10 Aralık 2015 Perşembe

Fabrika ayarlarına dönmek demek Avrupa halkı olmak ve Model Ortak olmak demek midir?

(Milli Gazete)

"Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…

Hani, tauna da züldür bu rezil istila!

….

Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz

Medeniyet denilen kahpe, hakikat yüzsüz.”

Mehmet Akif Ersoy

Giriş

AKP yöneticileri, kendileri tarafından Taksim Kadife Darbesine destek verdikleri için “Faiz Lobisi”, “üst akıl” diyerek suçladıkları ABD, AB, İngiltere, Fransa, Almanya ve NATO yöneticileri değilmiş ve bu süreçte aramızda hiçbir şey olmamış gibi bir havaya bürünmüşlerdir, Neden?

Rus uçağı düşürülmeden önce ABD’ye NATO üsleri açılıyor ve 2 yıldır sürüncemede bırakılan Çin Füze ihalesi anı bir kararla iptal edilip Türkiye’nin milli bir füze yapacağı topluma servis ediliyor, ardından İtalya-Fransa’dan Füze alımı için girişimlerde bulunuluyor, Neden?

G-20 toplantısında, 2009 yılından 2015 yılına kadar her aşamada Türkiye’ye ihanet etmiş olmasına rağmen “ABD ile Model ortak olduğumuz” ilan ediliyor, Neden?

Ardından “can ciğer kuzu sarması” olduğumuz Rusya’nın uçağı, angajman kuralları ihlali gerekçesiyle düşürülüyor. Türkiye, Rusya’nın işgaline maruz kalacak havası oluşturularak ABD’ye, NATO’ya Türkiye’deki bütün NATO üsleri ve diğer hava alanları açılıyor, Neden?

Birden bire ABD, AB, NATO en büyük dost, müttefik, stratejik ortak ve model ortak olmuş ve Bizim de “Avrupa halkı” ve “Avrupa Ailesinden” olduğumuz söylenmeye başlanmış, Neden? 7 Haziran 2015 seçim sonuçları, AKP yönetici kadrolarının kullandığı dil ve söylemlerde çok ciddi değişiklikler meydana getirmiştir.

Burada, bu değişimin AKP’nin 2002’deki “fabrika ayarlarına dönmesi” ile ilgili olup olmadığı ele alınıp değerlendirilecektir.

“Fabrika Ayarlarına Dönmek” Demek ABD ile Model Ortak Olmak Demek midir?

Antalya’da yapılan (15.11.2015)  G-20 toplantısında, ABD başkanı Obama ile birlikte yapılan görüşme sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Koalisyon güçleri noktasında bundan sonraki süreçte atacağımız adımları değerlendirme fırsatı bulduk. Model ortaklar olarak, stratejik ortak olarak bundan sonraki süreçte de dayanışmamızı dünya barışına bir katkıda bulunmak için kararlılıkla devam ettireceğiz” (1) demiştir. (Model Ortaklık için 2 ve 3 nolu kaynaklara bakınız)

ABD’nin 2009 yılında Türkiye’ye dikte ettiği Model Ortaklık belgesinde zikredilen ana unsurlarla ilgili 2009 yılından bugüne Türkiye ile ABD ortak her hangi bir yolu kat etmiş değillerdir. “Güçlü azınlık haklarının tanınması ve imkânlardan toplumun bütününün yararlanması,” “Heybeli ada Ruhban Okulunun açılması”, “Kürt Sorununun Çözülmesi”, “PKK ve daha başka teröre karşı birlikte mücadele”, “Hukuk devletine sürekli bağlılığın sağlanması” konularında çözümsüzlüğü öngörmüş, Model ortak olarak çözüm sürecini PKK’nin “Kıra Dayalı Şehir Gerillasına” geçmesini sağlamış, Oslo görüşmelerini yayınlayarak MİT müsteşarı ile Başbakanı suçlu konuma sokup tutuklatmak istemiştir. PKK’yi silahlandırmış, Kandil’e yapılacak tüm operasyonları (İncirlik Üssü ABD’ye verildikten sonraki süreç hariç) engellemiştir.

“Irak’ın, Afganistan ve Pakistan’ın uzun zaman diliminde istikrara kavuşturulması ve geliştirilmesi”, “Rusya, Ermenistan ve Yunanistan’la ilişkiler”, “Hazar enerji kaynakları için Güney koridor yollarının geliştirilmesi”, “İsrail-Filistin barışının tesis edilmesi”, “Kafkasya ve Kıbrıs’ta dondurulmuş olan ihtilaflar”, “Rusya’nın Karadeniz ve Kafkaslarla ilgili iddiaları”, konularında Türkiye’nin menfaatine olan hiçbir çalışmada bulunmamıştır.

Tam tersine Türkiye’nin aleyhine olacak tarzda Libya-Mısır-Suriye-Irak-Yemen-Somali düzleminde istikrarsızlığı artıracak çalışmalar yaparak Türkiye’yi Genişletilmiş Ortadoğu coğrafyasından tecrit etmek ve yalnızlaştırmak istemiştir. İsrail’in yaptığı katliamlarda, İsrail’in yanında yer almış, Türkiye’nin tezlerine karşı çıkmıştır. Kıbrıs ve Ermenistan meselelerinde Türkiye’ye destek vermemiş tam tersine aleyhine çalışmıştır.

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğine, bu ülkelerdeki enerji ve maden kaynaklarına el konacağına ve İsrail’in güvenliğinin ne pahasına olursa olsun korunacağına ilişkin gizli maddeler, Türkiye’den gizlenerek Türkiye aldatılmıştır. Büyük İsrail Projesi kapsamında Irak, Suriye, Mısır, Libya ve Ürdün’ün bölünmesi öngörülmüş, Türkiye’nin Model ortağı ABD, bu kapsamda Irak, Suriye, Libya, Yemen, Sudan’ın fiilen bölünmesine yardımcı olmuş; Mısır’da ise Türkiye’ye rağmen Sisi Darbesinin yanında yer almıştır. Irak ve Suriye’de Türkiye’nin bütün tezlerine karşı çıkarak Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır.

Türkiye’nin bir terör örgütü kabul ettiği PKK, PYD, YPG’ye destek vermiş ve Suriye’de PYD’yi stratejik ortak olarak ilan edip silah yardımında bulunmuştur. Ayrıca Suriye’de Türkiye’nin tezlerinden ziyade Rusya’nın tezlerini desteklemiştir. PKK, PYD, İŞİD ve Esed yönetimiyle işbirliği içerisindedir. Şimdilik Esed’in gitmesini istememektedir. Suriye’den Türkiye’ye gelen göç dalgası ile ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmemekte ve de Türkiye’ye yardım etmemektedir. İslam coğrafyasında “Kaostan Kaynaklanan Düzen” ve “İslam’ın İslam’la Savaştırılması” projelerini fiilen uygulama sahasına sokarak Türkiye’yi yalnızlaştırmıştır.

Model Ortak olarak ABD, Taksim Kadife Darbe sürecini fiilen başlatmış ve yönetmiştir. Seçimle iş başına gelen bir başbakanı diktatör olarak ilan etmiştir. Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile hem Türkiye’ye hem de siyasi iktidara tuzak kurmuştur. Gülen Hareketi içerisine sızarak hareketi yanlış yönlendirmiş, saptırmış, Gülen hareketinin şahsında tüm cemaatleri ve birçok temel kavramı töhmet altına bırakmıştır. Bu şekilde yaklaşık iki yıllık bir dönemde Türkiye’yi kendi içine kapatmıştır. Türkiye’ye karşı sosyolojik savaş yürütmektedir.

Türkiye’nin füze ihalesini yaklaşık iki yıldan beri engellemiş sonunda da Çin ile yapılan ihalenin iptalini sağlamıştır. Füze kalkanı meselesinde Türkiye’ye ihanet etmiş; Patriotların alıp götürülmesine ses çıkarmamıştır. ABD, Türkiye’ye çektiği operasyonlar sonucu, gelip Türkiye’deki NATO üstlerine yeniden yerleşmiştir. ABD’nin Türkiye’deki NATO üstlerine yoğun bir şekilde yerleşmesi, Rusya ve Çin’in Suriye’ye gelip yerleşmesine imkân vermiştir. Şer ittifakı (ABD, Fransa-İsrail-İngiltere) ve Rusya, birlikte Müslüman bir halkı fiilen katletmektedir.

Angajman kurallarını ihlal eden Rus Savaş uçağının düşürülmesi karşısında ABD’nin verdiği tepkiler, suya sabuna dokunmama anlamındadır.

Bütün bunlara rağmen 7 Haziran -1 Kasım 2015 sürecinde ne oldu da ABD tekrar “Model ortak” oldu. ABD’yi Model Ortak kabul etmek demek, 2002 “fabrika ayarlarına dönmek” demek midir?

“Fabrika Ayarlarına Dönmek” Demek “Avrupa Halkı”, Avrupa Ailesi”, Olmak Demek midir?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kasım 2015 AB-Türkiye Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Avrupa halkı” ve “Avrupa ailesi” olduğumuzu ifade etmiştir:

“ Ankara’dan çok açık ve net bir mesaj vermek istiyorum, biz bir Avrupa halkıyız. kıtanın kaderi hepimizin kaderidir, hepimizin ortak konusudur. Türkiye bu konuda elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır… Bizler Avrupa ailesinin bir üyesi olmak istiyoruz. Bir aile mensubu olarak da sizleri temin ederim ki Türkiye aileye daima olumlu bir katkıda bulunacaktır… “ Bu bize şunu gösteriyor, sizler, hepiniz, bir aile olarak Türkiye’yi de ailenin bir mensubu olarak görüyorsunuz ve Türkiye’nin geleceğine dikkatle bakıyorsunuz… Bu aslında yeni bir başlangıç değil uzun süredir devam eden bir sürecin tekrar canlandırılması. Avrupa hepimizin ortak evidir.” (4)

Tarih boyu, İslam’a ve Müslümanlara savaş açmış, Batı Kültür ve medeniyeti halkları ile aynı halk olmak, aynı aileden olmak ve onların başarısı için çalışmak ve bu noktada onlara güvence vermek nasıl mümkün olmaktadır? Uzağa gitmeyelim 1. Cihan savaşından buyana İslam coğrafyasında dökülen her kanda parmağı olan AB ülkeleri değil midir? Cezayir’de, Fas’ta, Tunus’ta, Libya’da, Mali’de, Çad’da, Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da kan dökenler, İslam coğrafyasının tüm zenginliklerini gasp edenlerle aynı halktan, aynı aileden olmak mümkün müdür? Bunu kendilerinin bilmemesi mümkün mü? Öyleyse Neden?

Sonuç: 7 Haziran -1 Kasım 2015 Sürecinde Ne Oldu?!!!

Dönemin Başbakanı Erdoğan, 25 Ocak 2013 tarihinde Kanal 24’teki bir programda, AB ile ilgili şikâyetlerini dile getirerek Putin’e, ‘Alın bizi Şangay Beşlisine, AB’yi unutalım’ şeklinde bir teklifte bulunduğunu beyan etmişti. Şimdi ne oldu da, ŞİO’dan NATO’ya ve AB’ye çok keskin bir dönüş yapıldı?

7 Haziran -1 Kasım 2015 sürecinde ne oldu da ABD “Model ortak” ve AB ailemiz oldu?

2002 “fabrika ayarlarına dönmek” demek yeniden ABD, NATO ve AB çizgisine girmek demek midir?

Biz ne ŞİO, ne NATO, ne ABD ve ne de AB’yi benimsemeyecek; onlara karşı mücadelemize daha şiddetli bir şekilde devam edeceğiz.

 Ve biz, “Avrupa ailesinden” olmadık ve de olmayacağız. Çünkü Allah, Allah’a ve Resulu Babası Nuh’a isyan eden Nuh’un oğlunu aileden kabul etmemiştir:

 “Nuh, Rabbine seslendi. Dedi ki: «Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve senin va’din de doğrusu haktır. Sen hâkimlerin hâkimisin.»

Dedi ki: «Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Gerçekten ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.»” (11 Hud 45-46).

Kaynaklar

1- ‘Uluslar arası Terörizm Çok Keskin Karşılık Bulacaktır’, Anadolu Ajansı 15.11.2015

http://www.aa.com.tr/tr/turkiye/uluslararasi-terorizm-cok-keskin-karsilik-bulacaktir/473794.

2-Can, B., ABD’nin yığınla ihanetine rağmen hâlâ TÜRKİYE ile ABD “Model Ortak mı”?, Milli Gazete; 20.11.2015, 27.11.2015, 4.12.2015,

3-Can, B., ABD’nin yığınla ihanetine rağmen hâlâ TÜRKİYE ile ABD “Model Ortak mı”? Umran, Aralık 2015.

4-https://www.akparti.org.tr/mobil/haberler/biz-bir-avrupa-halkiyiz/80817;

http://www.ntv.com.tr/dunya/basbakan-davutoglubiz-bir-avrupa-halkiyiz, m2up7pyUq0ySRTkc9GTFXQ, NTV 29.11.2015.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI HİBRİT SAVAŞLAR DÜZLEMİNDE BÖLGESEL EKSENDE BAŞLATILMIŞTIR

(Umran Dergisi)   “Eğer Hakk, onların hevalarına (istek ve tutku) uyacak olsaydı, hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herke...