(Milli Gazete)
Allah ım Senin adınla düşmana saldırırım, Senin adınla düşmanın hilesini defederim ve Senin adınla düşmanın üzerine yürürüm. Hz. Muhammed
Giriş
Bir yıl önce %52 oyla Cumhurbaşkanı seçilmiş olan Mursi yi istifa ettirmek amacıyla, liberal, sol, laik ve eski dikta rejiminin taraftarları, Soros destekli bir Kadife darbe başlatmışlardır. Tahrir Meydanı, isteneni vermeyince; ABD nin onayı ile Ordu, Mursi yi fiili bir darbe ile iktidardan düşürüp yönetime el koymuştur. Bunun üzerine Müslüman Kardeşler hareketi, milyonluk mitingler ve gösteriler yaparak şiddet içermeyen sivil itaatsizlik eylemleri ile direnişe başlamıştır. 2011 yılındaki kadife darbe ile Mısır diktatörü Mübarek düşürülmüş, yapılan seçimler sonucunda Müslüman Kardeşler hareketinin adayı Mursi, % 52 rey alarak cumhurbaşkanı seçilmiştir. Kadife Darbecilerin Küresel ve ulusal aktörleri için bu beklenen ve fakat arzu edilmeyen bir durumdu. Mısır toplumsal yapısı ve Müslüman Kardeşlerin gücü iyi bilindiğinden sonuç beklenmeyen değildi. Arzulanan Müslüman kitlenin bölünerek sistemin adamı Ahmet Şefik in aradan sıyrılmasıydı. Mursi nin seçilme ihtimali öngörüldüğü için Mursi seçilir seçilmez, Parlamento feshedilmiş ve yapılan bazı yasal düzenlemelerle Mursi nin eli kolu bağlanmış, hareket alanı kısıtlanmıştır. Mursi Parlamento da değil, Anayasa Mahkemesi nde yemin etmek zorunda bırakılmıştır.
2011 Kadife darbesinin ana hedefi, sadece Mübarek in düşürülmesi değildi; aynı zamanda yerine gelecek olan şahsın, Batı işbirlikçisi olarak sistemi, Küresel kapitalizme entegre edecek, böylece hem Batının hem de İsrail in menfaatlerini koruyacak birinin olmasıydı. Öngörülen ve takdim edilen aday, CFR üyesi, Soros un Nobel ödüllü adamı El Baradey di. Bu başarılamamış ve kerhen Mursi ye görev verilmiş, verilmek zorunda kalınmıştır. Mursi Cumhurbaşkanı olduğu andan itibaren de düşürülmesi ve Müslüman kardeşler hareketinin tasfiye ya da hiç olmazsa gücünün bölünmesi hesapları yapılmaya başlanmıştır. İki darbe sürecinde yaşananlar, tedbir alınmadığı takdirde bundan sonra İslam coğrafyasında yaşanacakların habercisidir. Taksim Mısır la bağlantılıdır. Yarın benzer operasyonlar, Tunus ta ya da herhangi bir İslam ülkesinde olabilir. Geçen yazıda, Tükürün , Taksim ve Mısır olaylarını bir turnusol kağıdı olarak nitelememizin sebebi buydu. O nedenle Mısır da Büyük İslam Devrimini gerçekleştirmek, 21. Yüzyıl Haçlı Seferlerini durdurmak zorundayız. Bu yazı serisinde Mısır da art arda vuku bulan olayların analizi yapılacak ve buradan Dünya İslam Birliği için çıkarılacak derslere yer verilecektir.
