(Umran Dergisi)
Kadife darbeler, seçim endeksli, dış destekli, gayrimemnunların
ittifakına ve gerilime dayalı, seçim öncesi, esnası ve sonrasında
sokak hâkimiyeti kurarak ve genellikle yumuşak güç (soft
power) kullanarak -zaman zaman özel amaçla sert güç kullanılmaktadır-
bürokratlar ve STK’lar aracılığıyla siyasi iktidarları düşürmeyi hedefleyen
yeni bir darbe türüdür.[1] Kadife darbeler, o ülkenin yerli görünümlü sivil toplum
örgütlerinin önderliğinde, kitle hareketi ile yönetimleri değiştirme/devirme
sanatı olarak tanımlanabilir.
Taksim kadife darbe süreci, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK
Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemiştir. Boğaziçi kadife darbe
süreci ise 14 Mayıs 2023 seçimlerinde başarılı olmuş, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı
olmasını ilk turda engellemiş; AK Parti’nin %8 civarında oy ve 30 civarında
milletvekili kaybına sebep olmuştur. Türkiye, 31 Mart’ta mahalli
idareler genel seçimlerine giderken Riyad’da futbol üzerinden başlatılan
ve futbol kadife darbe süreci diye isimlendirdiğimiz
süreç (6. nesil kadife darbe süreci), Taksim ve Boğaziçi kadife darbe
süreçlerine benzer bir şekilde, Trabzon’da oynanan TS-FB maçı üzerinden yeni
bir aşamaya taşınmıştır. Sahada meydana gelen olaylar, tam bir provokasyon olup
31 Mart 2024 seçimlerini doğrudan etkilemek amaçlıydı. Taksim kadife darbe
sürecinde FB otobüsünün kurşunlanması ne idiyse, hangi amaçla
kullanılmış ise Trabzonspor-Fenerbahçe futbol maçındaki olaylar aynı amaç için
kullanılmıştır. Özgür Özel’in Trabzon’daki seçim konvoyu aynı amaç için
taşlanmış olabilir.
Alt bölümde sıraladığımız olaylar zinciri, 31 Mart mahalli
idareler genel seçimlerini çok açık bir şekilde etkilemiş ve şekillendirmiştir.
Bu seçimlerde futbol kadife darbe süreci 2028 seçimleri ya da erken seçim için
gerekli altyapıyı oluşturarak çok önemli bir mevzi kazanmıştır. Cumhur İttifakı
mahalli seçimlerde ciddi bir yenilgi almıştır. Umarız ki gerek kazanan ve
gerekse kaybedenler özeleştirilerini yapar, ülkenin menfaati için bugüne kadar
yaptıkları hatalardan vazgeçer, toplumsal barışı sağlarlar. Bu yazı
serisinde futbol kadife darbe sürecinin mahalli seçimler aşaması ele
alınıp değerlendirilecektir.
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçim Sonuçları
31 Mart 2024 mahalli idareler genel seçimi, son 20 yılın
alışılagelmiş beklentilerinin tersine herkesin ders alması gereken bir tablo
ortaya koymuştur. Bu seçimlerde Cumhur İttifakı (AK Parti+MHP) ciddi bir seçim
mağlubiyeti almış; buna karşılık görünürde CHP, gerçekte ise “Kent
İttifakı”/“Türkiye İttifakı” (CHP+DEM+TİP+…) büyük bir başarı göstermiştir.
Cumhur İttifakı’nın PKK ve DEM Parti üzerinden CHP’ye karşı yürüttükleri psikolojik
harekât, CHP kadroları tarafından görünmeyen ittifak inşa edilerek
etkisizleştirilmiştir. Bu konu özel olarak ayrıca ele alınıp
değerlendirilecektir.
Bu seçimin en bariz özelliklerinden biri, seçime katılma
oranında önceki seçimlere göre ciddi bir düşüşün yaşanmasıdır. (Tablo 1). Tablodan
görülebileceği gibi 2019 yerel seçimlerine göre, 2024 yerel seçimlerine katılım
oranı yaklaşık %6,28 oranında azalmıştır. Bunun yanı sıra dikkat çeken çok
önemli bir diğer nokta da yerel seçimlere katılmayan ve geçersiz oy
kullananların sayısının yaklaşık 15,5 milyon civarında (toplam seçmenin
yaklaşık %25’i) oluşmasıdır.[2] Ayrıca bu durumun ayrıntılı bir şekilde analiz edilerek
değerlendirilmesi ve gerekli derslerin çıkarılması gerekir.
|
Mahalli İdareler Seçimleri |
2024-2019 Farkı* |
|
2019 |
2024 |
||
Seçmen Sayısı |
57.093.410 |
61.430.934 |
+4.337.524 |
Kullanılan Oy Sayısı |
48.340.191 |
48.153.788 |
- 186.403 |
Katılım Oranı (%) |
84,67 |
78,39 |
-6,28 |
Geçerli Oy Sayısı |
46.431.746 |
45.961.211 |
-470.535 |
Geçerli Oy Oranı (%) |
96,05 |
95,45 |
-0,61 |
* + artışı, - azalışı göstermektedir. |
Tablo 1: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerine
Katılım Oranı
2019 ve 2024 mahalli idareler genel seçim sonuçlarını
mukayese ettiğimizde CHP’nin başarı gösterdiği, buna karşılık AK Parti’nin
gerekli başarıyı gösteremediği görülmektedir (Tablo 2). AK
Parti oylarında yaklaşık 4 milyon 27 bin oy kaybı (%8,84); CHP’nin oylarında
ise yaklaşık 3 milyon 36 bin oy artışı (%7,62) meydana gelmiştir. MHP ile bir
seçim ittifakı yapılmasına rağmen böyle bir oy kaybı yaşanmasının sebepleri
ayrıntılı bir şekilde analiz edilmelidir.
Muhtemelen AK Parti tabanında meydana gelen küskünler,
kırgınlar kesimi ya seçime gitmemiş ya da diğer partilere, muhtemelen Yeniden
Refah Partisi’ne (YRP) oy vermiştir. Tablo 2’de de görülebileceği
gibi en fazla oy kaybına uğrayan diğer partiler İYİ Parti (1,7 milyon) ve
MHP’dir (1,1 milyon). Bu durumda geçmiş seçimlerde yükselen milliyetçilik
dalgasına ilişkin oyların bu seçimde nereye gittiği sorgulanmalıdır.
Partiler |
Mahalli Seçimler |
2024-2019 Farkı* |
||||
2019 |
2024 |
|||||
|
Oy Sayısı |
Oy Oranı (%) |
Oy Sayısı |
Oy Oranı (%) |
Oy sayısı |
Oy Oranı (%) |
CHP |
13.983.783 |
30,12 |
17.345.876 |
37,74 |
3.362.138 |
7,62 |
AK Parti |
20.583.896 |
44,33 |
16.313.661 |
35,49 |
-4.270.235 |
-8,84 |
YRP |
0,0 |
0,0 |
2.284.553 |
6,19 |
2.284.553 |
6,19 |
DEM Parti |
1.970.379 |
4,24 |
2.609.802 |
5,68 |
639.423 |
1,43 |
MHP |
3.394.366 |
7,31 |
2.290.643 |
4,98 |
-1.103.723 |
-2,33 |
İYİ Parti |
3.459.491 |
7,45 |
1.734.406 |
3,77 |
-1.725.085 |
-3,68 |
Diğer |
3.039.876 |
6,55 |
2.821.270 |
6,14 |
-216.606 |
-0,41 |
Toplam |
46.431.747 |
100 |
45.961.212 |
100 |
-470.535 |
-1,01 |
* - Azalmayı göstermektedir. |
Tablo 2: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde
Partilerin Oy Dağılımı
2024 mahalli seçimlerinin en başarılı partisi CHP, 3.36
milyon oy artışı yakalamıştır. Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhur
İttifakı’nın bir üyesi olan YRP, 2.845 milyon oy alarak büyük bir sürpriz
yaparak 2024 mahalli idareler genel seçimlerinde üçüncü sıraya gelip
oturmuştur. Muhtemelen AK Parti kırgınları tepki olarak YRP’ye oy vermişlerdir.
Diğer sürpriz başarıyı ise “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” kapsamında CHP
ile gizli ittifak kuran DEM Parti göstermiştir; oylarını 2019 seçimlerine
göre 639 bin artırmıştır (Tablo 2).
Bu oy artışı, belediye başkanlık sayısı ile belediye meclisi
üyeliklerini ciddi bir şekilde etkilemiş ve CHP bu bağlamda büyük bir başarı
ortaya koymuştur (Tablo 3). 2019 mahalli idareler seçimine nazaran 14
belediye başkanlığı kazanırken; AK Parti 15 belediye başkanlığı kaybetmiştir.
Dikkat çekici olan YRP’nin 2 belediye başkanlığı kazanmasıdır.
Partiler |
İl Belediye Başkanlıkları Sayısı |
Fark* |
|
2019 |
2024 |
||
CHP |
21 |
35 |
14 |
AK Parti |
39 |
24 |
-15 |
YRP |
0 |
2 |
2 |
DEM Parti |
8 |
10 |
2 |
MHP |
11 |
8 |
-3 |
İYİ Parti |
0 |
1 |
1 |
BBP |
0 |
1 |
1 |
TKP |
1 |
0 |
-1 |
BAĞIMSIZ |
1 |
0 |
-1 |
Toplam |
81 |
81 |
|
* - Azalmayı gösteriyor |
Tablo 3: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel
Seçimlerinde Partilerin Belediye Başkanlıkları Sayısı
2024 seçimlerinde CHP, 2019 seçimlerine göre 3 büyükşehir
belediye başkanlığı daha kazanırken AK Parti 3 büyükşehir belediye başkanlığını
kaybetmiştir (Tablo 4).
Partiler |
Büyükşehir Belediye Başkanlıkları Sayısı |
Fark* |
|
2019 |
2024 |
||
CHP |
11 |
14 |
3 |
AK Parti |
15 |
12 |
-3 |
YRP |
0 |
1 |
1 |
DEM Parti |
3 |
3 |
0 |
MHP |
1 |
0 |
-1 |
İYİ Parti |
0 |
0 |
0 |
BBP |
0 |
0 |
0 |
TKP |
0 |
0 |
0 |
Bağımsız |
0 |
0 |
0 |
Toplam |
30 |
30 |
0 |
* Azalmayı Gösteriyor |
Tablo 4: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel
Seçimlerinde Partilerin Büyükşehir Belediye Başkanlıkları Sayısı
AK Parti-MHP ittifakı açık aleni bir şekilde ortaya
konurken, CHP-DEM ve TİP ittifakı açık bir şekilde ortaya konmamıştır. “Kent
uzlaşısı” adı altında halka dayalı bir ittifak inşa edilmiştir. Bu ittifakın
etkin olabilmesi için de Güneydoğu hariç diğer bölgelerde DEM Parti güçlü
adaylar göstermemiştir. Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul
büyükşehir başkan aday adaylığından çekilmesi bu amaçla gerçekleştirilmiştir.
AK Parti kırgınları-küskünleri ya oy vermeye gitmedi ya da
diğer partilere muhtemelen de YRP’ye oy vermişlerdir. İl bazında oy dağılımı
göz önüne alındığında YRP; Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Elâzığ ve Rize’de
yaklaşık %20 ile %34 arasında oy alırken; Trabzon, Samsun, Bingöl, Adıyaman,
Çorum, Gaziantep, Sakarya, Erzurum gibi illerde %10’un üzerinde oy aldığı
görülmektedir.[3] AK Parti’nin 4,2 milyonluk oy kaybının önemli bir
kısmının YRP’ye gitmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Özgür Özel’in “CHP %25
bariyerini kırdı geçti,” demesi gerçeği yansıtmamaktadır. Alınan reyler bir
gizli ittifakın reyleridir. Ne kadar kalıcı olacağını zaman gösterecektir.
31 Mart 2024 mahalli idareler genel seçimlerini gerçek
boyutları ile analiz edebilmek için dört temel dinamiği göz önüne almamız
gerekir: 1. İç dinamikler, 2. Bölgesel
dinamikler, 3. Küresel dinamikler, 4. İlahi
irade. Bu dört temel dinamik kapsamında olaylar gerçekleşmektedir. İç ve dış
dinamiklerin arakesiti/kavşak noktası her iki dinamiğin menfaatine olup barış
dönemidir. Kavşaktan ayrılma iç ve dış dinamikler arasındaki mücadeleyi/kavgayı
kaçınılmaz kılar. O nedenle Hz. Peygamber (s.); “Ey insanlar! Sizler sulh ve
sükûnet devrindesiniz. Öyleyse, gelecekteki mücadeleler için hazırlanın, sulh
ise yakında miadı dolacak bir hazırlanma devresidir. Karanlık geceler gibi
işler karıştığı zaman Kur’ân-ı Kerim’e sarılınız. Çünkü o, düşmanlarının
yenilmeyen hasmıdır.” buyurmuştur.[4]
31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerine doğru gelinirken
pek çok olay vuku bulmuştur. Bu olayların meydana gelme sebepleri ve etkenleri
farklı olmakla birlikte kadife darbeci kadro bu olayları kadife darbe
stratejisine uygun bir şekilde değerlendirmek için girişimde bulunmuş, bundan
sonra da bulunmaya devam edecektir. Anormal olan bunların yaptığı hamleler
değildir; anormal olan bu gerçekleri görmemek, görememek, görmek istememektir.
Kadife darbelerin en temel dayanak noktası, iktidar
karşısına mümkün olduğunca çok sayıda gayrimemnun kitle ve teşkilatları
çıkarabilmektir. Gayrimemnun kitlelerin ve yapıların fikrî, felsefî, ideolojik
yapıları ne olursa olsun önemli değildir. Önemli olan iktidarın karşısında
olmaları ve onu yönetimden düşürmek arzusu ve kararlılıklarıdır. Kadife
darbenin başarısı bu süreci yönetebilmek ve aynı zamanda iktidara sürekli hata
yaptırıp gayrimemnun üretimini sağlamaktır. Seçimleri ve sokak hareketlerini
etkileyen bu yaklaşım tarzıdır.
Gayrimemnun hedef kitle içindeki öncelik gençlerdedir.
Gençlerin dinamizmi, tecrübe eksikliği, eylemci tavırları, kolay tepki
vermeleri, hareket kabiliyetlerinin yüksek olması, adalet, eşitlik ve özgürlük
istekleri ve geleceği yaşayacak kesim olmaları nedeniyle gençler tüm hareketler
için en tercih edilen kesim olmaktadır. İktidar bunu göremediği
sürece hata üstüne hata yaparak gayrimemnun üretir ve böylece kadife
darbecilerin ekmeğine yağ sürer.
Özgür Özel’in 40 yaş altı nesli darbe yapmaya çağırmasını bu
açıdan ele alıp değerlendirmek gerekir. Ancak çok dikkat çeken bir husus;
Özel’in 40 yaş altı gençleri sokağa darbe amaçlı çağırması ile Boğaziçi kadife
darbe sürecinin dördüncü aşamasında (Sedat Peker aşaması) Peker’in, 40 yaş altı
gençlere sokağa çıkma konusunda yaptığı çağrı/uyarı arasında ilginç bir
benzerlik ve ilişki vardır. O nedenle Özel’in darbe çağrısını incelemeden önce
Peker’in bu çağrısını hatırlamakta fayda vardır.
Boğaziçi Kadife Darbe Sürecinin Dördüncü Aşamasında Sedat
Peker: “40 Yaş Altı Nesil” “Sizi Sokağa Çağıran Olursa Sakın Çıkmayın!”[5]
Peker konuşmalarında özenle 40 yaş altı nesle hitap etmekte
ve her vesile ile bunu dile getirmekte, bu neslin önemine dikkat çekmekte, 40
yaş üstü nesille mukayese etmektedir. Türkiye’nin geleceğini tayin edecek
neslin 40 yaş altı nesil olduğunu her fırsatta seslendirmektedir: “Bana suç
örgütü diyen herkes utanacak, o suç örgütünü de anlatacağım ama ben 40
yaşından küçüklere anlatacağım, büyükler gelirse onlar misafir…” (6. Video)[6]
“Yanlış anlamazsanız size de bir şey söylemek
isterim. 40 yaşından küçük kardeşlerim, bence sizin bir sorununuz var.
Televizyonlarda gördüğünüze inanıyorsunuz, inanmayın dedim, şimdi ben
anlatıyorum bana inanıyorsunuz. Ben, ‘Bana da
inanmayın!’ dedim. (…) Fakat ben sizinle akit yaptım. Allah’a
yemin olsun sizinle olan akdimi bozmam. Söz namus, o yüzden dolayı yalan
söylemeyeceğim. Ama benim söylediklerime lütfen inanmayın. (…) 40
yaşına kadar olan kardeşlerim, sizi de beni dinlediğiniz için başkalarına karşı
mahcup duruma düşürmeyeceğim. (…) 40 yaşından küçük kardeşlerim bu
konuyu siz zaten mutlaka çözersiniz.
“İki büyük sorun var; Türkiye’de bela yaklaşıyor. Gelecekte
çok daha yaklaşacak.” “Arkadaşlarımız bana hep, ‘Neden 40 yaş altındaki
insanlara sesleniyorsun? Bizim işimiz bitmedi, biz de genciz, biz de bu ülke
için iyi şeyler düşünüp yapmak istiyoruz.” diyorlar. Siz misafirsiniz, ben
de misafirim. Ama vallahi tüm anlattıklarım 40 yaş altı için. (…)
Kıymetli kardeşlerim, muhalefete siz beceriksizsiniz diye lütfen
yüklenmeyin. Rahmetli annem, ‘Kimseye zahmet verme, kendi işini kendin gör.’
derdi (40 yaş altı kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce
deli edeceğiz.) (9. Video)[7]
Peker, siyasi iktidara karşı verdiği bir mücadelede dayanak
kitle olarak 40 yaş altı nesli seçmiştir. Bu neslin özelliği, AK Parti
kurulduğu zaman 15-20 yaş grubundakiler AK Parti dışında Türkiye’yi yönetmiş
koalisyon partilerini bir şekilde görmüşlerdir. Bu neslin bir kısmı önceki
yönetimleri, partileri değerlendirebilir. Bugünkü 30 yaş ve altı nesil sadece
AK Parti iktidarını görmüştür. Bu parti iktidarını diğer partilerle iktidar
bağlamında karşılaştırma şansları yoktur.
Diğer taraftan bu nesil, dijital teknoloji çağında yaşamış,
teknolojiyi anne-babalarından daha iyi biliyor ve kullanıyorlar. İletişim
çağının sağladığı bilgiye çabuk ulaşma konusunda eski nesilden çok daha
avantajlıdırlar. Onlarda, “babam bilir,” yerine “ben bilirim,” duygusu
hâkimdir. Yapılan araştırmalarda bu neslin öne çıkan önemli özellikleri
şunlardır: 1. Adaleti savunmak, 2. Özgür
olmak ve özgürlüğü savunmak, 3. Yolsuzluğa karşı çıkmak, 4. Yoksulluğa
karşı çıkmak, kısa zamanda zengin olmak, 5. Baskı, şiddet,
hakaretten hoşlanmamak, 6. Hoşlanmadığı durumlarda anında geri
çekilmek ve susmak, ısrarcı ve iddiacı olmamak, 7. Akışkan
kimliğe sahip olmak, her kimlikten olmak, bunda da mahsur görmemek.
Sedat Peker yayınladığı videolarında, yol boyu mahiyetini
açıklamadığı “yaklaşan bir tehlikeden” bahsetmektedir: “40
yaşından küçük kardeşlerim bu konuyu siz zaten mutlaka çözersiniz. İki
tane büyük sorun var Türkiye’de, belâ yaklaşıyor. Gelecekte çok daha
yaklaşacak.” (8. Video)[8]
Nedir bu yaklaşan tehlike? Peker, yaklaşan büyük
belânın, tehlikenin ne olduğuna tam bir açıklık getirmiyor. Michael Rubin’in
makalesinde kendisine yapılan atıflardan dolayı çevresine yaptığı
izahlarda Erdoğan sonrasını planlayanların
varlığından bahsediyor: “‘Sedat Peker etki alanını bu şekilde
geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan’a ihanet
etmez’ dedi. ‘Pan-Türkizm görüşüne sahip bu kişi bu şekilde güçlenmeye
devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini
sağlar. Arka perdeden de ülkeyi o yönetir.’ dedi. Dedim ki, bu tuzak, bize
tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler
dedim.” (6. Video)[9]
Peker, muhtemelen böyle bir tehlikeye karşı genelde tüm
halka, özel olarak da 40 yaş altı nesle sakın sokağa
çıkmayın, diye sesleniyor. “Ben bile çağırsam,” notunu da
özellikle ekliyor: “Eğer ki, kim size sokağa çıkın, burayı yağmalayın,
diyorsa o haindir. Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için
yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes
darbeye direnmekle mükelleftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size
dersem ‘sokağa çıkın, darbeye destek verin’ dersem bilin ki, ufak kızımın
başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa
çıkmayın kardeşlerim.” (7. Video)[10] “Sizi galeyana getirip ‘sokağa çıkın’ diyenler olacak,
yapmayın.” “Sizi tahrik eden olur Allah aşkına asla sokağa çıkmayın,
kendinizi kullandırtmayın.” (8.Video)[11]
Peker ya sokağa çıkma kavramına ilişkin bir şuur altı
oluşturuyor ya da bir darbe beklentisi vardır. Kadife darbeciler, diktatör
ilan ettikleri bir yönetimi yıkmanın ilk şartının, onu destekleyen güç ve
mekanizmaları (payandaları) sökmek, devirmek ve yönetimi yalnızlaştırmak
olduğunu bilirler ve ona göre eylemler düzenlerler.[12] Peker, 1. videosundan itibaren kademeli ve hassas
bir şekilde “Derin Devlet”, “Pelikancılar”, “Kral”, “Padişahlık” kavramları
üzerinden dağınık merkezli bir diktatörlük imajı oluşturmaya çalışmıştır.
Yol boyu bu diktatörlüklerin dayanaklarını yıkmak amaçlı,
bazen kendisinin de içinde yer aldığı, bazen yer almadığı; doğruluk
düzeyini tespit edemediğimiz birçok olayı, sosyal medya üzerinden
kademeli bir şekilde Türkiye’nin gündemine taşıyarak sürekli bir gerilim ortamı
inşa etmiş ve çok da etkili olmuştur.
Peker’in yayımladığı videolarda genel bir yapı vardır.
Hedef, sürekli gerilim ve gayrimemnun oluşturmak, siyasi
iktidarın “payandalarını” birbirine düşürerek parçalamak
ve gayrimemnunlar ittifakını genişletmektir:[13] Sedat Peker ilk 7 videosunda genellikle Recep
Tayyip Erdoğan’ı savunmakta ancak yol boyu ona eleştiriler yöneltmekte ve bir
sonraki videosunda ise dili sertleşmekte ve eleştiri dozajını artırmaktadır. 8.
videosunda ise Peker’in ilk defa Erdoğan’ı, hedef tahtasına koyacağına
ilişkin açıklama yaparak tehdit etmiştir. Daha önceki videolarda
bahsedilen, dile getirilen bazı konular bu videoda farklı isim ve olay
üzerinden daha da genişletilerek yeniden değerlendirilmektedir. 8. videoda ele
aldığı konuları, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
· “40 yaş altı kardeşlerim sokağa
çıkmayın, tahriklere kapılmayın (!)”
· “Tayyip Abi, nedense bana değil
onlara inanmayı tercih etti. Daha doğrusu bana da değil doğrulara (!)”; “Bir
dahaki videoda konuşacağız Tayyip Abi, baş başa (!)”
· “Bu kadar zulüm olmaz. Herkese
zulüm. Onu korkut, bunu korkut, bir dur arkadaş. Bir rahat yaşayalım. Bir tane
kral yok ki, 20 tane padişah geziyor ülkenin içinde (!)”
· “Niye 5-10 aile alıyor, bu ülkedeki
tüm parayı? Halk niye fakir?”
· “Siz (halk) Tayyip Abi’nin de
patronusunuz, onun maaşını siz veriyorsunuz (!)”
· “İsrail’e giden malları taşıyan
gemiler kimin?”
· “Kriminal bir yapı var. Bir ucu
Venezuela’da, bir ucu Kıbrıs’ta, bir ucu da 25 sene evveline…”
· ‘Biz herkesi gidip alırız’, Halil
Falyalı’yı neden almıyorsunuz? “Herkesin kaseti var (!)”
· “Kutlu Adalı cinayeti (!)”
· Erhan Tuncel-Nurettin-DHKPC-FETÖ
(!)
· “Peker’in araba plakası FG 02 (!)”
· “Ben vatan haini olarak anılmak
istemem (!)”, “Ben vatan haini değilim (!)”
· Tasfiye edilmek istenenler-ismi
geçenler: Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Mehmet Ağar, Berat
Albayrak, Halil Falyalı, SADAT, Pelikancılar, Abdülkadir Selvi, Veyis Ateş ve
Çakma Solcular…
· Kazanılacak kitle: 40 yaş altı
nesil, Kürt halkı…[14]
9. videoda ağırlık, yolsuzluk olaylarına verilmiştir. Bu
videoda ele alının konuları, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
· “Korku iklimi var
ya, kırıldı. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama
namuslu olanlara…”
· “40 yaş altı
kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce deli edeceğiz (!)”
· “Belediyelerde
rüşvet, derneğe hayır adı altında veriliyor (!)”, “Parayı yatırınca,
belediye başkanı 100 bin liralık iş için 1 milyon lira fatura kesiyor”, “1
milyar dolara ihaleyi alıyor, doğrudan alt taşerona 400 milyon dolara veriyor,
hiçbir iş yapmadan 600 milyon doları kılçıksız bu tarafta”, “Alt taşeronun da
alt taşeronu var.”
· “(Soylu’ya): Beni
satmasaydın cumhurbaşkanı olurdun (!)”,
· “Parayla adam öldüren
kiralık gruplar var, uluslararası, onlarla görüşüyorlar.”
· “Benim her ay 10
bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var.”
“Seçim zamanı arabasına para bırakırdım.”
· “Metin abi beni
telefondan aradı, Biden beni Erdoğan’a karşı…”
· “AK Parti’nin
seçim zamanı dağıttığı kahveler benim (!)”
· “Pamukören
(Demirören) Ziraat’tan kredi aldı, ödemedi (!)”
· “Bodrum’da
Paramount otel var.”, “Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde kimler var?”; “Sezgin
Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı’na gitti (!)”;
· “İş nasıl
bozuluyor?” Oteli de istiyorlar ya Sezgin Baran bakıyor, her şey elimizden
gidecek, bunlar 45’le başladı, şimdi otel.”
· “Emniyet
müdürünün İş Bankası’nda ne işi olur?”
· Tasfiye edilmek
istenenler-ismi geçenler: Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu,
Mehmet Ağar, Berat Albayrak, Halil Falyalı, SADAT, Pelikancılar, Abdülkadir
Selvi, Veyis Ateş, Sezgin Baran Korkmaz, Erdoğan Demirören, Aydın Doğan,
Esat Toplu, Muğla Emniyet Müdürü, Mübariz, Erdal Baba, Murat Alan, Şevki Hoca,
Doğu Perinçek.
· Kazanılacak
Kitle: 40 yaş altı nesil, Kürt halkı.[15]
Kadife darbe teorisinde bu tür iddiaların ana amacı, hedef
ülkede sürekli bir gerilim ortamı inşa edip gerilimi sürekli artırmak ve
yaygınlaştırmaktır. Teoriye göre “ekonomik manipülasyon yaparak
bunalım sürekli körüklenmelidir. Ülkedeki yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik,
yandaşlık ve adaletsizlik en hâkim unsur olarak öne çekilmelidir. Etnik ve
mezhepsel tüm farklılıklar kaşınarak fay hatları enerji ile yüklenmelidir.”[16]
Sedat Peker’in 9 videosundaki iddialarla kademeli bir
şekilde inşa edilen bir gerilim ortamı söz konusudur. Peker’in “40
yaş altı kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce deli
edeceğiz.” ifadesinin özel bir amacı vardır. Bu amacı, kadife darbe
teorisyeni Sharp aşağıdaki şekilde ifade etmektedir: “Diktatörün kredisi
azaldıkça ona itaatsizlik edecek bürokratların ve güvenlik güçlerinin sayısı da
artar. Bu kitle kritik bir seviyeye ulaştığında ise diktatör iktidarı
kaybeder. Muhalif güçler, işte bu anlayışa uygun nitelikte bir program
uygulamalıdırlar.”[17]
Sedat Peker’in videolar üzerinden yaptığı açıklama ve
çağrılar Türkiye’de çok yankı yapmış, izleyici oranı çok artmıştır. Arka planda
ne olduysa Peker susturulmuştur. Burada Peker’e yer vermemizin amacı,
doldurduğu videolarda “40 yaş altı nesle” sürekli vurgu yapması, sokağa çıkma
çağrılarına karşı olumsuz tavır almalarını istemesidir. Tam bu noktada, CHP
Genel Başkanı Özgür Özel’in 40 yaş altı gençleri darbe yapmaya çağırması
arasında bir ilişki vardır. Bir başka dikkat çeken nokta, Peker bu videoları,
2021 yılında yapmıştır. Peker’in, “Sokağa çıkmayın!” çağrısı ile Özgür Özel’in,
“Sokağa çıkın!” çağrısı ve Lund Üniversitesi bünyesinde Mart 2020’den
beri yürütülmekte olan ve 2024 yılında da devam edecek olan “Turkey Beyond
Borders: Critical Voices, New Perspectives (Sınırların Ötesinde Türkiye:
Eleştirel Sesler, Yeni Perspektifler) 2.0 Projesi” arasında herhangi bir
ilişkinin bulunup bulunmadığıdır. Bu husus çok önemlidir. Çünkü projede ısrarla
gençler/insanlar eylem için sokağa çıkmaya davet edilmektedir.
31 Mart 2024 Seçim Öncesi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in
Eylem ve Darbe Çağrısı
Kadife darbelerin ana stratejisi, genel seçimler merkezli
olarak tasarlanır ve taktik eylemler buna uygun şekilde hayata geçirilmeye
çalışılır. Taksim ve Boğaziçi kadife darbe süreçlerinde ana strateji buna
uygundu. 31 Mart 2024 seçimleri mahalli idareler seçimleri olmasına rağmen
muhalefetin kullandığı dille milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri
yapılıyormuş gibi bir hava/ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Mahalli
seçimlere, genel seçim havası verilmek istenmiş ve başarılmıştır. Gelinen aşama
da amaç ya 2028 seçimlerini öne çekerek erken genel seçim yapılmasını sağlamak
ya da 2028 için siyasi iktidarı tam anlamıyla yıpratacak bir kadife darbe
sürecini şekillendirmek olabilir. Bunu önümüzdeki günlerde yapılacak eylem ve
söylemler ortaya koyacaktır. Çünkü CHP’yi destekleyen yapılar, şahıslar mahallî
seçimler öncesinde 2024 yılını “uzun vadeli bir direniş yılı” ilan
etmişlerdir.[18]
Bu hususta dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta
ise 31 Mart 2024 seçimleri için II. Abdülhamid’in 31 Mart 1909’da Selanik’ten
gelen Hareket Ordusu tarafından düşürülmesi amaçlı bir değerlendirilmenin,
seçimden önce yapılması ve Hareket Ordusu komutanı olarak da İmamoğlu’nun
takdim edilmesidir. Halk TV’de canlı yayımlanan Maltepe Belediyesi’nin İstasyon dergisiyle
düzenlediği “Cumhuriyet’in Aydınlık Yüzleri” ödül töreninde
konuşan Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in hükümdarlığının son bulmasına
yol açan 31 Mart 1909 darbesine atıfta bulunarak, “31 Mart, tarih kaydığı
için aynı gün değil gerçi ama yine de sembolik 31 Mart”, “Ya gerici ordular,
avcı taburları ya da Hareket Ordusu kazanacak!” dedikten sonra CHP’li
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun elini tutup havaya kaldırarak “Hareket
Ordusu’nun kazanacağına inandığını”[19] söylemesi önümüzdeki günlerde, seçim
sonuçları ne olursa olsun, Türkiye’de yapılmak istenenler hakkında bir fikir
vermektedir.
Bu iki yaklaşım tarzına Lund Üniversitesi
bünyesindeki projeyi dikkate aldığımızda, seçim sonuçları ne olursa olsun,
olabilecekleri daha iyi tahmin edebiliriz. “Proje İsveç Enstitüsü Creative
Force Fonu ve IPS İletişim Vakfı/Bianet iş birliği ile gerçekleşmektedir.”
Yürütücülüğünü Lund Üniversitesi ve İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden
Pınar Dinç üstlenmiştir. Proje kapsamında “akademisyenlerin
sivil-asker ilişkileri, cinsiyet politikaları, çevresel bozulma, Kürt sorunu,
Alevi sorunu gibi konular üzerindeki bilgilerini ve uzmanlıklarını özgürce
paylaşabilecekleri bir platform” oluşturulması
amaçlanmaktadır.[20]
Bu projenin kapsam alanı ve amacı ile Özgür Özel’in CHP
Genel Başkanı seçilmesi ve seçildikten sonra kullandığı dil ve söylem arasında
bir ilişki vardır. Bunu daha iyi anlayabilmek için Umran dergisinin
Şubat 2024 sayısında özetini genişçe verdiğimiz “On Yıl Sonra Gezi’yi
Hatırlamak: Direniş, Hafıza ve Gelecek Mücadelelerin
İmkânı” başlıklı metne yeniden bakmak gerekmektedir.
Projeye göre Gezi Parkı olayları dokunulamaz denilen AK
Parti iktidarına dokunmuş, itibarını zedelemiş, karşı çıkılabilir olduğunu
göstermiş büyük bir kırılma noktasıdır. “Gezi, AKP hegemonyasının asla
yara almayacak kadar sağlam olduğu inancını temelinden
sarsmıştır.” ifadesini 31 Mart 2024 seçim sonuçlarına uyarladığımız zaman,
AK Parti ikinci büyük yenilgisini 31 Mart seçimleriyle almıştır,
denilebilir. Projeye göre siyasi iktidara karşı verilecek mücadelede,
bugüne kadar mevcut siyasi iktidara karşı olan “Farklı toplumsal kesimlerle
ittifak kurulacaktır”, “renklerine, inançlarına
bakılmayacaktır.” Başka bir ifadeyle içerisinde gayrimemnunların yer
aldığı çok geniş bir birleşik cephe hareketi kurulmak istenmektedir.
Projeye göre bu yeni dönemde “LGBTQ hareketi
önemli, merkezî bir rol alacaktır.” Bu bağlamda dikkat çeken nokta, Özgür
Özel’in DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ile birlikte Boğaziçi
kadife darbe sürecinin hem başlatıcısı hem de dayanak kitlesi olan LGBTQ
hareketine destek vermesidir. Her iki yönetici, “ABD Büyükelçiliği ile Avrupa
merkezli kurum kuruluşlar tarafından fonlanan” LGBT
destekçisi Gençlik Örgütleri Forumu’nu (GoFor) Ulusal Gençlik Konseyi üyelerini
Meclis’te ağırlamış, Gençlik Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış ve
“Seçilmiş/seçilecek adayların kent konseylerini kurmalarına, var olan
konseyleri güçlendirmeleri için teşvikler sağlayacaklarına” ve “57
üye örgütüyle birlikte GoFor ile çalışmaya söz vermişlerdir. Özgür Özel
Boğaziçi kadife darbe sürecinde de LGBTQ hareketine açık bir şekilde destek
vermiştir.[21] Üzücü ve düşündürücü olan, bağımsızlığı savunan bir
partinin genel başkanının, dış güçler tarafından fonlanan, beslenen yapılara
açık bir şekilde destek vermesidir: “ABD Ankara Büyükelçiliği, AB Türkiye
Delegasyonu, Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği, İsveç Gençlik Örgütleri Ulusal
Konseyi, İsveç Uluslararası Kalkınma İş Birliği Ajansı, ABD Marshall Fonu
destekçileri arasında yer alıyor. GoFor ofisinde ABD elçilik görevlilerinin
ağırlandığı kuruluşun internet sitesindeki haberlerde de görülüyor. GoFor
çatısı altında çalışma yapan 57 örgüt arasında Kaos Gey Lezbiyen Kültürel
Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (KaosGL) ve Genç Lezbiyen Gey Biseksüel Trans
İnterseks Gençlik Çalışmaları ve Dayanışma Derneği (GençLGBTİ) dikkat çekiyor.
Bu dernekler de yine Batı merkezleri tarafından fonlanıyor. KaosGL İsveç
Uluslararası Kalkınma İş Birliği Ajansı (SIDA) KaosGL’nin önde gelen
destekçilerindendir. Dünya çapında 33 ülkede faaliyet gösteren SIDA’nın, kendi
çıkarları doğrultusunda Türkiye’deki çeşitli derneklere sadece 2023 yılında 8
milyon 162 bin dolar fon aktardı. SIDA’nın resmî internet sitesinde yer alan
bilgilere göre KaosGL Derneği’ne 2021 yılında 466 bin 369 dolar fon sağlayan
İsveç, 2022 yılında 395 bin 738 dolar para aktardı. İsveç’in, KaosGL’nin
faaliyetleri için 2023 sonuna kadar toplamda 1 milyon 281 bin 258 dolar fon
aktaracağı belirtildi. GençLGBTİ’nin de faaliyetleri AB tarafından
destekleniyor.”[22]
Projeye göre bugün “Gezi dönemine” göre “çok daha baskıcı
bir yapı ve daha yaygın bir gayrimemnun kesim vardır.” Muhalefet
partilerinin sadece seçimlere göre hareket etmesi değil, “sokaklara çıkması ve
de eylemleri öne çekmesi” gerekmektedir. Geçmiş dönemde yapılan en büyük
hata meselenin, sadece “seçim düzleminde” değerlendirilmesidir:
· “Bugün Gezi döneminden çok daha baskıcı bir
dönemde yaşadığımız gerçeği yadsınamaz.”
· “Rejim yasal protesto hakkının kullanımını son
derece kısıtlamakla kalmadı, sokakta eylem yapmanın meşruiyetini de sorgulanır
hale getirdi.”
· “Bu meşruiyetsizleştirme denemesinde özellikle
ana muhalefet partisinin demokrasiyi sadece seçime indirgeyen hatalı
siyasetinin de oynadığı rolü göz ardı edemeyiz.”
· “Hem Osman Kavala’nın hem de Selahattin
Demirtaş’ın davalarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayı
reddeden yasama ve yürütme erklerine doğru dürüst tepki veremeyen -DEM Parti ve
öncüllerini bir kenara koyarsak- muhalefet partilerinin bugün gelinen bu
noktada rolü büyüktür.”
Dr. Çiğdem Çıdam’ın proje kapsamındaki açıklamalarını
göz önüne aldığımızda CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan
düşürülmesini ve yerine Özgür Özel’in gelmesini daha rahat anlamlandırabiliriz. Özel’in
CHP Genel Başkanı olur olmaz ve yol boyu halkı sokağa, eylemlere davet etmesi,
yukarıda ifade edilen proje kapsamında değerlendirilmelidir. Özel,
insanları sadece sokağa davet etmiyor; özel vurgu yaparak 40 yaş altı gençler tarafından
darbe yapılması çağrısında bulunuyor. Genel başkanlığı devraldığı günün
akşamı: “Sokaklarda, meydanlarda direneceğiz, bu hukuksuzluğa teslim
olmayacağız. Mücadelemiz, büyük bir dirençle başlayacak ve sürecektir.” diyor.
Bununla da yetinmeyen, 49 yaşındaki CHP lideri
İstanbul’daki “Kentleri Gençler Yönetecek-Dijital Gençlik
Buluşması”nda şunları söylüyor: “CHP’de gençlerle ilgili adımlar
bugün başlamadı. Önceki Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu döneminde
gençlik kolları ve kadın kotasının tüzüğe girdiğini hatırlayalım. En önemli
beklentim seçilen genç belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine,
gençlik kollarının destek olmasıdır. Gençlerin önünü açacak olan şey sizlerin
başarısı olacaktır. Gençler, kendi geleceğinize el koymanızı bekliyoruz. Bütün partilerde
‘40 yaşın üstündekiler gitsin, 40 yaş altındakiler kalsın.’ diye bir darbe
yapılsa ‘Ben buna varım.’ derim.”[23]
Kadife darbeler gayrimemnunların ittifakı üzerine
kurulmaktadır. Özgür Özel de bu yaklaşım çerçevesinde sadece gençleri sokağa
çağırmıyor, aynı zamanda tüm gayrimemnunları da davet
ediyor: “TÜRK-İŞ açlık sınırı olarak 16 bin 200 lira ilan etti,
bunlar emeklilere 10 bin lira veriyorlar. Açlık sınırının neredeyse yarısına
emekliyi yokluğa, yoksulluğa mahkûm etti. Yüzünü kapatan anneler, ablalar
pazarda ezilmiş sebze-meyve topluyorlar. Bugün marketlerde çürümeye yüz
tutmuşları olgunlaşmış sebze diye yarı fiyatına satıyorlar, millet onu
kapışıyor. Bu tutmuş diyor ki, ‘Birileri emekliyi kışkırtıyor.’ Sen bu
yaptıklarınla emekliyi kışkırtmıyorsun da ben bunu söyleyince mi emekliyi
kışkırtıyorum? Keşke kışkırtabilsem, ümit ederim emeklileri sokağa
dökebilsem, emekliler ve işçiler haklarını aramak için yürüseler, keşke 500 bin
tane emekli Taksim’e gitse de zapt etse. Demokrasi, tepki ve protesto rejimidir. Seçimden sonra
görecekler, burunlarından fitil fitil getireceğim. Bununla tanışacaklar.
10 bin lira verdiğin emekli susuyorsa ona hakkını arattırmak benim
görevim. Biz bu milleti sokağa dökeceğiz kardeşim. Sokağa çıkacağız,
hakkımızı alacağız, evimize döneceğiz. Sendikal haklar için de mücadele
edeceğiz, zamlara karşı da direneceğiz. Kan akıtmayacağız, cam-çerçeve
kırmayacağız ama hakkımızı arayacağız.” “Emeklileri de keşke
kışkırtabilsem ve sokağa dökebilsem. Haklarını alsalar.” “Alevi
yurttaşlardan aldığım alkışı, Sünni yurttaşlardan alamıyorum. Alevilerin
coşkusu her zaman Sünni seçmenden fazla.”[24]
Özgür Özel bu çağrısı ile DEM Parti’ye ve Selahattin
Demirtaş’a özel bir mesaj da göndermiştir. Demirtaş 6-8 Ekim 2014’te
Kobani’deki olaylarla ilgili “Kobane’de durum son derece kritiktir. IŞİD
saldırılarını ve AKP iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek
üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye
çağırıyoruz.” şeklindeki açıklamasına; 14 Ekim 2014
tarihinde, “Halkın öfkesinin alanlarda, meydanlarda, gece gündüz evinde,
sokakta, arabasında elindeki bütün imkânlarla bir protestoya dönüşmesinin
çağrısını yaptık, o çağrının da hâlen arkasındayız.” şeklinde verdiği bir
demeçle sahip çıkmıştır. Dolayısıyla Özel, bu tür açıklamalarla geniş bir
ittifak cephesi oluşturmak istemiştir. PKK ile iş birliği suçlamalarından
kurtulabilmek için “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” bu amaçla inşa
edilmiş ve seçimlerde de başarılı olmuştur.
Özel, 20 milyon civarındaki bir genç seçmenin seçimlerin
kaderini belirleyeceğini öngörerek konuşmalarında genellikle gençleri hedef
almıştır: “Anketlerde gençlerin yüzde 70’i ‘Fırsatını bulursam yurt
dışına gitmek, oraya yerleşmek ve orada kalmak istiyorum.’ diyor. Bu
memleketin en büyük beka sorunu bu. Beka sorununu kendimize, gençlere
inanarak, ülkenin geleceğine dair iddia koyarak çözeriz. Sesimin eriştiği tüm
gençleri, hangi görüşten olurlarsa olsunlar siyasete, uygun
görmeleri durumunda da CHP’ye davet ediyorum.”
“Partinin Genel Başkanı olarak sorumluluğum sizlerden az,
çünkü partinin kurucusu Cumhuriyet’i bana emanet edip gitmedi. Cumhuriyet
sizlere emanet. CHP de sizin partinizdir. Her iki emanete de sahip çıkmanızı
bekliyoruz.”
“Siyasette gençlere çok inanıyorum, güveniyorum. Bu seçimde
bütün genç adaylarımızı her yaştan Atatürk’ün gençlerine emanet ediyoruz. Bütün
kadın adaylarımızı ise önce kadın seçmenlere, sonra da ‘Atatürk’ü seviyorum,
Cumhuriyet’e sahip çıkıyorum.’ diyen herkese emanet ediyoruz. Gençlere ve
kadına oy vermek Cumhuriyet’e oy vermektir… Genç adaylarımıza, bilhassa
genç kadın adaylarımıza çok inanıyorum.”[25]
İnsanları sokak eylemlerine çağırmaktaki amaç, muhtemelen,
sokak hareketlerine düşkün olan “sol ve sosyalist sol seçmenin” TİP’e
ve HEDEP’e/DEM Parti’ye kaymasını engellemek ve sokakta görünür olmak suretiyle
yeni seçmen kazanmaktır. Bir başka amacı da eylemler üzerinden TİP ve DEM Parti
ile diyaloğu geliştirip gelecek seçimler için ittifaklar zinciri oluşturmaktı.
Nitekim Özel’in yaptığı çağrı hem DEM Parti hem de TİP tarafından olumlu
karşılanmış ve aralarında yeni ve özel bir ittifak oluşmuştur:
HEDEP/DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer
Bakırhan “CHP’nin çağrısını duyduk; demokrasi için, barış için bu haksız
ve hukuksuz anlayışla mücadele etmek için biz de sokakta, her yerde bu anlayışa
karşı çıkan bütün toplumsal kesimlerle, varsa siyasi partilerle dayanışma, direniş
içinde olacağımızı belirtmek istiyorum.” “Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve
Yargıtay Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda
bulunması ve mahkeme üyelerini tehdit etmesi, 2015 yılının Nisan ayından beri
fiili bir OHAL rejimine dönüşen Türkiye’nin darbe mekaniği üreten
otoriterliği içinde yeni bir darbeye teşebbüstür. Siyasi iktidar
tarafından desteklenen bu tutum, Türkiye’de yargı eliyle
siyasete müdahalenin zeminini güçlendirmiştir. İktidar ortağı Bahçeli’nin her
hafta parti grup toplantısında HDP’nin kapatılması başta olmak üzere
birçok konuda Anayasa Mahkemesi’ni hedef göstermesi bu yargı
darbesinin yolunu açan söylemlerden biri olmuştur.”
TİP lideri Erkan Baş “Türkiye’de bir kez daha bir paralel
yargı ortaya çıktı. Bir rezillikle karşı karşıyayız. Herhangi bir makamın,
‘Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyoruz.’ açıklaması yapması, üstelik
Anayasaya ve yasalara uygun aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında
suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’yi tehdit etmesi
açık bir darbe girişimidir! Tüm yurttaşlarımızı, tüm siyasi partileri bu
paralel yargı darbesi girişimi karşısında ortak tavır almaya çağırıyorum.”[26]
Özgür Özel genel başkan olduktan sonra kadife darbe sürecini
yürütebilmek için kendisine sokakta destek verecek (DEM, TİP vb.) yeni bir
ittifak arayışına girmiştir. Parti ismi olmayan “Kent İttifakı”/“Türkiye
İttifakı” altında yeni bir ittifak oluşturarak kendi doğal kitlesinin
ötesinde yeni bir kitlenin desteğini almayı başarmıştır: Özgür Özel
“Türkiye İttifakı’nda aslan sosyal demokratlar var. Yalnız değiliz milliyetçi,
muhafazakâr, Kürt demokratlar var.”[27]
CHP, Parti isimlerinin yer almadığı böyle bir ittifak
zinciri ile Cumhur İttifakına karşı büyük bir başarı kazanmıştır. Ancak
seçim boyunca darbeci kimliği öne çıkan Özgür Özel, seçimden sonra ‘melek
kimliğine’ bürünerek herkese kucak açmış, “Bu galibiyetin kaybedeni yoktur.
Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır.”[28] diyerek herkese gönlünü açtığını açık bir şekilde ilan
etmiştir. Darbeci kimliği yerine barışsever ‘yeni’ bir Özgür Özel ortaya
çıkmıştır. Bunun ne kadar süreceğini zaman gösterecektir.
Sonuç: 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin
Gerçekçi Bir Şekilde Değerlendirebilmesi İçin
Kadife darbeci ekibin, bundan sonra Türkiye’de neler
yapabileceklerini öngörmek son derece önemlidir. Bunun için son derece adil ve
gerçekçi, çok yönlü analizler yapılmasına ihtiyaç vardır. Hoşumuza gitsin ya da
gitmesin iyi niyetle, ihlasla, samimiyetle yapılan tüm
değerlendirmeler/analizler hayatidir. Bu nedenle aşağıda özetlenen ve 31 Mart
2024 seçimlerinin şekillenmesinde çok önemli rol oynayan ve 2028 seçimlerinde
de rol oynayacak konuların/olayların kadife darbelerin stratejisi göz
önüne alınarak mutlaka analiz edilmesi gerekmektedir:
1. Gayrimemnunlar ittifakı oluşturabilmek için
gayrimemnun sayısını artırmak, fay hatları inşa etmek ve fay hatlarına sürekli
enerji yüklemek
1.1- Kavmi fay hatları inşa etmek: Türk- Kürt-Arap;
Müslüman-Hristiyan-Musevi fay hattı
· “Kürt
halkını merkeze alan değişik söylem ve eylemler”
· “Şeyh
Said ismi üzerinden yapılan tartışmalar”
· “Mitinglerde
kullanılan tevhid bayrağı üzerinden Arap düşmanlığının pompalanması”,
· “Diyarbakır’da
yeşil bayrak asma olayı”,
· Amedspor
olayı,
· Özerklik
tartışmalarını yaygınlaştırmak,
· Ahmet
Türk ve Leyla Zana’nın açıklamaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çözüm sürecini
başlatmasını istemeleri, Leyla Zana’nın, DEM’in CHP ile ittifak yapmasına karşı
çıkması, bağımsız olarak seçime girilmesini istemesi,
· Selahattin
Demirtaş’ın karısının İstanbul’dan Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması ve
DEM yöneticilerinin müdahalesi ile adaylıktan çekilmesi; DEM’in CHP’yi
destekleyecek tarzda birçok ilde çok zayıf adaylar göstermesi,
· Hatay’daki
6 Şubat anmasında hem hükûmet hem de muhalefetin protesto edilmesi,
· Devlet
Bahçeli’nin MHP kongresinde Erdoğan’a “Milleti yalnız bırakıp gidemezsin,
seninle beraberiz,” çağrısının Kürt halkı üzerindeki etkisi,
· Bahçeli’nin
hoşuna gitmeyen her olay ve kurumu PKK ile irtibatlandırmasında kullandığı
sert, kırıcı ve kaba dil,
· AK
Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na MHP’li Altınok’u aday
göstermesinin Kürt seçmenler üzerindeki etkisi,
· CHP
için “Demlenme” ifadesi kullanılarak Kürt seçmenlerin rencide
edilmesi ve CHP’ye dolaylı olarak yönlendirilmesi,
· 31 Mart 2024 Van Belediye Başkanlığı seçiminde DEM adayına yasak getirmek ve DEM’in sokak eylemlerine başlaması, YSK’nın devreye girerek yapılan operasyonu durdurması, DEM adayına başkanlık mazbatasını vermesi.
1.2- Laik-antilaik-hilafet-şeriat-Kemalist-antikemalist
fay hattı
· “Diyanet’in
cuma hutbesinde Atatürk yok!” tartışmaları,
· “Değişik
yerlerde Mustafa Kemal’e hakaret edilmesi, heykellerine saldırılması”,
· “Anıtkabir’de
‘Şeriat Gelecek!’ Eylemi” yapılması,
· “‘Hilafet
tartışmaları-halifelik- hilâfet-laiklik çatışması’ tartışmaları”
· “MEB’in
STK’larla yaptığı eğitim protokolleri üzerinden başlatılan şeriat- tarikat
tartışmaları”,
· Bazı
tarikatların, cemaatlerin seçimlerde desteklenecek partilerle ilgili basın
açıklaması yapması,
· İsmailağa-Cübbeli
arasındaki kavganın medyaya yansıması,
· Ankara’da
Mısır Büyükelçiliği önünde Gazze için bir araya gelen ve tevhid bayraklarıyla
yürüyen grubun, hilafet çağrısı yapması,
· “TÜSİAD’ın
Çağdaş Eğitim İsteği” ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın, “Bu
sistemde cemaat ve tarikatlara da siyasetle ilişkilendirilen yapılara da yer
olmaması gerekir.” tarzında açıklama yapması,
· Toprak
Hattı Grubu’nun “İslam’da mürit, şeyh, gavs, tekke ve dergâh yoktur.” “Tarikat
ve cemaatlerin yüce dinimizle ilgisi ve ilgisizliği iyi ve doğru
anlaşılmadıkça, önümüz açılmayacaktır.” açıklaması,
· “Laiklik
merkezli mücadele şart-gericilik”,
· “31
Mart Mahalli Seçimleri için ‘31 Mart ve Hareket Ordusu’ benzetmesi”,
· “Cuma
hutbesinde şehitler kısmını okumayan imama hakaret eden kaymakam” “Olaya
kaymakam ve valilerin kaymakama sahip çıkma beyanları”,
· “TV
dizilerinde değişik kesimleri isyan ettiren sahneler”,
· Sarıyer’deki
Santa Maria İtalyan Kilisesi’ne pazar ayini sırasında maskeli iki kişi
tarafından yapılan silahlı saldırıda bir kişinin öldürülmesi vb.,
· Manisa
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yılmaz’ın; Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de
kalıcı hâle getirmek için beş ildeki hazine arazilerinin, Birleşmiş Milletler
(BM) Fonu ile Suriyelilere verilmesi yönünde talimat aldığını ancak bu talimatı
kendi kentinde yerine getirmediğini iddia etmesi,
· “Diyarbakır’da yeşil bayrak asma olayı”.
1.3- Demokrasi-diktatörlük fay hattı
· Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ‘diktatör’ olarak nitelendirilmesi,
· Bahçeli’nin
hayli sert ve tehdit edici açıklamalar yapması,
· PKK
yöneticilerinin Türkiye’yi suçlayan, karalayan pis açıklamaları,
· Merkezî
yönetim-yerel yönetim ilişkisi ve yerel yönetimlerin tehdit edilmesi,
§ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mahalli
seçimlerdeki hizmetleri merkezî iktidarla irtibatlandırmasının meydana
getirdiği rahatsızlık,
· Seçilen bazı yerel yönetimlere seçimden sonra kayyum atanması.
1-4- Zengin-fakir fay hattı
· Asgari
ücretin güncellenmemesi,
· Emeklilerin
maaşlarının düzeltilmemesi,
· Kiraların
alıp başını gitmesi-keyfilik sorunu, çözüm bulunmaması,
· Alım
gücünün düşmesi, fiyatlardaki artışlarla alım gücü arasındaki tezat,
· Erzincan
İliç Çöpler Altın Madeni Faciası,
· İktidar
ve muhalefetin aşırı vaat yağmuru ve inandırıcılık sorunu.
1-5- İsrail-Gazze fay hattının Türkiye’ye yansıyan
boyutu
. Türkiye’nin kudurmuş köpek
İsrail’in uluslararası hukuk sistemine tamamen aykırı bir şekilde Gazze’de
sivil halka yönelik soykırım yapmasına gerekli tepkiyi verememesinin neden
olduğu gayrimemnunlar kitlesi,
· İsrail
ile tüm ticari ilişkilerin askıya alınmaması,
· Türkiye’nin
ve İsrail’in elçiliklerinin kapatılmaması,
· Murat
Kurum’un İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi ile Gazze arasında ilişki kurması:
“İstanbul kazanılırsa Gazze kazanacak” demesi.
2. Yargının desteğini kazanma-bölme ya da
tarafsızlaştırma
· Anayasa
Mahkemesi-Yargıtay kavgası,
· Danıştay 13.
Dairesi’nin, İBB’nin Atatürk Havalimanı arazisinde planlanan Millet Bahçesi
ihalesine ilişkin temyiz başvurusunu haklı bularak ihale işlemini iptal etmesi,
· İstanbul 11.
İdare Mahkemesi’nin İBB’nin Kanal İstanbul ile ilgili açtıkları dava ile ilgili
Kanal İstanbul Yenişehir rezerv yapı alanı imar planını iptal etmesi,
· Anayasa
Mahkemesi, FETÖ lideri Fetullah Gülen’in Edirne’de vaizlik yaptığı dönemde
kaldığı ve örgüt mensuplarınca “bülbül yuvası” diye adlandırılan konuta “millî
güvenliğe tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle el konulmasını “hak ihlali” sayması,
· Eski TTB
Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, Adil Serdar Saçan’ın 1999 yılında yürüttüğü
Adnan Oktar Suç Örgütü soruşturmasında örgüt üyeleri için “işkence” raporu
düzenlediğinin ortaya çıkması,
· Hâkimler ve
Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nca (HSK) FETÖ iddialarıyla meslekten atılan hâkim
ve savcıların meslekten çıkarma kararının iptali için Danıştay’a açtığı
davalarda, Danıştay 5. Dairesi, FETÖ ile irtibat ve iltisaklı olduğu
gerekçesiyle meslekten ihraç edilen yaklaşık 387 ismin mesleğe dönmelerine ve
bunlara tazminat ödenmesine karar vermesi. HSK’nın Danıştay’ın verdiği iptal
kararlarını temyiz etmesi,
· Anayasa
Mahkemesi Genel Kurulu, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te yakılan Madımak Oteli’nde
hayatını kaybedenlerin yakınlarının bireysel başvurusunda, “zaman aşımı”
itirazlarıyla ilgili ek rapor alınmasına karar vermesi,
· Kadınların
evlendikleri erkeğin soyadını taşıma zorunluluğu ortadan
kalkması,
· Can Atalay
merkezli Yargıtay-Anayasa Mahkemesi Kavgası, Atalay’ın milletvekilliğinin
Meclis’te düşürülmesi ile ilgili Yargıtay’ın verdiği karar ve kararın Anayasa
Mahkemesi tarafından bozulması buna rağmen TBMM’de milletvekilliğinin
düşürülmesi. Buna bağlı olarak gerek Meclis’te gerek Meclis dışında meydana
gelen olaylar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, "Bu mücadelede
herkesi direnmeye, mücadeleye ve bu darbe girişimine karşı pozisyon almaya,
tepki göstermeye davet ediyoruz"; TBMM Başkanvekili Karaca’nın, “Bu yargı
değil, bir rejim krizidir” ; İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in, “Yargıtay’ın,
Anayasa’yı tanımayarak yol açtığı, hukuk skandalına; maalesef, Türkiye Büyük
Millet Meclisi de, eşlik etmiş oldu”; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ,
“Adalet yerini bulmuş”, “Demokrasiye, millî huzur ve güvenliğimize darbeye
tevessül eden Anayasa Mahkemesi’dir, “Sokağı ve kanunsuz direnişi adres
gösterenler, dahası ülkemiz aleyhine her türlü pozisyonun alınmasından
bahsedenler husumet figüranlarıdır.” şeklindeki açıklamalarının neden olduğu
gerilim,
· Can Atalay
olayı üzerine “Baroların eylem çağrıları”,
· Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası.
3. Darbe çağrısı yapılması, genelde
bürokrasiyi özelde asker ve polis güçlerini kazanma,
bölme, tarafsızlaştırma operasyonları
· “Genç
Teğmenler Olayı”-“Tuzla Piyade Okulu”, “Cübbeli Sarıklı Teğmen”,
“Atatürkçü/Kemalist Teğmenler”, “İntihar Eden Çavuşlar”, “Ordu Rahatsız”, “Genç
Subaylar Rahatsız”, “Şimdi Sırada ‘Teğmen Cuntası’”
· Tuzla
Piyade Okulu’nda bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmamasıyla başlayan
kavgadan sonra başlatılan soruşturmada, “Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu
(YDK) tarafından Atatürk’ün fotoğrafının takılmamasına tepki gösteren
teğmenlerin de aralarında bulunduğu yedi teğmen için ihraç kararı verilmesi”,
· Özgül
Özel’in “40 yaş altı gençlerin yapacağı darbeyi destekleyeceği”ni söylemesi,
seçildiği andan itibaren “sokağa ineceklerini,” “sokak eylemleri
yapacaklarını”, “gerekirse hapse gireceklerini” sık sık gündeme getirmesi,
· Zülfü
Livaneli’nin “31 Mart Mahalli Seçimleri için ‘31 Mart ve Hareket Ordusu’
benzetmesi yapması ve komutan olarak İmamoğlu’nu” ilan etmesi,
· Merkez
Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın “görevden alınması”,
· Adıyaman
deprem konutu kurasında hile yapıldığı, bazı kimselerin korunduğu iddialarının
ortaya atılıp yaygınlaştırılmaya çalışılması,
· Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası.
4. Sokak hâkimiyeti, iktidarın acziyeti anlamına
getirilmek istenen terör olaylarında sürekli bir artışın olması
· İçişleri
Bakanlığı’nın sürekli çete operasyonu yapması ile birçok çetenin çökertilmesi,
bu çetelerin daha önce niçin çökertilmediği,
· “Kuzey Irak ve
Suriye’de Türkiye’nin operasyonlarında meydana gelen şehitler olayı”
ve PKK/YPG’li teröristleri etkisiz hâle getirmesi,
· Sarıyer’deki
Santa Maria İtalyan Kilisesi’ne pazar ayini sırasında maskeli iki kişi
tarafından yapılan silahlı saldırıda bir kişinin öldürülmesi vb.,
· DHKP/C’li 2
teröristin İstanbul Adliyesi’ne saldırı girişiminde bulunması sonucu 2 terörist
ve 1 vatandaşın ölmesi, 3’ü polis 6 kişinin yaralanması,
· Kahramanmaraş’ta
Ekinözü İlçe Kaymakamı Mesut Coşkun’un, silahla kafasından vurulmuş şekilde
evinde ölü bulunması,
· Güngören’de
müzisyen Umut Emre Aytekin’in öldürülmesi,
· AK Parti
Küçükçekmece Belediye Başkanı Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmasında silahlı
saldırı olması ve 1 kişinin ağır yaralanması,
· Adana
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın Özel Kalem Müdürü Samet Güdük’ün
belediye binasında, bir belediye çalışanı tarafından öldürülmesi,
· Diyarbakır Ulu
Camii avlusu müdavimlerinde “Diyarbakırlı Ramazan Hoca” olarak bilinen Ramazan
Pişkin’in İstanbul’da uğradığı bıçaklı saldırı sonucu öldürülmesi,
· İstanbul Kartal’da 2 kişi tarafından polislere ateş edilip kaçılması.
5. Gerilimi sürekli artırmak: Kazalar
ve futbol üzerinden sürekli bir gerilim ve gayrimemnun üretme taktikleri
· “Toplumsal
gerilimin sürekli artma eğiliminde olması”,
· “Sürekli
geçmiş olaylara atıflar yapılarak gerilim yükseltilmesi”,
· Futbol
maçlarında vuku bulan olaylar: 1. Amedspor Olayı, 2. Hakemin
yumruklanması, 3. Maç bitmeden maçtan takım çekme olayı, 4. Riyad’da
oynanacak FB-GS Süper Kupa maçının iptal edilmesi ile Türkiye’de vuku bulan
tartışma ve olaylar zinciri. Arap düşmanlığının pompalanması, 5.
Antalya-Trabzonspor maçında gol atan İsrailli futbolcunun gol sevincinde
bileğindeki bandaja Aksa Tufanı’nın 100. Günü ve İsrail bayrağı sembolünü
seyirciye göstermesi ve meydana gelen gerilim. Aynı futbolcunun birkaç hafta
önce Türkiye genelindeki tüm maçlarda maç öncesi Gazze’deki şehitler için saygı
gösterisine katılmaması için maça çıkmaması, 6. Başakşehir’in İsrailli
futbolcusu Eden Karzev’in de İsrail’e destek vermesi üzerine yaşanan gerilim”,
· Riyad’ da
oynanmayan FB-GS Süper Kupa maçı için Suudi yetkililerin, önceden TFF-FB-GS
verdikleri parayı geri istemeleri.
· Trabzon’da
oynanan TS-FB maçında meydana gelen olaylar zinciri. Bu olayların üzerine FB
Başkanı Ali Koç’un sert açıklamaları; TFF Başkanını, yönetimini suçlaması,
süper ligden çekilme tehdidi yapması, 2 Nisan 2024 olağanüstü toplantı yapması,
· Ali Koç’un
FB-GS Süper Kupa maçının ertelenmesini ve yabancı hakemlerin getirilmesini,
yabancı hakem getirilmezse sahaya geçlerle çıkıp protesto edeceğini beyan
etmesi,
· Erzincan İliç
Çöpler Altın Madeni Faciası
6. AK Parti’nin iç fay hatları
· AK Parti kadrolarının
kendilerini devletle özdeşleştirmeleri, kendilerini devlet kabul etmeleri,
· Bürokrasinin
keyfi davranmasına sessiz kalınması, yönetim kurullarının çalıştırılması,
emir-komuta ekseninde işlerin götürülmesi. Bundan dolayı, özellikle, üniversitelerde
gayrimemnun sayısının gittikçe artması,
· Bazı yerlerde
zaman zaman AK Parti kadrolarını ve bazı milletvekillerini, belediye
başkanlarını kaymakam ve valilerin karşılaması,
· Devlet
dairelerine yapılacak atamalarda ehliyet-liyakat denklemini unutmaları,
sadakati önemsemeleri,
· İşe almada AK
Parti’den referans istenmesi iddiaları,
· İşe almada
yapılan mülakatlarda adil davranılmaması iddiaları,
· Yapılan
hataları görmek istememeleri, dile getirenleri hain olarak suçlamaları ve
susturmaya çalışmaları,
· Milletvekili
ve belediye başkan adaylıklarında ilgili yönetimlerin düşüncelerinin
alınmaması, alındığı hâlde uyulmaması, ikna edilmemeleri,
· İhalelerin
geniş çevreye açılmaması, dar bir çevrede halledilmesi iddiaları,
· Yaptım, oldu
anlayışının baskın hâle gelmesi iddiaları,
· Her şeyin
kararının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilmesinin istenmesi,
sorumluluktan kaçınılması,
· Bakanların
kendi sorumluluk alanındaki işleri yaparken ‘Sayın Cumhurbaşkanının tensipleri
ile emirleri ile’ ifadelerinin sürekli kullanılması,
· Milletvekillerinin
bakanlar nezdinde itibarsız olması,
· Tecrübeye
değer verilmemesi,
· Parti
içerisinde sürekli küskünler topluluğu oluştuğunun görülmemesi,
· Avrupa uyum
yasaları kapsamında ithal edilen ya da uyarlanan yasaların yaptığı
tahribatların görülmemesi, göstermek isteyenlerin suçlanması, hakarete
uğraması.
7. Dış güçlerin tutum ve tavrı
· Küresel şirketler operasyonu,
· Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası,
· AB değişik ülkelerinde PKK’nın sürekli eylem
yapması ve ciddi bir müdahale ile karşılaşmaması,
· TS-FB maçında meydana gelen olayların
uluslararası alana taşınması,
· Mahalli seçimler öncesinde Avrupa’nın
değişik ülkelerinde meydana gelen PKK eylemleri, o ülkelerdeki Türklere
saldırmaları, polislerin ciddi bir müdahale de bulunmaması, bu olaylar
üzerinden Türkiye’ye seçim öncesi verilmek istenen bir mesajın olması,
· 31 Mart seçimlerine giderken hem ABD’den hem
de İngiltere’den 40-50 bin civarında insanın Türkiye’ye gelmesi, özellikle, CIA
eski ajanı Graham Fuller’in gelmesi,
· Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin (AİHM) bir başvuru üzerine “Alevilik İslâm’dan ayrı bir
inanç” kararını vermesi.
Dış dinamiklerdeki gelişmeler
· Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Mısır gezisi,
· Türkiye’ye
F-16 satışına ilişkin ABD Kongresi’nden olumlu karar çıkması,
· Bayraktar
Şirketinin Ukrayna’da İHA, SİHA yapacak fabrika yapmasını ilişkin yapılan
açıklamalar sonrasında Rusya’dan Bayraktar fabrikasına saldırı yapılabileceğine
ilişkin açıklama gelmesi,
· KKTC’den
BMGK’ya Barış Gücü tepkisi: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onay
almadan Barış Gücü’nün görevini 1 sene daha uzatmasına, KKTC Dışişleri
Bakanlığı’nın, ‘Kıbrıs Türk tarafının iradesini ve varlığını yok sayan bu
yaklaşımı reddediyoruz.’ şeklinde sert tepki vermesi,
· CIA Direktörü
Burns’ün “Ortadoğu’yu son 40 yıldır bu kadar karmaşık ve patlamaya hazır
görmedim”, “ABD artık Çin ve Rusya karşısında ‘rakipsiz üstünlüğe’ sahip
değildir” açıklaması yapması,
· ABD Savunma
Bakan Yardımcısı Wallander’in Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptali ile ilgili
yaptığı açıklamanın ardından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Montrö’nün
tartışılmasını dahi tahayyül edemeyiz.” tarzında sert bir açıklama yapması,
· “Kuzey Irak ve
Suriye’de Türkiye’nin operasyonlarında meydana gelen şehitler olayı”
ve PKK/YPG’li teröristleri etkisiz hâle getirmesi ve bununla ilgili
yapılan karşı psikolojik savaş.
Yukarıda sıralanan olayların bazıları aynı anda, bazıları da
farklı zamanlarda ve fakat öncekilerin etkilerini besleyip kuvvetlendirecek,
güçlendirecek bir tarzda meydana gelmiştir. Bunlara adil bir şekilde çözüm
getirilip halkın gönlü kazanılamazsa Türkiye çok sıkıntılı bir döneme
girebilir.
Yapılan analizleri göz önüne aldığımızda kadife darbecilerin
ana hedefinin 2028 seçimleri olduğu asla unutulmamalıdır. Kadife
darbecilerin yaptığı hamlelerin savuşturulması, sürecin bittiği anlamına
gelmemelidir. Taraflardan biri tasfiye oluncaya ya da taraflar arasında uzlaşma
sağlanıncaya kadar mücadelenin şiddeti artarak devam edecektir. Kadife darbe
strateji buna göre çizilmiş ve uygulamaya sokulmuştur.
Kadife darbelerde en önemli unsurlardan biri, (sürecin ister
mahiyetini bilsin isterse bilmesin fark etmez) gayrimemnun kitlelerin
ittifakının sağlanmasıdır. Kadife darbeci beyin takımı, bir taraftan
var olan gayrimemnunlarla dolaylı bir şekilde, kendileri arka planda kalarak,
çatı örgüt aracılığıyla ittifak kurmaya çalışırken; diğer taraftan yeni fay
hatları oluşturup gayrimemnun sayısını artırmaya çalışmaktadır.
Bu açıdan meseleyi ele aldığımızda, kadife darbeciler,
devlet mekanizmasının kılcal damarlarına, medyaya/sosyal medyaya, iş dünyasına
yerleşmiş, gizli uyuyan kadroları/hücreleri aracılığıyla pek çok provokatif
eylem icra etmek isteyeceklerdir. Rengi, fikri, zikri, hayat felsefesi ne
olursa olsun, halkın oyları ile seçilmiş bir yönetimin, dış güçlerle iş birliği
yapılarak devrilmesine, yönetimden düşürülmesine bu ülkeyi seven herkes karşı
çıkmalı, kendi kendimizi özgürce yönetme hakkını kimseye vermemeliyiz.
Tüm bunların gerçekleşip gerçekleşmemesi, öncelikle siyasî
iktidarın takınacağı tavra, ortaya koyacağı yol haritasına bağlı olacaktır.
İstediği tüm yetkilerin fazlasını almış bir siyasi iktidarın, başkalarını
suçlamak, hakaret etmek üzerine kurulu bir politikayı devam ettirmeye çalışması
çok kötü sonuçlara sebebiyet verebilir. Sosyal patlamaların bedeli bu ülkeye
çok pahalıya mal olur.
Başta siyaset olmak üzere tüm gönüllü kuruluşlar hata
yapmaz, birbirini anlar, sırât-ı müstakim üzere olursa kurulan tüm tuzaklar
paramparça edilir, sahiplerinin başına geçirilir, yaşanabilir yeni bir
Türkiye/İslâm dünyası/dünya inşa edilebilir. Bunun için gerek şart adil
olmaktır, adaleti hâkim kılmaktır: “Ey Davud, gerçek şu ki, biz seni
yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek
ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah’ın yolundan saptırır. Şüphesiz
Allah’ın yolundan sapanlar, hesap gününü unutmalarından dolayı onlar için
şiddetli bir azap vardır.” (38/ Sâd,26)
[1] G. Sharp, Diktatörlükten Demokrasiye Kurtuluş
İçin Teorik Bir Çerçeve, ABD, The Albert Einstein Enstitüsü, 4. baskı,
May. 2010, s. 10-16.
[2] Sertuğ Çiçek, “31
Mart 2024 ve 2019 Seçimlerinin 81 İlde Karşılaştırmalı Tablolarla
Analizi”, https://t24.com.tr.
[3] Sertuğ Çiçek, agy.
[4] Kenzü’l-Ummâl, Hadislerle Müslümanlık.
[5] Burhanettin Can, “Boğaziçi Kadife Darbe Süreci-2:
Dördüncü Aşama: Sedat Peker Aşaması-1”, Umran, 2021, sayı: 333-334,
s. 14-32.
[6] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-cumhurbaskani-erdogana-yanit-452720h.htm
[7] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-9-bolum-iste-pekerin-son-videosundaki-iddialar-407737/ ; https://odatv4.com/sedat-pekerden-yeni-iddialar-06062137.html
[8] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354
[9] https://t24.com.tr/video/sedat-peker-6-videosunu-paylasti-yasanan-catismanin-kirilma-noktalarini-anlatti-tayyip-erdogan-sonrasina-kimin-planlari-varsa-bizi-mahvedecekler-dedim,38983
[10] https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerden-7-video-sizin-yeni-uyusturucu-rotanizi-anlatacagim-haber-1523070
[11] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/
https://www.birgun.net/haber/sedat-peker-den-8-video-sadat-el-nusra-ya-benim-uzerimden-silah-yolladi-346487 ; https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354
[12] S. Popovic, M. Miller, Devrim Planı,
Diktatörleri Devirmek, çev. Ebru Erbaş, Paloma Yayınları, İstanbul, 2015,
s. 83-84.
[13]https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-operasyonun-ardindan-ilk-kez-konustu-1832802; https://odatv2.com/sedat-pekerin-hedefinde-mehmet-agar-var-02052124.html https://t24.com.tr/video/sedat-peker-den-ikinci-video-mehmet-agar-in-oglunu-tecavuzden-sikayet-eden-kadin-ertesi-gun-olu-bulundu,38617
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-mehmet-agari-neden-hedef-aldi-1833062 https://www.arti49.com/sedat-pekerden
ucuncu-video-2353064h.htmhttps://www.karar.com/guncel-haberler/sedat-pekerden-ucuncu-video-milletvekilinin-kemiklerini-kirdirdim-1615804
https://www.gercekgundem.com/guncel/273250/sedat-pekerden-3-video-jandarma-genel-mudurlugune-cevap-verdi-carpici-iddialarina-devam-ettihttps://t24.com.tr/video/sedat-peker-den-dorduncu-video-koruma-polisimi-sen-vermedin-mi-suleyman-soylu-temiz-suleyman-in-istifa-olayi-var-ya-bir-gun-once-robot-hesaplardan-tweetler-hazirlandi,38805https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-berat-beye-sen-beni-dusman-etmedin-mi-1835875 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/pekerden-soyluya-sen-benim-jokerimdin-1836617
https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-peker-agara-offshore-hesaplarini-sordu-haber-1522433https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/pekerden-soyluya-sen-benim-jokerimdin-1836617
https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-peker-agara-offshore-hesaplarini-sordu-haber-1522433https://t24.com.tr/video/sedat-peker-6-videosunu-paylasti-yasanan-catismanin-kirilma-noktalarini-anlatti-tayyip-erdogan-sonrasina-kimin-planlari-varsa-bizi-mahvedecekler-dedim,38983https://www.gunboyugazetesi.com.tr/sedat-peker-suleyman-soylu-ibrahim-kalini-takip-ettiriyor-89819h.htm https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-sedat-pekerden-bomba-iddia-suleyman-soylu-ibrahim-kalini-takip-ettiriyor--452771h.htm https://odatv2.com/akpli-boynukalin-sedat-pekeri-dogruladi-20052159.html
https://www.gercekgundem.com/medya/275572/pekerin-6-videoda-dik-adam-diye-bahsettigi-yilmaz-ozdil-sedat-peker-hakkinda-ne-demistihttps://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerden-7-video-sizin-yeni-uyusturucu-rotanizi-anlatacagim-haber-1523070https://www.gazeteduvar.com.tr/pekerin-7-videosundaki-resat-baba-ayrintisi-yegenleriyle-soylunun-fotograflari-cikmisti-haber-1523078https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerin-sifreli-mesajlari-kitaplar-sema-850ye-ayarli-saat-haber-1523103 https://www.gazeteduvar.com.tr/peker-feto-sorusturmasi-ortuldu-iddiasiyla-ilgili-bir-yazi-paylasti-baska-delile-ihtiyaciniz-var-mi-haber-1523120
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/peker-ve-soylunun-agabey-dedigi-isim-bu-isin-neresinde-1838542
[14] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/ https://www.birgun.net/haber/sedat-peker-den-8-video-sadat-el-nusra-ya-benim-uzerimden-silah-yolladi-346487 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354 https://tele1.com.tr/iste-pekerin-benim-adima-cihatcilara-gonderdiler-dedigi-yardimlar-402581/1/ http://www.krttv.com.tr/gundem/halil-falyalinin-elinde-kasetler-var-h79208.html
[15] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-9-bolum-iste-pekerin-son-videosundaki-iddialar-407737/
https://odatv4.com/sedat-pekerden-yeni-iddialar-06062137.html
https://odatv4.com/peker-yeni-gorusme-yayinladi-akp-hangi-kanaldan-cok-rahatsiz-05062150.html
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-pekerden-akpye-destek-mitingi-aciklamasi-1843122
[16] G. Sharp, age., S. Popovic, M. Miller, age.,
[17] G. Sharp, age., Araştırma Kültür
Vakfı Arşivi, 2005.
[18] Emre Kongar, “2024 Sürekli Direniş Yılı”, https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/2024-surekli-direnis-yili-2158217 Dr.
Çiğdem Çıdam: AKP, Gezi’yi Halâ Büyük Bir Tehdit Olarak Görüyor; 16 Ocak
2024, https://bianet.org/haber/dr-cidem-cidam-akp-geziyi-hala-buyuk-bir-tehdit-olarak-goruyor-290587
[19] Şefika Nur Çiftçi “Zülfü Livaneli’nin İmamoğlu’na Atıf
Yapan ‘Hareket Ordusu Kazanacak’ Sözleri Aslında Ne Anlama Geliyor?”, https://www.superhaber.com/zulfu-livanelinin-imamogluna-atif-yapan-hareket-ordusu-kazanacak-sozleri-aslinda-ne-anlama-geliyor-haber-478810
[20] Dr. Çiğdem Çıdam, agy.
[21] “Sapkın İttifak! CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM
Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’dan LGBT’lilere Destek Sözü!”, 29 Şubat
2024, https://www.takvim.com.tr/guncel/2024/02/29/sapkin-ittifak-chp-genel-baskani-ozgur-ozel-ve-dem-parti-es-baskani-tuncer-bakirhandan-lgbtlilere-destek-sozu/9
[22] Özlem Konur Usta “Özgür Özel Söz Vermişti!
GoFor Adlı Dernek ABD Elçiliğinden Fonlanıyor”, 1 Mart 2024, https://www.aydinlik.com.tr/haber/ozel-soz-vermisti-o-dernek-abd-elciliginden-fonlaniyor-457010
[23] “49 Yaşındaki Özel’den İddialı Çıkış: Gençler "40
Yaş Üstündeki Siyasetçiler Gitsin" Diye Darbe Yapsa Ben Buna Varım”, t24, 19
Mart 2024. “Türkiye 31 Mart’a Kilitlendi... Darbe Polemiği...
AKP’den Özel’e Yanıt.”, Oda TV, 19 Mart 2024. Kurtuluş
Tayiz, “Aradığınız cuntaya ulaşılamıyor Özgür Bey!”, Akşam, 20
Mart 2024; Fuat Uğur, “FETÖ’cü ve PKK’lı Gençler!
Özgür Amcanız Darbe İçin Hazır, Sizi Bekliyor”, TV 100, 21
Mart 2024.
[24] Kurtuluş Tayiz, agy., Fuat Uğur, agy. Mehmet
Yıldırım, “Kıbrıs Fatihi Erdoğan’dan, genç darbecilere teslim olmayı arzulayan
Özel’e!” https://www.dikgazete.com/yazi/kibris-fatihi-erdogan-dan-genc-darbecilere-teslim-olmayi-arzulayan-ozel-e-6666.html. Tarkan
Zengin, “Gençler ve CHP”, Akşam, 22 Mart 2024. https://www.sondakika.com/guncel/haber-ozgur-ozel-den-cumhurbaskani-erdogan-a-kiskirtma-16901135/
[25] “49 Yaşındaki Özel’den iddialı Çıkış: Gençler ‘40 Yaş
Üstündeki Siyasetçiler Gitsin’ Diye Darbe Yapsa Ben Buna Varım”, t24, 19
Mart 2024.
[26] Seda Taşkın, “HEDEP’ten Özgür Özel’in ‘Sokak’
çağrısına Yanıt: Dayanışma İçinde Olacağız”, artıgerçek, 9
Kasım 2023, “Yargıtay’ın AYM ve Can Atalay Kararına Erkan Baş’tan Tepki:
Paralel Yargı Ortaya Çıktı”, artıgerçek, 8 Kasım 2023
[27] Mehmet Yıldırım, “Ankara’da Yarış Yeni Başlıyor!” https://www.dikgazete.com/yazi/ankara-da-yaris-yeni-basliyor-6601.html
[28] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3411372-ilk-gelen-sonuclarin-ardindan-ozgur-ozelden-ilk-aciklamalar