(Milli Gazete)
Giriş
Taksim Kadife Darbesi sürecinde vuku bulan beklenmedik birçok olay, başta siyasetçiler olmak üzere birçok duygu ve düşüncenin değişmesine sebebiyet vermiştir. Genel olarak Kadife darbelerin beyin takımı birinci halkayı oluşturan (iç halka), Küresel Siyonist-Mason bir gruptur (Soros ekibi). İkinci halka, her ülkenin içerisinde var olan Siyonist-Sabatayist-Mason birinci halkadakilerle özel bağları bulunan işbirlikçi gruptan oluşmaktadır. Kadife darbelerin asıl planlayıcıları, stratejistleri ve karar vericileri bu iki gruptur. Üçüncü halka, her ülkenin gayrı memnunlarına önderlik edebilecek ya da edebileceği düşünülen yapılardır. Genelde de bu yapılar, operasyonel taşeronluk görevi yapmaktadırlar. Taksim Kadife Darbesi nin birinci aşamasında (Gezi Parkı) açık, net bir örgüt olmamakla birlikte İstanbul baronları-alevi-sol bir ittifaktan oluşmuş bir yapıdan bahsedilebilir. Ancak Kadife darbenin 2. ve 3. aşamalarında Gülen Hareketi operasyonel güç olarak üçüncü halkaya oturtulmuştur.
Gülen Hareketi nin böyle bir konuma oturtulması ile başlayan süreç, iki Müslüman camianın (AKP-Gülen Hareketi) kıran kırana savaşına dönüşmüştür. Bu süreçte Fethullah Hocanın ABD de esir olarak gözetim ve denetim altında olduğu göz önüne alınmalıdır. Ona verilen bilgilerin gözetleyici ve denetleyici güç tarafından özel olarak şekillendirilebileceği göz önüne alındığında ve son yıllarda Gülen Hareketi mensubu olduğunu ifade edenlerin, bürokrasinin her kademesinde hareketin dışındaki insanlara karşı kıyım yaptıkları ve bu kıyımı da hiçbir İslami ve ahlâkî ölçü olmadan yaptıkları göz önüne alındığında, Gülen Hareketi içerisine çok iyi sızmış ve yerleşmiş küresel operasyonel bir yapıdan bahsetmemiz mümkündür. Taksim Kadife Darbesi nin birinci ve ikinci halkasını oluşturan ve üçüncü halkada da Gülen Hareketi adına operasyon yapan yapının, kökeni itibarıyla Sabatayist-Mason-İşbirlikçi bir yapı olma ihtimali çok yüksektir.
Başbakan ın bir konuşmasında, Bu belgeleri bu adamlara verenleri açıklarsak yer yerinden oynar demesini bu açıdan değerlendirebiliriz. Başbakan Erdoğan ın Taksim Kadife Darbesi sürecinin arkasında başlangıçta faiz lobisi var demesi, arkasından İsrail i suçlaması ve bu suçlamaya karşı ABD den tepki gelmesi, yukarıdaki tespitin doğru olduğunu göstermektedir. Kadife darbe sürecinde Mason-Siyonist eksenin bu denli işin içinde olması, AKP yöneticilerine Erbakan ın Siyonizm ile ilgili düşüncelerini hatırlamalarına sebebiyet vermiştir. Ayrıca rahmetli Erbakan Hoca, yol boyu, ABD, AB nin Müslümanların gerçek dostu olamayacağını söylemiş ve bu şer eksenine karşı İslam Birliği ni kurma çalışmalarını hızlandırmış ve çekirdek nüve olarak D-8 leri kurmuştur. Taksim Gezi Parkı hadiselerinde ABD ve AB ülkelerinin sözleşmişçesine Başbakan Erdoğan a ve siyasi iktidara tavır almaları, AKP nin yönetici kadrolarının bir kez daha rahmetli Erbakan ı hatırlamalarına ve ona hak vermelerine sebebiyet vermiştir.
Bugünlerde Erbakan haklıydı ifadelerinin kullanılmasına sebep olan en önemli konu, şüphesiz ki Erbakan ın Siyonizm konusundaki kesin, kararlı, tavizsiz tavrı ve tutumudur. Burada Erbakan a göre Siyonizm nedir ve niçin bu kadar önemlidir konusu ele alınıp incelenecektir. Erbakan Hoca, Siyonizm i çok değişik vesilelerle sürekli gündeme getirmiş olduğundan tüm görüşlerine burada yer vermek mümkün değildir. Özetleme yapmakla yetinmek durumundayız.
Erbakan ve Siyonizm in Amentüsü
Erbakan Hoca ya göre, Siyonizm in ana stratejisi, Theodor Herlz tarafından1897 de Viyana da Basel de düzenlenen konferansta çizilmiştir. Basel Konferansı nda başlangıç olarak İsrail Devleti nin kurulması, sonra da büyük İsrail diye adlandırılan coğrafyanın İsrail e katılması için çalışmalar yapılması planlanmıştır (1 3). Rahmetli Erbakan, 2011 yılında verdiği konferanslarda Siyonizm in amentüsünün dört maddeden meydana geldiğini belirtmiştir: Erbakan; Hak kitap ortadan kalkmış, Kabala yı getirip, Hak kitap diye ortaya koymuşlar. İster Kabala yı incele, ister Tevrat ı incele. Bunları incelediğin zaman varacağın sonuç şudur: Bunların amentüleri dört maddedir:
1-Biz, Ben-i İsrail ırkı, üstün bir ırkız. Biz insan olarak yaratıldık. Diğer insanlar maymun olarak yaratıldı. Bize hizmetkâr olmak için, sonradan insana dönüştü.
2-Bizim dünyanın efendisi oluşumuz ve diğerlerinin bizim kölemiz oluşu nazariyede kalmayacaktır, mutlaka gerçekleşecektir.
3-Bunun gerçekleşmesi için de bizim şu üç şartı yerine getirmemiz lazım:
Bir: Dünyanın her yerine sürgüne gönderilmiş olan Ben-i İsrail i Kudüs te toplayacağız.
İki: Fırat la Nil arasında hududu belli olan Arz-ı Mev ud u kucaklamak üzere Büyük İsrail i yeniden kuracağız ve onun emniyetini sağlayacağız.
Üç: Onun emniyetini sağlamak için Fas tan Endonezya ya kadar 28 ülkenin iktidarı bizim kontrolümüz altında olacak ve 19 Haçlı Seferi ni püskürtmüş olan Anadolu da Selçukluların ve Osmanlıların mirasçısı büyük bir devlet olmayacak. Türkiye olmayacak! Anadolu da bağımsız bir devlet bırakmayacağız. Neden Çünkü İsrail için tehdit olur.
4-Nihayet Süleyman Mabedi ni yapacağız. Biz bunları yaptık mı, bizim Mesih imiz, Ben-i İsrail in Mesih i yeryüzüne gelecek. Davut (A.S.) tahtına Yahudi kralı olarak oturacak ve böylece ebedi hâkimiyetimizi perçinleyeceğiz. İşte imanlarının temeli bu 4 maddedir. Buna inanıyorlar. Bunun için çalışıyorlar. (4)
Erbakan Hocaya göre Türkiye, Siyonizm in Büyük İsrail Projesi nden dolayı daima hedef ülkedir. Türkiye dâhil Büyük Ortadoğu coğrafyasında yer alan, 28 ülkenin etnik ve mezhepsel olarak parçalanması (Büyük Ortadoğu Projesi) ve Büyük İsrail in kontrolünde olması öngörülmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi ile Büyük İsrail projesi arasında gizli bir bağ vardır. AKP iktidarı zamanında Çözüm Süreci olarak ifade edilen, özünde Ortadoğu da Türk-Kürt Kardeşliğine dayalı bir politikanın benimsenmiş olması, Siyonizm in Büyük İsrail Projesi ile çatışmaktadır. AKP yöneticileri bu gerçekleri görünce, uykudan uyanmış ve Erbakan Hocanın haklı olduğunu itiraf etmişlerdir.
Erbakan ve Siyonizm in (Irkçı Emperyalizm) Yan Kuruluşları
Erbakan Hocanın Siyonizm le (Irkçı Emperyalizm) ilgili görüşlerinde dikkat çeken husus, Siyonizm i ısrarla masonlukla ve faizci sistemle birlikte zikretmiş ve değerlendirmiş olmasıdır: Erbakan; Dünya Siyonistleri bu planı tatbik etmek için bir yandan masonluğu icat ettiler ve bunun vasıtasıyla bütün milletlerin içerisine kök salmışlardır. Öbür yandan insanları istismar etmek için faizcilik düzenini kurmuşlardır. Bu faizcilik düzeninin de bütün milletler içerisinde yürüyebilmesi için mason locaları vasıtasıyla gerekli tertibatı almaya gayret etmişlerdir... (1 3) Biz bir yandan bütün dünyanın para gücünü elimize geçirmişiz. Faizci kapitalist nizam ile. Öbür yandan doların üzerindeki piramitte gösterilen 13 katlı ehramdaki gibi, insan gücünü elde etmek için, Ben-i İsrail olmayanları, Ben-i İsrail e hizmet ettirmek için dernekler ve kuruluşlar kurmuşuz. Para gücü ve insan gücü. Bunların ikisi de elimizde. Bunlar elimizde olduğu içindir ki, biz bütün dünyaya hâkim olacağız. (4)
Rantiyeci kavramı, Türkiye deki siyası mücadeleye Erbakan tarafından sokulmuş bir kavram olup halkın dikkatini bu ülkeyi sömürenlerin üzerine çevirmek amacıyla kullanılmıştır. Erbakan Hoca, uluslararası para transferlerinin ülkeler arasında doğrudan doğruya yapılamayıp ABD ve Batı bankaları üzerinden yapılmış olmasını, hava yolu şirketlerinin verdiği biletlerden ve insanların yaptığı telefon görüşmelerinden pay alınmasını, Siyonist bir operasyon olarak görüp karşı çıkmıştır. Bu yapılanışı, Gizli Dünya Devleti ile ilgili görüp bunun mutlaka değişmesi gerektiğini savunmuştur. Erbakan Hocaya göre, faizci düzenin beyni Siyonist önderler, gövdesi masonluk, kolları ise rotary, lions gibi yan kuruluşlardır (3). Bu nedenle 23.3.1992 yılında Mason Dernekleri, Rotary ve Lions Kulüplerinin Faaliyetleri ile ilgili Meclis araştırması istemiştir. Bu gün AKP yöneticileri, tehlikeyi zamanında görmüş ve 1992 yılında Meclis araştırması ile masonik örgütlenmenin üzerine gitmek istemiş olan Erbakan ı haklı görerek itirafta bulunmaktadırlar: Erbakan haklıydı, haklı çıktı.
Taksim Kadife Darbesi sürecinin üçüncü aşamasında Halk Bankası nın başına gelenler, İran, Irak ve Hindistan la yapılan ticarete ilişkin paraların, New York ya da Londra bankalarına yatırılmayıp doğrudan doğruya Halk Bankası na yatırılmış olması ile doğrudan ilgilidir. Yıllar önce Erbakan bu tezatlı durumun değişmesi için mücadele ettiğinde, Türkiye ve hatta o dönem Hocanın yanında bulunan bugünkü AKP yöneticileri, Hocayı anlamamışlar, meseleyi Hocanın mübalağası olarak görmüşlerdir. AKP yöneticilerinin, Taksim Kadife Darbesi nin arkasında, Faiz Lobisi var , Irak la yaptığımız ticaretin parası ABD bankalarına niçin yatsın tarzındaki çıkışları, gerçek tehlikeyi, ancak şimdi gördükleri ve Erbakan Hocayı haklı buldukları anlamına gelmektedir.
Erbakan ve ABD Siyonizm Denklemi
Erbakan Hocaya göre Protestanlık ve Evangelizm Siyonizm in eseridir. Siyonizm bu yaklaşımı ile müttefiklerini çoğaltarak kendi nüfus azlığının oluşturabileceği olumsuzlukları gidermeye çalışmaktadır: Erbakan; Ne yaptı bu ırkçı emperyalistler Bunlar, tarih boyunca önce faizci nizamı yerleştirebilmek için Hıristiyanlık dinini ifsad edip, Protestanlık dinini kurdu. Amerika yı avucunun içine almak için bu asrın başında Evangelizm Tarikatı nı kurdu. Kim Siyonizm. Bu Evangelizm Tarikatı nın bugün 90 milyon mensubu var. Amerika yı yöneten Bush lar, Clinton lar, Reagan lar, aklınıza hangisi geliyorsa, hepsi bu tarikatın mensubu. Bunları Siyonizm nasıl aldatmış da taşeron gibi kullanıyor .. Bunlara diyor ki: Siz, İsa nın (A.S.) yeryüzüne gelmesini beklemiyor musunuz Biz de O nu bekliyoruz. Siyonistler bunu derken takiyye yapıyor. Havraya girdiği zaman, küçük çocuğun kulağına, Bana bak! Biz asıl kendi Mesih imizi bekliyoruz diyor. Balkona çıktığı zaman, Aynı Mesih i bekliyoruz. Ama sizin elinizdeki İncil de bu Mesih in geliş şartları yazmamış. Tevrat ta yazıyor. O halde; gelin Tevrat tan istifade edelim. Tevrat ın emirlerini yerine getirelim: Mesih gelsin! diyor. Tevrat ın istedikleri ne Yahudilerin Kudüs te toplanmasına yardımcı olun. Büyük İsrail in kurulmasına yardımcı olun. O nun emniyete alınmasına yardımcı olun. Süleyman Mabedi nin yapılması için yardımcı olun. Böylece Mesih gelsin. Onları böylece aldatmış. (4)
Bu yaklaşım tarzıyla Siyonistler, ABD de Evangelistlerin desteğini alarak çok güçlü bir lobi oluşturmuşlardır. ABD de seçilen başkanların kayıtsız şartsız İsrail i desteklemelerinin nedeni bu güçlü lobidir. Erbakan: Clinton diyor ki: Ben Amerika için askerlik yapmadım. Prensiplerime uymadığı için. Ama silahı alır, İsrail için siperde dövüşürüm Yahudi olduğu için mi söylüyor bunu Hayır! Ben öyle halis muhlis bir Hıristiyan ım ki, İsa (A.S.) gelsin diye canımı bile feda ederim anlayışıyla söylüyor. 10 tane Amerikan Cumhurbaşkanı işe başlarken söyledikleri nutukların hepsinde, Benim için bir numaralı mesele İsrail in emniyetidir diyor (4). Başbakan Erdoğan ın, Ben İsrail e söylüyorum cevap ABD den geliyor tarzında yaptığı serzeniş, Hocanın bir kez daha haklı çıkmasını sağlamıştır. AKP yöneticilerinin İsrail le olan kavganın aynı zamanda ABD ile ilgili olduğunu zamanında görememeleri üzücüdür. Bugün, ABD deki Neocon-Siyonist İttifakı nın Amerikan milliyetçilerine (WASP) karşı son zamanlarda üstünlük kurmuş olmaları ile Taksim Kadife Darbesi süreci arasında doğrudan ilişki olduğunu AKP yöneticileri görmek zorundadır.
AB ve Siyonizm
Erbakan Hocanın üzerinde en çok durduğu konulardan biri de, AB nin bir Siyonist organizasyonu oluşudur. Hocaya göre Türkiye yi ortak pazara sokmak istemeleri için üç sebep vardır (1-3):
1-İslam âleminin başı olan Türkiye yi AB içine sokarak eritmek.