Erbakan ın Öngördüğü Tehlike
Bugün Mısır da Müslümanların yaşadıkları, dün Milli Görüş hareketi merkezli olarak Türkiye de yaşanmıştır. O nedenle Bugün Mısır da yaşananlar bizim için beklenmeyen, sürpriz olan bir durum değildir. (Buna ilişkin görüşlerimiz ESAM in Dünya Müslüman Ülkeler Toplantısında tebliğ olarak sunulmuştur.) Genel olarak Türkiye deki İslami hareketin özel olarak da Milli Görüş hareketinin tarihinde ders ve ibret almak için çok zengin malzeme vardır. Bu nedenle, bu yazı serisinde, zaman zaman Türkiye deki deneyimlerden bahsedeceğiz. Türkiye de 1946 yılından itibaren ordu içerisinde değişik renklerde cuntalar, ekipler var olmuştur. Bu cuntalar, dış destek alarak darbe ve muhtıralarla, seçilmiş iktidarları düşürmüşlerdir. Genel olarak cuntaların tümü, ABD-İsrail-İngiltere nin işbirlikçisi olmuştur. Türkiye de 1987 den itibaren ordu içerisinde oluşan, Üruğ ekibi olarak isimlendirilen sol cunta, Yön Ekibi , 1990 yılından itibaren ordu içerisinde operasyon yaparak ordunun kilit noktalarını ele geçirmeye başlamıştır. Bu cuntanın en belirgin özelliği, Sol- Alevi- Sabatayist işbirliğine dayanmış olmasıydı. ABD-İsrail-İngiltere şer ekseni tarafından, Sol Alevi-Sabatayist Cuntanın önü, gelecekte yapılacak operasyonlar için, şuurlu bir şekilde açılmıştır (1-3).
Sol Alevi-Sabatayist Cunta, İsrail le olan ilişkilerin başını çekmekte ve RP nin iktidara gelişini engelleme gibi bir yola başvurmayıp onun iktidar oluşundan maksimum faydayı elde etmeyi hedeflemekteydi (4). RP iktidarı, onlar için iyi bir darbe gerekçesi olacaktı. 1993 te, RP nin mecliste sadece 38 milletvekili varken ve görünürde sistem için bir tehlike değilken, ordu içerisinde Batı Çalışma Grubu adı altında bir cunta oluşmuş/oluşturulmuştur. Ancak Milli Görüş hareketi yükselen bir güçtü. Yıpranmış olan Merkez Sağ kadroların hitap ettiği tabanın yeni gözdesi RP idi. Bunu, hem ulusal hem de küresel güçler görmekte ve bu hareketi vaktinden önce iktidar yapıp, iktidarda, canlı canlı mezara gömmek peşindeydiler. ABD-İsrail-İngiltere şer ekseni tarafından desteklenen Cunta, ordu içerisinde buna göre mevzilenmekte ve hazırlık yapmaktaydı. Rahmetli Erbakan, bu tehlikeyi ve kurulan tuzağı zamanında görmüştü. 23 Aralık 1993 te, yapılmış olan bir röportajda Erbakan, bu tehlikeye, tuzağa, özel bir projeye dikkat çekmekteydi:
Erbakan: Refah Partisi ni bekleyen büyük bir tehlike vardır. Türkiye nin ekonomisi çıkmazdadır. Türkiye, taklitçi zihniyetle yönetiliyor. Bu adamlar, kadrolar kuruyorlar. İktidara getiriyorlar kurdukları kadroları. Yıpranıncaya kadar kullanıyorlar. Sonra yıpranan kadroları ambara kaldırıyorlar. Ellerindeki yedek kadroyu iktidar yapıyorlar. Ambara kaldırdıkları kadroyu da yeniden cilalayıp, gerek görülürse iktidara getirmek için hazır bekletiyorlar. Böylece tahterevalli gibi, biri iniyor diğeri çıkıyor. İşte bu nedenle Demirel yedi defa gidip, sekiz defa geri gelebiliyor. Biz buna karşıyız. Biz iktidara geliriz. Geliriz gelmesine de Evet iktidara gelebiliriz. Ama sonra ne olur İktidarda kalabilir miyiz Yani bizi iktidara hapsederler Biz bir şey fark ettik. Bugün Türkiye de bizim iktidara gelmemizi engellemek isteyen güçler var. Eskiden bize ilgi göstermeyen bu çevreler, şimdi bize hoş görünmeye çalışıyorlar. Eskiden yolumuza engel koyanlar, şimdi engellerini çekmek ister gibi davranıyorlar. Adeta bizim iktidara gelmemizi ister gibi çalışıyorlar. En azından bize ilişmemeye özen gösteriyorlar Bu adamlar bizim iktidara gelmemizi hoşgörüyle karşılıyorlarsa, bunda bir bit yeniği vardır. Anladığımız kadarıyla, bu adamlar bizim iktidara gelmemize ses çıkartmamak kararı aldılar. Biz iktidara geldikten sonra da bizi iktidarda perişan etmeyi düşünüyorlar Böyle bir planları varmış gibi geliyor bana. Biz iktidara geleceğiz. Sonra da bizi iktidara hapsedip perişan etmek isteyecekler. Bize iş yaptırmayacaklar. Önümüze akıl almaz engeller çıkaracaklar. Atacağımız her adımda bizi batırmayı, sabote etmeyi düşünecekler. Hangi soruna el atsak, çözümü yokuşa sürüp, çok kısa zamanda bizleri iktidarda beceriksiz davranmış olmakla suçlayacaklar. İşte Müslümanlar ne kadar başarısız, görün diyecekler. Elimizde Amerikalıların yayınladıkları stratejik araştırma enstitülerinin raporları var. Bunlara göre, Türkiye deki askeri ihtilallar çözüm getirmiyor deniliyor. Ama biz iktidara gelirsek hükümetimizi çalıştırmazlar. Bu raporlardan bizim çıkardığımız sonuç budur. Ama biz Allah a güveniyoruz. (5)
Bu bölümü, Türkiye yerine Mısır ı; Demirel yerine Sistemin Adamı ifadelerini koyarak bir kez daha okuyun, Mısır da neler planlandığını çok rahat görürsünüz. Erbakan Hocanın hissettiği tehlikeleri, tuzakları, projeleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
Sistem Karşıtı Unsurların Sistem İçine Çekilerek Entegrasyonu Projesi RP nin Sağcılaştırılması, Merkez Sağ Parti Yapılması Başarısızlığın İslamileştirilmesi Projesi
İşbirlikçi Konumuna Sokma Projesi
Şiddete Bulaştırarak Darbe Yapma Projesi
Koalisyonu Yıkma Projesi
Milli Görüş Hareketini Parçalama Projesi
Milli Görüşün Karşısına Güçlü Rakipler Çıkarma Projesi
Rahmetli Erbakan hislerinde yanılmamış, bu projeler birbirleri ile bağlantılı bir şekilde devreye sokulmuştur. İlk dört proje gerçekleşmeyince 28 Şubat Post Modern darbesi yapılmıştır. Hükümet, Beşli Çete nin öncülüğünde sokak hareketleri ile desteklenen ve askerlerin yönettiği bir psikolojik harekâtla düşürülmüştür. Yargı devreye sokulmuş önce RP sonra da FP kapatılmış ve Erbakan Hoca siyasetten yasaklanmıştır. Mısır da Müslüman Kardeşler Hareketine Kurulan Tuzak Mısır da farklılıklar olmakla beraber benzer stratejinin uygulandığını görmekteyiz. Muhammed Mursi, Kahire deki Uluslararası Konferans Merkezi nde yaptığı konuşmada, Daha ilk günden, Mısır ın ilk özgür ve demokratik yollarla seçilen devlet başkanı olarak beni devirmek isteyenler tarafından bir biri ardına komplolarla karşı karşıya kalıyorum. Bu kadar zehirli bir havada, liderin en iyisi bile nasıl büyük başarılar elde edebilir Yalnızca bir yıl boyunca, 4 bin 900 e yakın grev ve 22 tane milyonlara protesto çağrıları yapıldı. Devrilen rejimin eski işbirlikçileri devletin çökmesi için planlar yapıyor demekle aynı tehlikelerle karşılaştığını dile getirmiş olmaktadır (6).
Erbakan ANAP ile koalisyon kurmak için uğraşırken Türkiye nin karanlık dehlizlerindeki bir güç, bu koalisyonu engellemiştir. Mursi, diğer partileri de içeren bir hükümet kurmak istemiş olmasına rağmen, destek bulamamış, yalnız bırakılmış bütün girişimleri bir güç tarafından engellenmiştir (6). ABD nin Müslüman kardeşler hareketi ile temas kurmak, Mısır a yardım yapmak istemesi, IMF ye yönlendirmesi ve Mursi den reformları yapmasını istemesi, Ilımlı İslam Projesini , Mursi eliyle hayata geçirebilmek amaçlıdır. Böylece hem zihinsel dönüşüm sağlanacak, hem Müslümanlar sisteme entegre edilecek ve hem de ABD işbirlikçisi yapılacaktı (7). Bu başarılamamıştır. Diğer taraftan eş zamanlı olarak Başarısızlığın İslamileştirilmesi Projesi uygulamaya sokulmuştur. Grevler, sokak hareketleri, bürokratik engellemeler ve güvenlik birimlerinin görev yapmaması, karaborsa ve stokçuluk faaliyetleri ve Mısır ekonomisinin %25 ine hâkim olan ve her yıl sadece ABD den 1,5 milyar dolara yakın yardım alan ordunun manipülasyonu ile kötü olan Mısır ekonomisi daha da kötüleştirilmiştir (8).
Bütün bu engellemelerin sonuncunda Mısır da, kamu borcu ve yoksulluk artmış, yakıt sıkıntısı (benzin, tüp-gaz), elektrik ve su kesintileri sürekli hale gelmiştir. Mısır ın para birimi yüzde 10 değer kaybetmiş, işsizlik yaklaşık yüzde 20 seviyesine çıkmış, Menkul kıymetler borsası, yüzde 10 değer kaybetmiş, Mısır ın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası nın (GSYİH) yüzde 12 sini oluşturan turizm gelirleri ve dış yatırım azalmış, döviz rezervleri küçülmüştür. Mısır para biriminin değeri ABD doları karşısında yüzde 10 oranında değer kaybetmiştir. Sokak hareketleri sonucu turizm çökmüş işsizlik daha da artmıştır (9). Polis pasif direniş içerisinde görevini yapmayarak Mısır sokaklarında güvenliği sağlamamış, dolayısıyla suç oranlarında artış olmuştur (6,8).
Bu operasyonlarla gayrı memnunların sayısı ve öfkesi artırılarak sokağa çıkmaları sağlanmıştır. Mübarek e yapılan kadife darbenin benzeri, orduyu devreye sokmadan, Mürsi ye yapılmak istenmiştir. Ancak Müslüman Kardeşler tüm restleri görünce, bu başarılamamış; kadife darbe, askeri darbeye dönüşmüştür. İlginç olan nokta, askeri darbe yapılır yapılmaz bütün bu olumsuzluklar, bir hafta içerisinde ortadan kalkmaya başlamış; yakıt, ekmek, gıda kuyrukları kalkmış, elektrik, su kısıntıları yok olmuştur. Polisler sahaya inmiş, şiddet ve suç oranlarında görünür bir şekilde azalma meydana gelmiştir. İç Ticaret ve Arz Bakanı Nasır el Faraş ın; Bunlar darbeyi hazırlamak içindi. Devlet içerisinde depolama tesislerinden benzin istasyonlarına petrol ürünleri nakleden arabalara kadar devlet içindeki çeşitli çevreler, hep kriz oluşturma çabalarına katıldılar. şeklindeki açıklaması, kurulan oyunun mahiyetini ortaya koymaktadır (9,10). Türkiye de aynı senaryo, 1978-79 da, 2001 de Ecevit hükümetlerini düşürmek için sahnelenmiştir. Mısır da önemli olan bir başka gerçek de, darbeye ilk günden itibaren destek veren Kuveyt in 4 milyar, Suudi Arabistan ın 5 milyar; Birleşik Arap Emirliklerinin 3 milyar dolar olmak üzere toplam 12 milyar dolarlık bir yardımın Mısır a yapılacağının açıklanmış olmasıdır (11). Sonuç olarak Mısırda yapılan darbe, iç dinamikler, bölgesel dinamikler ve küresel dinamikler olmak üzere üç dinamiğin arakesitinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla Mısır olaylarından gerekli dersi alıp karşı politika ve strateji geliştirilebilmesi için Mısır da çatışan güç, eksen ve projeleri ele alıp analiz etmemiz gerekmektedir. Büyük İslam Devrimi için buna ihtiyaç vardır.
Sonuç: Mısır da Cihad Eden Kadrolar, Tuzakları Gören Ve Oyun Kurarak Cevap Veren Bir Stratejik Akıl İnşa etmeliler
Rahmetli Erbakan Hocanın 28 Şubat Post Modern Darbe sürecinde, Milli görüş er geç gelecektir, ama bu kanlı mı olacak kansız mı, buna Türkiye karar verecektir. şeklinde yaptığı bir konuşma, belli mihraklara, şifrelenmiş bir mesajdı. Durup dururken Hocanın bu konuşmayı yapmasının, özel bir nedeni olmalıydı. Hoca bu konuşması ile vermek istediği muhtemel mesaj, şunlar olabilir: Sokakta Müslümanlara yapılan saldırıları durdurun, zorlasanız dahi şiddete bulaşmayacağız, oyuna gelmeyeceğiz. Kurduğunuz tuzağın farkındayım, tuzağa düşmeyeceğim Gerekirse restinizi görürüm. Mısır da Mursi nin oyunu görerek, halkı şiddet içermeyen sivil itaatsizliğe davet etmiş olması, benzer bir tavırdır. Müslüman Kardeşler teşkilatı, mesajı almış ve gerekli eylemleri başlatmıştır. Yapılan tercih, Mısır ın şartlarına uygun olup sürekli hale getirilmeli, Cunta devrilene ve Büyük İslam Devrimi gerçekleşene kadar asla geri adım atılmamalıdır. Mısır da yakılacak meşale, hem Seküler Haçlı Seferlerini durduracak hem de İslam coğrafyasında ki tüm işbirlikçileri, tarihin çöp sepetine süpürüp atacaktır. Aksi taktirde ödenecek bedel çok ağır olacaktır. Allah tüm iman edenlere, basiret ve feraset sahibi bir stratejik akla sahip olmayı nasip eylesin. Ve Allah hepimize; (Hz. Muhammed:) Karanlık geceler gibi işler karıştığı zaman Kur an-ı Kerim e sarılınız /sarılmayı nasip eylesin. (12).
Kaynaklar
1- Koru, F., Ne değişti, Y. Şafak, 25.8.2000
2- Akit Gazetesi, 10.6 1997. ST Petersburg Times dan alıntı
3- Coşkun, M.; Çakmak N., Attilâ İlhan la çeşitli konulardan... Milli Gazete 22-23-24.03.2003.
4- Vatandaş, A., Armagedon Türkiye İsrail Gizli Savaşı, Timaş yay., İstanbul, 1997, S;22- 28, 33-34, 46-55, 113-116
5- Altındal, A., Röportaj, 23-24 Aralık 1993, Yeni Günaydın.
6- BBC 29.06.2013
7- Yıldız Ş., John L. Esposito ile Roportaj: Mursi ABD nın Taleplerini Yerine getirmiyordu , Akşam 15.07.2013
8- Ben Hubbard - David D. Kirkpatrick (The New York Tımes) Dünya Bülteni 12.07.2013, BBC 04.07.2013
9- BBC 01.07.2013
10- Özdalga, H., Mısır Nereye Zaman 12.07.2013
11- Ankara Strateji 12.07.2013
12- Kandehlevi, M.Y, age. c.1. s:1783
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder