bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır.

FETÖ ile ilgili iç ve dış istihbaratlar, Masonluk ve Siyonizm ilişkisi, belgelere, delillere dayalı olarak ortaya konmalı ve inandırıcı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bunun için FETÖ ile mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcılığında özel bir komisyon kurulmalıdır.

Vatikan Boyutu

“Dinler Arası Diyalog” bir “Vatikan projesidir”. Gülen Hareketinin bu proje ile olan ilişkisinin perde arkasının aydınlatılması, FETÖ’ne karşı verilecek mücadelede önemlidir. Papa ile görüşmesini kim ve nasıl sağladı; neler görüşüldü ve “Dinler Arası Diyalog” kapsamında hangi faaliyetler yapıldı, araştırılmalı ve raporlandırılmalıdır. Bu konu ile Yabancı Devletler ve İstihbaratlar Boyutu Komisyonu ilgilenmelidir.

Ayrıca Gülen Hareketi’nin fikrî ve felsefî temelleri üzerinde Hıristiyanlığın etkilerinin olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır. Bu konu ile de Fikrî, Felsefî, Dinî Boyut Komisyonu ilgilenmelidir.

Güvenlik Boyutu

FETÖ elemanlarının tasfiyesi ile ilgili Başbakan Yardımcılığı bünyesinde, Merkezi Özel bir Kriz Masası kurulmalıdır. Tüm illerde de bu kriz masasına bağlı çalışan alt kriz masaları oluşturulmalıdır.

Süreçle ilgili bir Kriz Yönetimi Yönetmeliği hazırlanmalıdır.

Yeni kurulan ve göreve başlayan “İtirazları İnceleme Komisyonu”, FETÖ İle Mücadeleden Sorumlu Başbakan Yardımcısına bağlanmalıdır.

Süreçte görev alan tüm yönetici ve soruşturma komisyonları/birimleri özel merkezi bir eğitime tâbi tutulmalıdır.

FETÖ ile mücadelede, ilgili tüm bakanlık ve kurumlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır.

FETÖ ile mücadelede, gerekli tüm bilgi ve belgeleri ihtiva eden merkezi özel bir veri bankası oluşturulmalıdır. Şu ana kadar elde edilen ve yol boyu elde edilecek olan tüm bilgi ve belgelerin sağlık, güvenirlilik derecesi tespit edilip sınıflandırılmalıdır. Bu veri bankasında toplanan veriler, ilgili birimlerle paylaşılarak süreç hızlandırılmalıdır.

Açığa alma, ihraç etme ve tutuklama ile ilgili sağlam ve güvenilir kriterler ortaya konmalı, var olduğu söylenenler tekrar gözden geçirilmeli ve Türkiye’nin her tarafında ve her kurumunda bunlara uyulup uyulmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.

Şu ana kadar çıkarılan KHK’ler ile açığa alınan, ihraç edilen ve tutuklananların dosyaları yeniden incelenmelidir. Mağdur edilenler varsa, eski görevlerine iade edilmeleri sağlanmalıdır.

Genel olarak tüm birimlerde, özel olarak tüm üniversitelerde yapıldığı söylenen soruşturmaların, ciddiyeti, güvenirliliği, göz önüne aldıkları kriterler, komisyon üyelerinin kimliği, kişiliği tekrar değerlendirmelidir.

Kasıtlı davrandığı tespit edilen tüm yöneticiler, soruşturma komisyonu üyeleri ve kasıtlı ihbar yapan şahıslar cezalandırılmalıdır.

Açığa alma, ihraç etme ile ilgili yapılan itirazlara, ilgili birimlerin ne cevap verdiği, bu konuda nasıl davrandığı kontrol edilmeli; kasıtlı davranış varsa hesabı sorulmalıdır.

Kriz masaları, yapılan uygulamalarla ilgili şikâyetleri göz önüne almalı ve gerektiği anda, vakit geçirmeden, küskünler/kırgınlar zümresi meydana gelmeden müdahale etmelidir.

Savcılık tarafından aklanmış olduğu halde göreve iade edilmeyenlerin, dilekçelerine cevap verilmeyenlerin durumu incelenmeli ve kasıtlı bir engelleme varsa, ilgililer hakkında soruşturma açılmalı ve hesap sorulmalıdır.

FETÖ’nün sempatizan ve taraftar kesimi, hareketten koparılarak kazanılmalı; militanlaşmalarına imkân verilmemelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...