2-Ortak Pazar (AB nin bir önceki aşamasındaki ismi) üç katlı bir ev olup en üst katında Siyonist sermayedarlar oturmaktadır. Orta katında Avrupalılar memur olarak çalışmaktadırlar. Alt kat uşak ve işçiler içindir. Türkiye alt kata uşak ve işçi olarak alınmak isteniyor.
3- Serbest ticaret esaslarına göre üye ülkelerin birbirinden mülk edinme hakları vardır. Bu yolla Türkiye savaşla değil parayla satın alınmak isteniyor.
Burada dikkat çekilmek istenen en önemli konu, AB ile birlikte Türkiye nin topraklarının parayla satın alınarak işgal edileceğidir. Ortak Pazar la Büyük İsrail projesi arasında Vaad edilmiş topraklar varsayımından dolayı bir bağ olduğu inancındadır: Tahrif edilmiş İncil de de Kayseri ye kadar uzanan Asurîlerin ülkesinin İsrail e ait olduğu zikredilmektedir. Batı gerektiğinde İsrail in bu projesine göz yumabilir. Ortak Pazar ın iktisadi maksatlarının çok ötesindeki gayeleri ve maksatları mevcuttur. Bilhassa üye devletler arazilerini yabancıların satın almalarına açık tutmaları maddesi, Türkiye nin birçok topraklarının art ve ileri maksatlı kapitalist dünya Siyonistleri tarafından rahatça ve çok ucuz fiyatla satın alınmasını da imkân dâhiline sokabilir. Bu durum, Türkiye nin İsrail e bir vilayet olarak hazırlanması neticesini intaç edebilir. Bu bakımdan bir sömürge olarak faydalanmak için Batı, Türkiye nin müşterek pazara girmesini istemekte, dünya Siyonistleri bu girişi arkadan arkaya desteklemektedirler. İşte Ortak Pazar meselesine bu açıdan bakmak zarureti vardır. (1)
Sonuç: Erbakan Haklıydı
AKP iktidarının Türkiye nin yasal mevzuatını, dolayısıyla yapısını, inanç, değerler ve kültür ve medeniyet farkını gözetmeden AB nin yasal mevzuatına uydurmaya çalışması, gelecekte çok ciddi sıkıntılar meydana getirecektir. AB uyum yasaları çerçevesinde yapılan bunca reforma rağmen Taksim Gezi Parkı hadiselerinde ABD ve AB yöneticilerinin siyasi iktidara aşırı bir şekilde yüklenmeleri ve Erdoğan ı diktatör olarak nitelendirmeleri, ABD ve AB nin gerçek anlamda dost, sırdaş, stratejik ortak ve model ortak olamayacakları gerçeğini ortaya koymaktadır. AB kapsamında yeniden düzenlenen yasal mevzuat, kendi kültür ve medeniyet değerlerimiz göz önüne alınarak yapılandırılmalıdır. Ayrıca bu son yaşanan olaylardan sonra yabancılara mülk toprak satışları yeniden gözden geçirilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Toprak satışları ile bu ülkenin geleceğinin ipotek altına alınmasına ve gelecek nesillerin bedel ödemesine müsaade edilmemelidir. AKP yönetimi, Taksim Kadife Darbesi sürecinden başarılı çıkabilmesi için, başta ordu, MİT, polis, yargı olmak üzere Türkiye nin kılcal damarlarına yerleşmiş masonik örgütlenmeyi deşifre ve tasfiye etmek zorundadır.
Rahmetli Erbakan Hocanın yıllar önce Siyonizm konusunda yaptığı uyarılar, göz önüne alınarak gerekli tedbirler alınmalı, 50 100 yıllık bir strateji çizilmelidir.
Kaynaklar:
1-Erbakan N., Milli Görüş, Dergah Yayınları, İstanbul, 1975, S:235-270.
2-Erbakan ın Basın Toplantısı Özetleri, İstanbul İl Teşkilatı Yayın No: 3, 1990.
3-Erbakan N., Türkiye nin Temel Meseleleri, Rehber Yayıncılık, Ankara, 1991, S: 52,80-96,199.
4-Erbakan N., Milli Kurtuluş Konferansları 1-4.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder