(Milli Gazete)
"Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani, tauna da züldür bu rezil istila!
….
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz
Medeniyet denilen kahpe, hakikat yüzsüz.”
Mehmet Akif Ersoy
Giriş
AKP yöneticileri, kendileri tarafından Taksim Kadife
Darbesine destek verdikleri için “Faiz Lobisi”, “üst akıl” diyerek suçladıkları
ABD, AB, İngiltere, Fransa, Almanya ve NATO yöneticileri değilmiş ve bu süreçte
aramızda hiçbir şey olmamış gibi bir havaya bürünmüşlerdir, Neden?
Rus uçağı düşürülmeden önce ABD’ye NATO üsleri açılıyor ve 2
yıldır sürüncemede bırakılan Çin Füze ihalesi anı bir kararla iptal edilip
Türkiye’nin milli bir füze yapacağı topluma servis ediliyor, ardından
İtalya-Fransa’dan Füze alımı için girişimlerde bulunuluyor, Neden?
G-20 toplantısında, 2009 yılından 2015 yılına kadar her
aşamada Türkiye’ye ihanet etmiş olmasına rağmen “ABD ile Model ortak olduğumuz”
ilan ediliyor, Neden?
Ardından “can ciğer kuzu sarması” olduğumuz Rusya’nın uçağı,
angajman kuralları ihlali gerekçesiyle düşürülüyor. Türkiye, Rusya’nın işgaline
maruz kalacak havası oluşturularak ABD’ye, NATO’ya Türkiye’deki bütün NATO
üsleri ve diğer hava alanları açılıyor, Neden?
Birden bire ABD, AB, NATO en büyük dost, müttefik, stratejik
ortak ve model ortak olmuş ve Bizim de “Avrupa halkı” ve “Avrupa Ailesinden”
olduğumuz söylenmeye başlanmış, Neden? 7 Haziran 2015 seçim sonuçları, AKP
yönetici kadrolarının kullandığı dil ve söylemlerde çok ciddi değişiklikler
meydana getirmiştir.
Burada, bu değişimin AKP’nin 2002’deki “fabrika ayarlarına
dönmesi” ile ilgili olup olmadığı ele alınıp değerlendirilecektir.
“Fabrika Ayarlarına Dönmek” Demek ABD ile Model Ortak
Olmak Demek midir?
Antalya’da yapılan (15.11.2015) G-20
toplantısında, ABD başkanı Obama ile birlikte yapılan görüşme sonrasında
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Koalisyon güçleri noktasında bundan sonraki süreçte
atacağımız adımları değerlendirme fırsatı bulduk. Model ortaklar olarak,
stratejik ortak olarak bundan sonraki süreçte de dayanışmamızı dünya barışına
bir katkıda bulunmak için kararlılıkla devam ettireceğiz” (1) demiştir. (Model
Ortaklık için 2 ve 3 nolu kaynaklara bakınız)
ABD’nin 2009 yılında Türkiye’ye dikte ettiği Model Ortaklık
belgesinde zikredilen ana unsurlarla ilgili 2009 yılından bugüne Türkiye ile
ABD ortak her hangi bir yolu kat etmiş değillerdir. “Güçlü azınlık haklarının
tanınması ve imkânlardan toplumun bütününün yararlanması,” “Heybeli ada Ruhban
Okulunun açılması”, “Kürt Sorununun Çözülmesi”, “PKK ve daha başka teröre karşı
birlikte mücadele”, “Hukuk devletine sürekli bağlılığın sağlanması” konularında
çözümsüzlüğü öngörmüş, Model ortak olarak çözüm sürecini PKK’nin “Kıra Dayalı
Şehir Gerillasına” geçmesini sağlamış, Oslo görüşmelerini yayınlayarak MİT
müsteşarı ile Başbakanı suçlu konuma sokup tutuklatmak istemiştir. PKK’yi
silahlandırmış, Kandil’e yapılacak tüm operasyonları (İncirlik Üssü ABD’ye
verildikten sonraki süreç hariç) engellemiştir.
“Irak’ın, Afganistan ve Pakistan’ın uzun zaman diliminde
istikrara kavuşturulması ve geliştirilmesi”, “Rusya, Ermenistan ve
Yunanistan’la ilişkiler”, “Hazar enerji kaynakları için Güney koridor
yollarının geliştirilmesi”, “İsrail-Filistin barışının tesis edilmesi”,
“Kafkasya ve Kıbrıs’ta dondurulmuş olan ihtilaflar”, “Rusya’nın Karadeniz ve
Kafkaslarla ilgili iddiaları”, konularında Türkiye’nin menfaatine olan hiçbir
çalışmada bulunmamıştır.
Tam tersine Türkiye’nin aleyhine olacak tarzda
Libya-Mısır-Suriye-Irak-Yemen-Somali düzleminde istikrarsızlığı artıracak
çalışmalar yaparak Türkiye’yi Genişletilmiş Ortadoğu coğrafyasından tecrit
etmek ve yalnızlaştırmak istemiştir. İsrail’in yaptığı katliamlarda, İsrail’in
yanında yer almış, Türkiye’nin tezlerine karşı çıkmıştır. Kıbrıs ve Ermenistan
meselelerinde Türkiye’ye destek vermemiş tam tersine aleyhine çalışmıştır.
Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 22 ülkenin sınırlarının
değiştirileceğine, bu ülkelerdeki enerji ve maden kaynaklarına el konacağına ve
İsrail’in güvenliğinin ne pahasına olursa olsun korunacağına ilişkin gizli
maddeler, Türkiye’den gizlenerek Türkiye aldatılmıştır. Büyük İsrail Projesi
kapsamında Irak, Suriye, Mısır, Libya ve Ürdün’ün bölünmesi öngörülmüş,
Türkiye’nin Model ortağı ABD, bu kapsamda Irak, Suriye, Libya, Yemen, Sudan’ın
fiilen bölünmesine yardımcı olmuş; Mısır’da ise Türkiye’ye rağmen Sisi
Darbesinin yanında yer almıştır. Irak ve Suriye’de Türkiye’nin bütün tezlerine karşı
çıkarak Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır.
Türkiye’nin bir terör örgütü kabul ettiği PKK, PYD, YPG’ye
destek vermiş ve Suriye’de PYD’yi stratejik ortak olarak ilan edip silah
yardımında bulunmuştur. Ayrıca Suriye’de Türkiye’nin tezlerinden ziyade Rusya’nın
tezlerini desteklemiştir. PKK, PYD, İŞİD ve Esed yönetimiyle işbirliği
içerisindedir. Şimdilik Esed’in gitmesini istememektedir. Suriye’den Türkiye’ye
gelen göç dalgası ile ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmemekte ve de Türkiye’ye
yardım etmemektedir. İslam coğrafyasında “Kaostan Kaynaklanan Düzen” ve
“İslam’ın İslam’la Savaştırılması” projelerini fiilen uygulama sahasına sokarak
Türkiye’yi yalnızlaştırmıştır.
Model Ortak olarak ABD, Taksim Kadife Darbe sürecini fiilen
başlatmış ve yönetmiştir. Seçimle iş başına gelen bir başbakanı diktatör olarak
ilan etmiştir. Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile hem Türkiye’ye hem de
siyasi iktidara tuzak kurmuştur. Gülen Hareketi içerisine sızarak hareketi
yanlış yönlendirmiş, saptırmış, Gülen hareketinin şahsında tüm cemaatleri ve
birçok temel kavramı töhmet altına bırakmıştır. Bu şekilde yaklaşık iki
yıllık bir dönemde Türkiye’yi kendi içine kapatmıştır. Türkiye’ye karşı
sosyolojik savaş yürütmektedir.
Türkiye’nin füze ihalesini yaklaşık iki yıldan beri engellemiş
sonunda da Çin ile yapılan ihalenin iptalini sağlamıştır. Füze kalkanı
meselesinde Türkiye’ye ihanet etmiş; Patriotların alıp götürülmesine ses
çıkarmamıştır. ABD, Türkiye’ye çektiği operasyonlar sonucu, gelip Türkiye’deki
NATO üstlerine yeniden yerleşmiştir. ABD’nin Türkiye’deki NATO üstlerine yoğun
bir şekilde yerleşmesi, Rusya ve Çin’in Suriye’ye gelip yerleşmesine imkân
vermiştir. Şer ittifakı (ABD, Fransa-İsrail-İngiltere) ve Rusya, birlikte
Müslüman bir halkı fiilen katletmektedir.
Angajman kurallarını ihlal eden Rus Savaş uçağının
düşürülmesi karşısında ABD’nin verdiği tepkiler, suya sabuna dokunmama
anlamındadır.
Bütün bunlara rağmen 7 Haziran -1 Kasım 2015 sürecinde ne
oldu da ABD tekrar “Model ortak” oldu. ABD’yi Model Ortak kabul etmek demek, 2002
“fabrika ayarlarına dönmek” demek midir?
“Fabrika Ayarlarına Dönmek” Demek “Avrupa Halkı”, Avrupa
Ailesi”, Olmak Demek midir?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kasım 2015 AB-Türkiye Zirvesi’nin
açılışında yaptığı konuşmada, “Avrupa halkı” ve “Avrupa ailesi” olduğumuzu
ifade etmiştir:
“ Ankara’dan çok açık ve net bir mesaj vermek istiyorum, biz
bir Avrupa halkıyız. kıtanın kaderi hepimizin kaderidir, hepimizin ortak
konusudur. Türkiye bu konuda elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır… Bizler
Avrupa ailesinin bir üyesi olmak istiyoruz. Bir aile mensubu olarak da sizleri
temin ederim ki Türkiye aileye daima olumlu bir katkıda bulunacaktır… “ Bu bize
şunu gösteriyor, sizler, hepiniz, bir aile olarak Türkiye’yi de ailenin bir
mensubu olarak görüyorsunuz ve Türkiye’nin geleceğine dikkatle bakıyorsunuz… Bu
aslında yeni bir başlangıç değil uzun süredir devam eden bir sürecin tekrar
canlandırılması. Avrupa hepimizin ortak evidir.” (4)
Tarih boyu, İslam’a ve Müslümanlara savaş açmış, Batı Kültür
ve medeniyeti halkları ile aynı halk olmak, aynı aileden olmak ve onların
başarısı için çalışmak ve bu noktada onlara güvence vermek nasıl mümkün
olmaktadır? Uzağa gitmeyelim 1. Cihan savaşından buyana İslam coğrafyasında
dökülen her kanda parmağı olan AB ülkeleri değil midir? Cezayir’de, Fas’ta,
Tunus’ta, Libya’da, Mali’de, Çad’da, Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de,
Afganistan’da kan dökenler, İslam coğrafyasının tüm zenginliklerini gasp
edenlerle aynı halktan, aynı aileden olmak mümkün müdür? Bunu kendilerinin
bilmemesi mümkün mü? Öyleyse Neden?
Sonuç: 7 Haziran -1 Kasım 2015 Sürecinde Ne Oldu?!!!
Dönemin Başbakanı Erdoğan, 25 Ocak 2013 tarihinde Kanal
24’teki bir programda, AB ile ilgili şikâyetlerini dile getirerek Putin’e,
‘Alın bizi Şangay Beşlisine, AB’yi unutalım’ şeklinde bir teklifte bulunduğunu
beyan etmişti. Şimdi ne oldu da, ŞİO’dan NATO’ya ve AB’ye çok keskin bir dönüş
yapıldı?
7 Haziran -1 Kasım 2015 sürecinde ne oldu da ABD “Model
ortak” ve AB ailemiz oldu?
2002 “fabrika ayarlarına dönmek” demek yeniden ABD, NATO ve
AB çizgisine girmek demek midir?
Biz ne ŞİO, ne NATO, ne ABD ve ne de AB’yi benimsemeyecek;
onlara karşı mücadelemize daha şiddetli bir şekilde devam edeceğiz.
Ve biz, “Avrupa ailesinden” olmadık ve de olmayacağız.
Çünkü Allah, Allah’a ve Resulu Babası Nuh’a isyan eden Nuh’un oğlunu aileden
kabul etmemiştir:
“Nuh, Rabbine seslendi. Dedi ki: «Rabbim, şüphesiz
benim oğlum ailemdendir ve senin va’din de doğrusu haktır. Sen hâkimlerin
hâkimisin.»
Dedi ki: «Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir.
Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi
benden isteme. Gerçekten ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.»”
(11 Hud 45-46).
Kaynaklar
1- ‘Uluslar arası Terörizm Çok Keskin Karşılık Bulacaktır’,
Anadolu Ajansı 15.11.2015
http://www.aa.com.tr/tr/turkiye/uluslararasi-terorizm-cok-keskin-karsilik-bulacaktir/473794.
2-Can, B., ABD’nin yığınla ihanetine rağmen hâlâ TÜRKİYE ile
ABD “Model Ortak mı”?, Milli Gazete; 20.11.2015, 27.11.2015, 4.12.2015,
3-Can, B., ABD’nin yığınla ihanetine rağmen hâlâ TÜRKİYE ile
ABD “Model Ortak mı”? Umran, Aralık 2015.
4-https://www.akparti.org.tr/mobil/haberler/biz-bir-avrupa-halkiyiz/80817;
http://www.ntv.com.tr/dunya/basbakan-davutoglubiz-bir-avrupa-halkiyiz,
m2up7pyUq0ySRTkc9GTFXQ, NTV 29.11.2015.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder